"zaman değil" - Traduction Turc en Arabe

• ليس وقت
• ليس وقتاً
• الوقت ليس
• ليس بالوقت
• ليس وقتا
• الوقت غير
• ليس بوقت
• ليس الوقت المناسب
• هذا ليس الوقت
• ليس وقتًا
• لَيسَ وقت
• وقت غير
• ليس عندما
• هذا وقت
• الآن ليس

Aslında bu benim için iyi bir zaman değil. Çalışmanın ortasındayım.
بصراحة, هذا ليس وقت جيد بالنسبة لى انا بمنتصف بعض الاعمال

Hoş değil demiyorum ama şuan uygun bir zaman değil.
إنه ليس بدون سحره و لكن هذا ليس وقت مناسب

Bana ziyaretini haber vermeliydin. Pek uygun bir zaman değil.
كان يجب أن تخبريني قبل حضورك هذا ليس وقتاً مناسباً

- Burada mesele zaman değil, burada mesele bu eldiven.
الوقت ليس هو القضيه هنا. هذا القفاز هو القضيه هنا.

Kaba olmak istemem, ancak yatak odamda ev cini barındırmam için.... şimdi en uygun zaman değil.
أنا لا أريد أن أكون فظا أو ماشابه ولكنه ليس بالوقت المناسب لإستقبال جنى فى غرفة نومي

Hiç iyi bir zaman değil. Çok önemli bir şeyin ortasındayım.
ليس وقتا طيبا، وأنا في منتصف من شيء مهم.

Peder, uygun bir zaman değil. Daha sonra gelin. Kızınızla konuşmalıyım.
أيها القس، أخشى أن الوقت غير مناسب ستضطر للعودة فيما بعد

Öldürülmüş iskeletler üzerine yaptığımız soğuk şakalar neşeli zaman değil ki.
إن إصدار النكت عن هياكل المقتولين العظمية ليس بوقت مرح

- Tamamen hemfikirim. - Tereddüt edecek zaman değil. Tereddüt etmiyorum.
ـ أنا موافقة تماماً، لست مترددة ـ هذا ليس وقت التردد

Bu aralar terörist olmak için hiç de uygun bir zaman değil.
هذا ليس وقت طيب الّذي سيكون إرهابي، مانولا.

Anlaşılan Dojoyu beslemek için iyi bir zaman değil ha?
من المحتمل انه ليس وقت جيد لأطعام دوجو اي شيء ،هيه؟

Tanrım, Frank, senden bunu isteyecek zaman değil, biliyorum... ama balistik saçmalıklarıyla uğraşmam gerekecek.
فرانك أعلم انه ليس وقتاً لأسألك لكني يتوجب علي أن أرجع لمحاضرات الـ باليستيكس اللعينة

Ve şu an, senin o aptalca espirilerin için iyi bir zaman değil.
والآن ليس وقتاً مناسباً لاحدى تعليقاتك الذكيّة

Özür dilerim, fikrimi değiştirdim, fakat evi satmak için hiç uygun bir zaman değil.
و عهود التنفيذ آسف ثانيةً على التراجع لكنه ليس وقتاً مناسباً لبيع المنزل

Aslında yeni planlarla başlamak için iyi bir zaman değil.
فى الحقيقة الوقت ليس مناسبا لمشاريع جديدة

Dinle, bu hiç de uygun bir zaman değil.
شئ من هذا القبيل يمكن ان يكون له مفعول اسمع،هذا ليس بالوقت الجيد

- Uygun bir zaman değil. - Lalita lütfen, sadece...
هذا ليس وقتا مناسبا لاليتا من فضلك ، فقط

Senden bir iyilik isteyecektim ama doğru zaman değil galiba.
كنت سأطلب منك صنيعًا، لكن يبدو أن الوقت غير مناسب.

Bu uzun bir zaman değil, belki bir yerlerde sarhoş olmuştur.
هذا ليس بوقت طويل ربما هو في مكان ما يسكر.

Sosyal çevremi gözden geçirmek için hiç uygun bir zaman değil.
هذا ليس الوقت المناسب بالنسبة لي لمراجعة التقويم الاجتماعي الخاص بي.

Bu, onurlu bir adamın kamu işlerinden elini çekeceği zaman değil.
هذا ليس الوقت الذي ينسحب فيه رجل شريف من الشؤون العامة

Millet, bu bunun için hiç de iyi bir zaman değil.
يارفاق هذا ليس وقتًا مناسبًا للقيام بهذا، فكما سمع الكثير منكم

Şu anda, risk almak için iyi bir zaman değil. Hatırladın mı?
الآن لَيسَ وقت للتَغَازُل بالخطرِ، يَتذكّرُ؟

Bunu söylemek için doğru zaman değil ama annenler buradalar.
انجريد اعرف ان هذا قد يكون وقت غير مناسب لكن أبويكم هنا.

Oscar kazandığı zaman, tava suratlı ibne uzaylıyla evlendiği zaman değil.
عندما فازت بالإوسكار, ليس عندما تزوجت ذلك الشاذ ذو وجه المقلاه,

Richard, sencede bacaklarını traş etmek için uygunsuz bir zaman değil mi?
ألا تعتقد أن هذا وقت غريب لتبدأبحلاقة ساقيك

Sadece, bunca şey varken şu an doğru zaman değil.
إنما الآن ليس وقتًا مناسبًا في ظلّ كل ما يجري.