Yine de ayrılırken, büyükbabam bize el sallamıştı. - Ama açıklamaya zamanım olmadı. | Open Subtitles | لكن جدي قد لوح لنا نوعا ما لكنني لم أجد الوقت لأشرح له |
Birkaç teklif aldık. Daha bakmaya zamanım olmadı. | Open Subtitles | وجدت بعض العروض البدائية, لم أجد الوقت لإلقاء نظرة بعد |
İşlerle oldukça meşguldüm. zamanım olmadı. | Open Subtitles | لقد كنتُ مشغولة كثيراً مع العمل، ولمْ يتح لي الوقت. |
Senin süper gücünü bulmakla o kadar meşguldüm ki Wade'i düşünmeye zamanım olmadı. | Open Subtitles | تعرف، أنا كنت مشغولة جداً محاولة معرفة قواك الخارقة وبذلك لم يكن لديّ الوقت لأقلق بشأنه |
Çünkü henüz rezervasyon yaptıracak zamanım olmadı. | Open Subtitles | لأنه لم يكن لدي وقت للقيام بالحجز |
Dışarı çıkıp sana bir şey alacak zamanım olmadı ama al bakalım. | Open Subtitles | والآن لم يتسنى لي الخروج وإبتياع شيء لك، ولكن إليك هذا |
Ona değer biçmeye zamanım olmadı. Daha dün elimize geçti. | Open Subtitles | لم تسنح لي الفرصة لِتثمينه، لقد وصل بالأمس |
Kendimi buna alıştırmak için pek zamanım olmadı. | Open Subtitles | مجرد أنني لم أحظى بالوقت الكافي لأعتاد على الأمر |
Oh, şey, beraberliğimiz yüzünden, üstünde çalışacak zamanım olmadı bende ek süre aldım. | Open Subtitles | لم اجد الوقت الكافى لاكمالها بسببنا وحصلت على فترة اضافية |
Yeni bir tanesini çıkartmak için zamanım olmadı. | Open Subtitles | لم أجد الوقت لإصدار واحدة حديدة |
Söylemeye zamanım olmadı. | Open Subtitles | لم أجد الوقت المناسب لإخبارهم |
Onu icat edecek zamanım olmadı. | Open Subtitles | لم يتح لي الوقت لإختراعه حتى الآن |
Hayır aslında. Gençlik yıllarımda zamanım olmadı pek. Ben çoğunlukla eğitimdeydim. | Open Subtitles | كلا بالواقع، لم يكن لديّ الوقت في سنوات شبابي، كنت مشغولاً بالتدريب. |
Üzerimi değiştirecek zamanım olmadı. | Open Subtitles | لم يكن لدي وقت لأغير |
Ya da denerim. Hep bir yazar olmak istemiştim ama hiç zamanım olmadı. | Open Subtitles | أو أحاول، دائما ما تخيلت نفسي كروائي، ولكن لم يتسنى لى الوقت. |
Silahımı çektim ama kullanmaya zamanım olmadı, çünkü suya çarptık. | Open Subtitles | سحبت سلاحي، لكن لم تسنح لي الفرصة لإستعماله لأنّنا إصطدمنا بالماء. |
Tıbbi kayıtlarınıza bakmak için zamanım olmadı. | Open Subtitles | لم أحظى بالوقت لألقي نظرة على ملاحظاتكِ الطبية. |
Bütün gün oradan oraya koştum. Köpeği besleyecek zamanım olmadı. | Open Subtitles | لقد كنت امشي بالمكان لم اجد الوقت لإطعام الكلب |