Ben de geçidi kullanarak Zaman yolculuğu yapmayı planladığından bahsettiğini hatırlamıyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أذكر انك ذكرت خطتك السفر عبر الزمن باستخدام المدخل |
Zaman yolculuğu, uzaylılar ve diğer pembe yalanları bir kenara atarsak, | Open Subtitles | و أنا أستثني أيضاً السفر عبر الزمن و الفضائيين بالمادة الوردية |
Zaman yolculuğu filmlerinde sık sık muazzam bir enerjiye aç bir makine kullanılır. | Open Subtitles | أفلام السفر عبر الزمن عادةً ما تعرض لذلك ، آلة ضخمه متعطشة للطاقة |
Dünya bilim adamları hâlâ Einstein'ın Zaman yolculuğu teorilerini tartışıyorlar. | Open Subtitles | علماء العالم ما زالوا يناقشون نظريات إنيشتاين للسفر عبر الزمن |
Sadece bir saniyeliğine geldim ama Zaman yolculuğu seminerine katıldım. | Open Subtitles | لدي ثانية واحدة فقط لكنني ذهبت لمحاضرة السفر عبر الزمن |
Zaman yolculuğu hakkında bilmediğiniz bir şey mi var yoksa? | Open Subtitles | هناك شيء آخر لا تعرفونه عن السفر عبر الزمن ؟ |
Zaman yolculuğu nelerin olması gerektiği hakkında düşüncelerimizle dalga geçiyor. | Open Subtitles | اخفاق السفر عبر الزمن مع أفكارنا حول ما يفترض أن يحدث |
Görünen o ki, dün geceki Zaman yolculuğu deneyi başarılı oldu. | Open Subtitles | من الواضح أن تجربة السفر عبر الزمن قد نجحت تماماً مساء أمس. |
Zaman yolculuğu olayını yapabiliriz ve zamanda geri gideriz. | Open Subtitles | يمكننا القيام بخطوة السفر عبر الزمن ونعود إلى الماضي |
Yani kazara Zaman yolculuğu makinesini mi keşfettiniz? | Open Subtitles | لذا أنت تقول انك بالصدفة اكتشفت السفر عبر الزمن ؟ |
Teorik olarak Zaman yolculuğu mümkün. | Open Subtitles | السفر عبر الزمن ممكن نظرياً، ثمة أبحاث عن الجاذبية الكمّية |
Artık Zaman yolculuğu yapabilir miyim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعرف إن ما كان بمقدوري السفر عبر الزمن مجدداً |
Garip, çünkü Amy bunu henüz yazmadı. Zaman yolculuğu, gerçekleşebilir. | Open Subtitles | ،لأن إيمي لم تكتبه بعد ... إنه السفر عبر الزمن |
Zaman yolculuğu, kafanda tam oturtamıyorsun. | Open Subtitles | السفر عبر الزمن لا يمكنك أن تنظمه في رأسك |
Tanrım, Zaman yolculuğu fantezi televizyonculuğu çok kafa karıştırıcı. | Open Subtitles | ياللهول مسلسلات السفر عبر الزمن الخياليه مربكه بحق |
Zaman yolculuğu paslanamanın sebep olmuyorsa. | Open Subtitles | ما لم يكن السفر عبر الزمن ما تسبب بالصدأ |
Şuna bak. Wells deneyi Zaman yolculuğu için erken bir denemeydi. | Open Subtitles | الق نظرة على هذا التجربة كانت مجرد محاولة للسفر عبر الزمن |
Bu filmde Zaman yolculuğu falan yok. | Open Subtitles | لن يكون هناك اي سفر عبر الزمن في الفيلم. |
Takiyon. Birazcık da Zaman yolculuğu. | Open Subtitles | تاكيونات، كميات قليلة منها ناتجة عن السفر الزمني |
Küçük ofisime tıkılıp kaldım ve Zaman yolculuğu hakkında yazmak çok zor! | Open Subtitles | كم أصاب بالجنون محبوساً في مكتبي الصغير ومن الصعب جداً الكتابه عن السفر بالزمن |
Ödül olarak... ..Shiva O'na "Altın Zaman Çarkı" 'nı verdi. bir Zaman yolculuğu aracı.. | Open Subtitles | "وأعطاه عجلة الزمن الذهبيّة، وهي آداة للسفر الزمنيّ" |
Film, bir polisin Zaman yolculuğu yapması üzerine, ve ben de bir tabanca hazırladım. | Open Subtitles | قصة الفيلم عبارة عن ظابط يسافر عبر الزمن,لهذا فقد احضرت مسدس |
Ama yakın zamanda Zaman yolculuğu yapmak ya da paralel evrenlere gitmek için, küçük bir şansımız varmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | لكن ثمّة فُرصة ضئيلة للسفر عبر الزمن فى أى وقت قريب لكن ثمّة فُرصة ضئيلة للسفر عبر الزمن فى أى وقت قريب إما نحو الماضى الموجود .أو إلى كونٍ موازٍ |
Zaman yolculuğunun en önemli kuralı Zaman yolculuğu hakkında konuşmamaktır. | Open Subtitles | القاعدة الأولى للسفر الزمنيّ، هي ألّا تتحدث عن السفر الزمنيّ! |
- Bize nasıl söylemezsin? - Zaman yolculuğu, muhteşem bir şey! | Open Subtitles | لماذا لم تخبرينا السفر في الزمن , شئ رائع |
Zaman yolculuğu eden bir fotoğraf makinesi bulduk diyorum. | Open Subtitles | - أعني أننا اكتشفنا كاميرا تسافر عبر الزمن |
Şu an dünyanın ilk Zaman yolculuğu yapan elfine bakıyorsun. | Open Subtitles | أنت تنظر إلى أول قزم في العالم سافر عبر الزمن |