Ancak bu sağlam maddenin bir zayıflığı var: Her yıl on milyarlarca dolarlık bir maliyete yol açan yıkıcı bir çatlamaya eğilimlidir. | TED | ولكن هذه المادة القوية لديها نقطة ضعف: إنها معرضة لتشقق كارثي يكلف عشرات مليارات الدولارات للصيانة كل عام. |
Diğer adamın zayıflığı, sizi büyülemeye başlıyor ve bir akşam, kumar oynayıp her zamankinden daha ağır bir yenilgi aldığınızda bundan nasıl faydalanacağınızı anlıyorsunuz. | Open Subtitles | ضعف ذاك الرجل الآخر بدأ يسحرك و ذات ليلة عندما خسرت أكثر من المعتاد أيقنت كيف ستستفيد من ذلك |
Deli doktorunun mutsuz kadına zayıflığı malumdur. | Open Subtitles | إنها فكرة مبتذلة, استغلال نقطة ضعف لدى امرأة غير سعيدة |
Sen zayıfsın. Tanrı bu zayıflığı aktarmana asla izin vermez. | Open Subtitles | أنت ضعيف والرب لن يريد أبداً بأنه يستمر هذا الضعف |
Sonuçta, PMS araştırmalarındaki yöntem zayıflığı dikkate değerdi. | TED | وعموماً، فإن الضعف كان كبيراً في طرق البحث حول أعراض ما قبل الدورة الشهرية. |
Onun zayıflığı bu yılanların iktidarı ele geçirebileceklerini düşünmelerine neden oldu. | Open Subtitles | ضعفه سمح لهؤلاء الأفاعي أن يعتقدوا أن بإمكانهم الإستيلاء على السلطة |
bir not onun zayıflığı öfkeli bir libidoydu tamam arka merdiven boşluğu nerede? | Open Subtitles | وبنقطة ضعفها ايضا : الليبدو حسنا , اين الجدار الخلفي الذي سوف يحدث به الخلل الجلدي ؟ |
Babamın zayıflığı, kendini beğenmişliği. Ve tabii birde, şu Kaltak... | Open Subtitles | نقطة ضعف أبي هي الرذيلة والدليل هو العاهرة |
Babamın zayıflığı kendini beğenmişliği ve şu fahişesi. | Open Subtitles | نقطة ضعف أبي هي الرذيلة والدليل هو العاهرة |
Aslında çok şeyler oldu ama çoğunlukla sivil halkın telaşı içinde, firavunun gücünün zayıflığı, | Open Subtitles | في الحقيقة هناك عدة عوامل ولكن العامل الاكبر كان ضعف قوة ملوك الفراعنة بسبب الثورات الداخلية |
Küçük de olsa herhangi bir güvenlik açığı... veya zayıflığı derhal kapatılmalı. | Open Subtitles | اي خلل في الامن, اي ضعف, اي اهمال يجب, ان يتدارك في الحال |
Ve merhametin zayıflığı kapıları açık tutacak. | Open Subtitles | ولحظه ضعف العاطفة ستبقي البوّابات مفتوحه. |
Eğer bana sorarsanız, bir kadının zayıflığı onun gurur kaynağıdır. | Open Subtitles | حسناً إذا سألتني , نقطة ضعف المرأة هو حس الكبرياء كبرياء ؟ |
Kas zayıflığı, takatsizlik. Beyin iltihabı da olabilir. | Open Subtitles | ضعف العضلات، إرهاق ربما يكون لديه التهاب الدماغ |
Nesneleri düşürme, kas zayıflığı. Zayıf gece görüşü. | Open Subtitles | إسقاط الأشياء و ضعف العضلات ضعف الرؤية ليلاً |
Senin gibi eğitimli biri için aptal görünebilirler ama hayvanlar kurnazdır ve zayıflığı hissederler. | Open Subtitles | ربما يبدون اغبياء لرجل متعلم مثلك لكن الحيوانات ماكرة وتحس الضعف بشدة |
Bilerek yada bilmeyerek,.. ...bizim virüsümüzün yol açtığı zayıflığı tamir ettiler bunun anlamı tekrar çalıştırmak için,.. | Open Subtitles | حسنا ، عن علم أو لا ، فقد قاموا بإصلاح نقطة الضعف التى إستغلها الفيروس الخاص بنا |
bu zayıflığı avantajımıza çevirmeliyiz işte bazı öneriler: | Open Subtitles | ولذلك ، يجب علينا فضح هذا العجز المالي لما هو عليه باستخدام هذا الضعف لصالحنا. هذه بعض الاقتراحات: |
Avı beraberinde leş yiyicileri de getirmişti, ve onlar onun bir zayıflığı olduğunu hissedebiliyorlardı. | Open Subtitles | فريستها جلبت معها متتبعيّ الجيف من الحيوانات القمَّامة وباستطاعتهم أن يشعروا ببعض الضعف بها. |
"Ben gerçekte zayıf bir insanım... ve gerçek hayatımdaki zayıflığı gidermek için güçlü, seksüel açıdan saldırgan vs. vs. bir sahte kişiliğe bürünürüm. | Open Subtitles | الفكرة هي أنه في الواقع شخص ضعيف لذلك فإنه لكي يعالج نقطة ضعفه في حياته الواقعية يتبنى شخصية زائفة في اللعب |
Steve, bence bu onun zayıflığı değil | Open Subtitles | سنعدها لذلك ستيف أنا لا أعتقد أن السياسة الخارجية هي نقطة ضعفها الوحيدة |
Biliyorsun Washington'ın da zayıflığı var. | Open Subtitles | أتعلم ، (واشنطن) لديه ضعفٌ أيضًا |
Sinir zayıflığı nitelemesi, bizim Çavuş Dunne'un bir korkak olduğunu söylememizin bir yolu. | Open Subtitles | نورستانيا هي طريقتنا للقول بان سيرجنت ضن جبان |
Bunu yaşlı bir adamın zayıflığı, babanın zayıflığı olarak gördün. | Open Subtitles | كضعف رجل عجوز. ضعف والدك. قتلت نائب السيد المسيح. |
Böylesi bir zayıflığı anlamak zor. | Open Subtitles | -- من الصعب تَخَيُّل هذا الضعفِ. |