ويكيبيديا

    "zayıflığı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • ضعف
        
    • الضعف
        
    • ضعفه
        
    • ضعفها
        
    • ضعفٌ
        
    • نورستانيا
        
    • كضعف
        
    • الضعفِ
        
    Ancak bu sağlam maddenin bir zayıflığı var: Her yıl on milyarlarca dolarlık bir maliyete yol açan yıkıcı bir çatlamaya eğilimlidir. TED ولكن هذه المادة القوية لديها نقطة ضعف: إنها معرضة لتشقق كارثي يكلف عشرات مليارات الدولارات للصيانة كل عام.
    Diğer adamın zayıflığı, sizi büyülemeye başlıyor ve bir akşam, kumar oynayıp her zamankinden daha ağır bir yenilgi aldığınızda bundan nasıl faydalanacağınızı anlıyorsunuz. Open Subtitles ضعف ذاك الرجل الآخر بدأ يسحرك و ذات ليلة عندما خسرت أكثر من المعتاد أيقنت كيف ستستفيد من ذلك
    Deli doktorunun mutsuz kadına zayıflığı malumdur. Open Subtitles إنها فكرة مبتذلة, استغلال نقطة ضعف لدى امرأة غير سعيدة
    Sen zayıfsın. Tanrı bu zayıflığı aktarmana asla izin vermez. Open Subtitles أنت ضعيف والرب لن يريد أبداً بأنه يستمر هذا الضعف
    Sonuçta, PMS araştırmalarındaki yöntem zayıflığı dikkate değerdi. TED وعموماً، فإن الضعف كان كبيراً في طرق البحث حول أعراض ما قبل الدورة الشهرية.
    Onun zayıflığı bu yılanların iktidarı ele geçirebileceklerini düşünmelerine neden oldu. Open Subtitles ضعفه سمح لهؤلاء الأفاعي أن يعتقدوا أن بإمكانهم الإستيلاء على السلطة
    bir not onun zayıflığı öfkeli bir libidoydu tamam arka merdiven boşluğu nerede? Open Subtitles وبنقطة ضعفها ايضا : الليبدو حسنا , اين الجدار الخلفي الذي سوف يحدث به الخلل الجلدي ؟
    Babamın zayıflığı, kendini beğenmişliği. Ve tabii birde, şu Kaltak... Open Subtitles نقطة ضعف أبي هي الرذيلة والدليل هو العاهرة
    Babamın zayıflığı kendini beğenmişliği ve şu fahişesi. Open Subtitles نقطة ضعف أبي هي الرذيلة والدليل هو العاهرة
    Aslında çok şeyler oldu ama çoğunlukla sivil halkın telaşı içinde, firavunun gücünün zayıflığı, Open Subtitles في الحقيقة هناك عدة عوامل ولكن العامل الاكبر كان ضعف قوة ملوك الفراعنة بسبب الثورات الداخلية
    Küçük de olsa herhangi bir güvenlik açığı... veya zayıflığı derhal kapatılmalı. Open Subtitles اي خلل في الامن, اي ضعف, اي اهمال يجب, ان يتدارك في الحال
    Ve merhametin zayıflığı kapıları açık tutacak. Open Subtitles ولحظه ضعف العاطفة ستبقي البوّابات مفتوحه.
    Eğer bana sorarsanız, bir kadının zayıflığı onun gurur kaynağıdır. Open Subtitles حسناً إذا سألتني , نقطة ضعف المرأة هو حس الكبرياء كبرياء ؟
    Kas zayıflığı, takatsizlik. Beyin iltihabı da olabilir. Open Subtitles ضعف العضلات، إرهاق ربما يكون لديه التهاب الدماغ
    Nesneleri düşürme, kas zayıflığı. Zayıf gece görüşü. Open Subtitles إسقاط الأشياء و ضعف العضلات ضعف الرؤية ليلاً
    Senin gibi eğitimli biri için aptal görünebilirler ama hayvanlar kurnazdır ve zayıflığı hissederler. Open Subtitles ربما يبدون اغبياء لرجل متعلم مثلك لكن الحيوانات ماكرة وتحس الضعف بشدة
    Bilerek yada bilmeyerek,.. ...bizim virüsümüzün yol açtığı zayıflığı tamir ettiler bunun anlamı tekrar çalıştırmak için,.. Open Subtitles حسنا ، عن علم أو لا ، فقد قاموا بإصلاح نقطة الضعف التى إستغلها الفيروس الخاص بنا
    bu zayıflığı avantajımıza çevirmeliyiz işte bazı öneriler: Open Subtitles ولذلك ، يجب علينا فضح هذا العجز المالي لما هو عليه باستخدام هذا الضعف لصالحنا. هذه بعض الاقتراحات:
    Avı beraberinde leş yiyicileri de getirmişti, ve onlar onun bir zayıflığı olduğunu hissedebiliyorlardı. Open Subtitles فريستها جلبت معها متتبعيّ الجيف من الحيوانات القمَّامة وباستطاعتهم أن يشعروا ببعض الضعف بها.
    "Ben gerçekte zayıf bir insanım... ve gerçek hayatımdaki zayıflığı gidermek için güçlü, seksüel açıdan saldırgan vs. vs. bir sahte kişiliğe bürünürüm. Open Subtitles الفكرة هي أنه في الواقع شخص ضعيف لذلك فإنه لكي يعالج نقطة ضعفه في حياته الواقعية يتبنى شخصية زائفة في اللعب
    Steve, bence bu onun zayıflığı değil Open Subtitles سنعدها لذلك ستيف أنا لا أعتقد أن السياسة الخارجية هي نقطة ضعفها الوحيدة
    Biliyorsun Washington'ın da zayıflığı var. Open Subtitles أتعلم ، (واشنطن) لديه ضعفٌ أيضًا
    Sinir zayıflığı nitelemesi, bizim Çavuş Dunne'un bir korkak olduğunu söylememizin bir yolu. Open Subtitles نورستانيا هي طريقتنا للقول بان سيرجنت ضن جبان
    Bunu yaşlı bir adamın zayıflığı, babanın zayıflığı olarak gördün. Open Subtitles كضعف رجل عجوز. ضعف والدك. قتلت نائب السيد المسيح.
    Böylesi bir zayıflığı anlamak zor. Open Subtitles -- من الصعب تَخَيُّل هذا الضعفِ.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد