Kuzey Kutbu deniz memelileri zengin bir akustik atmosferde yaşar. | TED | تعيش الثدييات البحرية للقطب الشمالي، في عالم صوتي غني ومتنوع. |
Saygıdeğer bir kız kazasız belasız, güvenli bir hayat ister sürpriz istemez ve tercihen zengin bir adam ister. | Open Subtitles | الفتاه المحترمة تريد أن تعيش حياه آمنه محمية و ليست مليئة بالأحداث دون مفاجآت و يفضل مع رجل غني |
2006'daki ölümününe kadar, Orta Asya'nın doğal gaz bakımından zengin bir ülkesi olan... ...Türkmenistan'ın mutlak güce sahip lideriydi. | TED | إلى أن توفى في عام 2006، حيث كان يمثل القوة العظمى في تركمانستان دولة غنية بالغاز الطبيعي بآسيا الوسطى. |
Şu anda bunu A.B.D. gibi büyük ve zengin bir ülkenin yapacağını düşünebiliriz. | TED | الآن يمكننا أن نفكر في دولة غنية كبيرة مثل الولايات المتحدة للقيام بذلك. |
Bir taraftan baktığımızda yolsuzluğa rağmen hala zengin bir adamsın. | Open Subtitles | من ناحية, حتّى ومع الإختلاسات أنت لا تزال رجل ثري. |
zengin bir adam, bu kızla konuşmak için bin dolar veriyor. | Open Subtitles | رجل غني مستعد لدفع 1000 دولار لمجرد التحدث مع هذهـ الفتاة |
Tüm büyük suçların arkasında beyaz zengin bir adam vardır. | Open Subtitles | كل جريمه كبيره يكون ورائها رجل ابيض غني ينتظر حصته |
Tüm büyük suçların arkasında beyaz zengin bir adam vardır. | Open Subtitles | كل جريمه كبيره يكون ورائها رجل ابيض غني ينتظر حصته |
Ayrıca zengin bir erkek ile yemeğe çıkmak da iyi olurdu. | Open Subtitles | إضافة إلى ذلك أن تتعشّى مع رجل غني قد يكون لطيف |
Ama daha iyi bir ailesi olan zengin bir kadınla evlendi. | Open Subtitles | لكن إنتهى الأمر بزواجه من إمرأة غنية مع خلفية عائلة لطيفة |
Sence onun kadar zengin bir kız şu doğum lekesiyle durur muydu? | Open Subtitles | ألا تعتقد أن فتاة غنية مثلها كانت لتقوم بعلاج تلك الوحمة ؟ |
Benim zengin bir çocuk olup yoksul bir çocukla uğraşıp durmam veya Vicky'nin eşcinsel olması bir tesadüf değildi. | TED | أعني، إنه لم يكن حادثاً أنني كنت طفلة غنية وأنا أضايق طفلة فقيرة أو اتضح أن فيكي ستصبح شاذة أخيراً. |
Farkları bizimkisi kadar zengin bir zihne sahip olmamaları, Nedeni de bizimki gibi bir serebral kortekse sahip olmamaları. | TED | إلا انها لسيت غنية كما لدينا, لانها لاتملك قشرة مخ مثلنا. |
Buradan çıkabilmek için zengin bir eve saldırmalıyız. | Open Subtitles | لا؛ يجب أن نسرق منزل رجل ثري هذا السبيل الوحيد لنخرج من هنا |
O daha genç bir oğlanken onu tanırdım, babasını da tanırım köyümden zengin bir adamdı hatırı sayılır bir kişiydi! | Open Subtitles | اندروتشو ، أعرفه منذ كان طفلا أعرف والده أيضا انه ثري من قريتي انه شخص ما |
Belki de zengin bir amcayı ziyarete gittiğimi söylerseniz. | Open Subtitles | ربما اذا قلت لها أنني ذاهب لزيارة عم ثري |
Birden zengin bir adam beliriyor, sana... g...bir PowerPoint gösteriyor ve tereddütte kalıyorsun. | Open Subtitles | هذا الرجل الغني يرسل الحاضر ويظهر لك وباور بوينت، و فجأة أنت تردد. |
zengin bir çifte ait bir evdeki misafir evinde kalıyormuş. | Open Subtitles | لقد كانَ يعيشُ في بيتِ ضيافةٍ في أملاكِ زوجين أغنياء |
Çok zengin bir genç adam olmak üzeresin, tamam mı? | Open Subtitles | و أنت على وشك أن تصبح شاباً غنياً جداً, حسناً؟ |
Bu kadar zengin bir adam, arkadaşına bir tane ısmarlar. | Open Subtitles | رجل بهذا الثراء سيشتري شراب لرفيق الماء , انا واثق |
Onlar da mutluluk sıralamasında zengin bir ülke için düşük bir değer olan 35. sırada yer alırlar. | TED | تُصنف عادة في المرتبة 35 بين الدول التي تتسم بالسعادة، وهي مَرْتبة مُنخفضة لمثل هذه الأمة الغنية. |
zengin bir adam olduğum için şanslı. Evet, kesinlikle öyle. | Open Subtitles | بالتأكيد انه من حسن الحظ أننى رجل ثرى بالتأكيد |
Liderlerinin kalbine bir ok saplayabilseydim çok zengin bir adam olabilirdim. | Open Subtitles | لو انني قتلت زعيمهم لكنت سأكون رجلاً ثرياً |
LaHood gibi zengin bir kasabada vaiz, varlıklı bir adam olur. | Open Subtitles | لأشك في مدينة بها اغنياء كلاهوود القسيس سيصبح رجلا ثريا |
Vincent bence zengin bir kadınla evlenmelisin.Bir sanatçının tek umudu budur. | Open Subtitles | ..فنسنت انا اضن من الافضل لك ان تتزوج من امرأة ثرية |
O kapının açık olduğunu anlar anlamaz zengin bir adamın cenazesine gelen akrabalar gibi doluşacaklar. | Open Subtitles | حسناً ، عندما يخمنوا بأن السياج ، قد أغلق سيظهرون ، كما لو كانوا أقرباء إلى رجل غنى ، فى جنازته |
Trop'ta bir arkadaşım var. zengin bir herife tecavüz suçlamasında bulunmuş. | Open Subtitles | لدي صديقة تعمل في ملهى آخر قامت باتهام أحد الأغنياء بالإعتداء عليها |
Bunu birinci sınıfta, zengin bir adam onu alır da mutlu... bir hayat verir umuduyla bırakmışlardır. | Open Subtitles | إنهم تركوه فى الدرجة الاولى على أمل أن يتبناه واحد من الاثرياء ويعطيه حياة سعيدة |