| Sana yardım etmek büyük bir zevkti. - En azından, dişlerim hâlâ yerinde. | Open Subtitles | لقد كان من دواعي سروري أن أساعدك اذا كانت أسناني لا زالت موجودة |
| - Yemek için teşekkürler Hal. - Benim için zevkti Rosie. | Open Subtitles | ــ شكرا للغداء يا هال ــ من دواعي سروري يا روزي |
| Sizin gibi puştlarla iş yapmak büyük bir zevkti, sonra görüşürüz. | Open Subtitles | حَصَلَ لنا الشرف بالعملِ مع الأوغاد سنراكم لاحقاً |
| Bir daha görüşmeyeceğiz. İkimiz için de büyük bir zevkti. | Open Subtitles | فنحن لن نرى بعضنا مجدداً، سررت بالتعرف اليك |
| Birinin benimle, benim Veronika Voss ve ne kadar ünlü biri olduğumu bilmeden ilgilenmesi benim için büyük bir zevkti. | Open Subtitles | انها متعة لي انهم يهتم احدهم بي ..دون ان يعلم اني فيرونيكا فوس وكم انا مشهورة |
| İzninizle efendim, size hizmet etmek bir zevkti. | Open Subtitles | أسمح لي أن أقول يا سيدي، لقد سعدت بالعمل معك |
| Çok fazlalar Çavuş. Sizlerle çalışmak bir zevkti çocuklar. | Open Subtitles | هناك الكثير منّهم يا سكيبير لقد كانت الخدمة معكم سرور حقيقي يا أولاد |
| - Biliyorsun, her şey için. - Benim için zevkti. | Open Subtitles | ــ على الكتاب وكل شيئ ــ هذا من دواعي سروري |
| Pekala sinemasever bir arkadaşla sohbet etmek bir zevkti. Tatlı rüyalar, matmazel. | Open Subtitles | كان من دواعي سروري الدردشة مع زميلة إعجاب بالسينما، أحلاماً سعيدة آنسة |
| Doğrusu Ranger, seninle sohbet etmek büyük zevkti. | Open Subtitles | أنا أيضا يا جوال كان من دواعي سروري التحادث معك |
| Seninle tanışmak büyük zevkti, Linda. | Open Subtitles | لقد كان من دواعي شرفي و سروري أن أقابلكي يا ليندا. |
| Dünyayı yeniden güvenli bir yer yapmak benim için zevkti. | Open Subtitles | لقد كان من دواعي سروري أن أجعل العالم البشري آمناً مرة أخري |
| Oyun için teşekkürler. Benim için zevkti. | Open Subtitles | شكراً على اللعبة إنه دائماً من دواعي سروري |
| Çok teşekkürler. SP: Benim için zevkti. | TED | أشكرك كثيراَ . ستيفن بينكر : لي الشرف |
| Sizlerle konuşmak zevkti hanımlar. | Open Subtitles | يجب أن أكون في المنزل قبل بضعة ساعات سررت بالتحدّث إليكما |
| Beyler, sizinle çalmak hayatımdaki en büyük zevkti. | Open Subtitles | أيها السادة.. عزفى معكم كان أفضل متعة في حياتي كلها |
| - Sizinle konuşmak büyük bir zevkti. - İşte şimdi kızdınız. | Open Subtitles | سعدت بالتحدث معكِ والآن أنت غاضب |
| - Bütün yardımlarınız için size tekrar teşekkür ederim, Mr. Swanstrom. - zevkti.Yardım edebildiğime sevindim. | Open Subtitles | ـ شكرًا ثانية لمساعدتك، سّيّد سوانستروم ـ بكل سرور ، أنا سعيد لأنه أمكنني المساعدة |
| Anlatırım bak. Seninle iş yapmak zevkti. | Open Subtitles | إن كان ذلك ما تريده، فسأقم بإخبارهم إنه لمن السرور العمل معك |
| Sizi iş başında izlemek büyük bir zevkti. | Open Subtitles | سيد وولف .. اريد ان اخبرك انه كان شرف بالغ مشاهدتك وانت تعمل |
| Zarar ziyan ödemeyi seven bir sigortacıyla tanışmak bir zevkti. | Open Subtitles | من دواعى سرورى أن أرى عميل تأمين الذى يستمتع بدفع الأدعائات المكلفه |
| -Sizler benim insanlarım için birer kahramansınız. -Bizim için zevkti. | Open Subtitles | أنتم أبطال لكل أفراد شعبي أنة من دواعي سرورنا |
| Eğer gelmezsen.. Seni tanımak bir zevkti. | Open Subtitles | اذا لم تكوني جاده , كان من الممتع معرفتك |
| - Her zaman. Benim için zevkti. | Open Subtitles | قولي له على الرحب والسعة ، لقد استمتعت بذلك |
| Sizinle tanışmak büyük zevkti ama bir yıldır bu işin peşindeyim. | Open Subtitles | ، يسرني مقابلتكما يا أصدقاء لكني أتبعهم منذ عام |
| Tamamdır dostum. Bol şans, seninle iş yapmak bir zevkti. | Open Subtitles | حسناً يا أخي، حظاً موفقاً، لقد سعدتُ بالعمل معك. |
| Sizinle buluşmak bir zevkti. Ama sizinle hiç buluşmamış olmamız kötü. | Open Subtitles | أتعلمين، لقد سرّني لقاؤكِ، ولكن من العار أننا لم نلتقِ أبدًا. |