Özür dilerim Daha iyisini düşünmek için yeterince zamanım yoktu. | Open Subtitles | أنا آسف، لم يكن لدي وقت لأفكر في خطة أفضل |
Biliyorsun, doğruluğuyla ilgili test yapacak zamanım yoktu. | Open Subtitles | كما تعلم لم يكن لدي وقت لاختبار دقتها وإذا كنت.. |
O zamanlar yenilikleri takip edecek param ve zamanım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي الوقت الكافي او المال لمواصلة آخر الصيحات |
Başka bir şey yapabilecek zamanım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن عندى وقت كافى ...لعمل أيَّ شىءٍ آخر |
Görmezden geldim. Onun için zamanım yoktu. | Open Subtitles | كما تعلمون، تجاهلتُه لم يكن لديّ وقت أخصّصه له |
Bu konuda mutlu olmak pek kolay değildi çünkü tahmin edecek zamanım yoktu. | Open Subtitles | من الصعب تقريبا أن أشعر بالسعادة لحدوث هذا، لأنني لم أملك الوقت لتوقعه |
Ve benim de çok zamanım yoktu, onun hayatını kurtarırken, durup babalık testini kontrol edecek veya Lisa'ya kararını soracak kadar. | Open Subtitles | لذا لم يكن لديّ الوقت بينما كنت أنقذ حياتها أن أتوقف و أتأكد من فحوصات الأبوة أو أن أسألها عن مستقبل الطفل |
Böyle şeylerle uğraşmaya zamanım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن عندي وقت لمثل هذه الترهات و أنت؟ |
Üzgünüm, zamanım yoktu. | Open Subtitles | اسف, لم أجد الوقت لذلك. |
zamanım yoktu ve açık sözlü olmak gerekirse sana öyle bir aramayı borçlu değilim. | Open Subtitles | لم يكن لدي وقت ولأكن محدداً لم يكن يتوجب علي الاتصال بك |
zamanım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي وقت وهو كان سريعاً في اغلاق الهاتف |
Detayına girmek için fazla zamanım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي وقت لأخطط لها لكي أجعلها مُتقنة |
Hiç almadım. zamanım yoktu. | Open Subtitles | ،لم أشتري أي عصير لم يكن لدي وقت كافي |
Güzel iç çamaşırı almak için zamanım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي الوقت لأحصل على ملابس تحتية لائقة |
Güzel iç çamaşırı almak için zamanım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لدي الوقت لأحصل على ملابس تحتية لائقة |
Görecek zamanım yoktu. Yüzünü görmek istemiyorum. | Open Subtitles | لم يكن لدي الوقت لرؤية وجهك لا أريد أن أرى وجهك |
Başka bir şey yapabilecek zamanım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن عندى وقت كافى ...لعمل أيَّ شىءٍ آخر |
! Al, karşılaştırmalı bir alışveriş için zamanım yoktu. | Open Subtitles | آل، لم يكن لديّ وقت لمقارنة الأسعار |
İkisini birden öldürmemeliydim. Yeterince zamanım yoktu. | Open Subtitles | "ما كان عليّ قتلهما معاً لم يكن لديّ وقت كافٍ لذلك" |
Sadece öğrenmek için yeterli zamanım yoktu. | Open Subtitles | إنني فقط لا أملك الوقت الكافي لأكتشفها بعد |
Mesafeyi ölçecek zamanım yoktu, ve düğmeye bastım. | Open Subtitles | لم أملك الوقت لأتفقد العدّاد ، قمت بالضغط على الزر فحسب |
Sistemdeki sesi silmek için yeterli zamanım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن لديّ الوقت لإيقاف الصوت |
Wilson'a uğrayacak zamanım yoktu. | Open Subtitles | (ولم يكن لديّ الوقت للمرور بمنزل (ويلسون |
Böyle şeylerle uğraşmaya zamanım yoktu. | Open Subtitles | لم يكن عندي وقت لمثل هذه الترهات و أنت؟ |