"zor şey" - Traduction Turc en Arabe

    • أصعب شيء
        
    • الشيء الأصعب
        
    • أمر قاسي
        
    • أصعب الأشياء
        
    • أصعب شىء
        
    • أصعب شيئ
        
    • الأمر الأصعب
        
    • اصعب شيء
        
    - Bu gezegende buluduğum sürece yapmak zorunda kaldığım en zor şey. Open Subtitles إنه أصعب شيء اضطررت القيام به في وقتي كله على هذا الكوكب
    Bir suçlu için, dünyada yapılacak en zor şey nedir? Open Subtitles ما هو أصعب شيء نفعله في حرب الدلائل؟ لا شيء
    Bunun başa çıkmak zorunda kaldığın en zor şey olduğunu söyler miydin? Open Subtitles إذاً,هل تقول أن هذا هو أصعب شيء كان عليك أن تواجهه مطلقاً؟
    Bu senin yaptığın en zor şey olacak. Open Subtitles هذا سيكون الشيء الأصعب ,الذي لم تقم بفعله من قبل
    İşsizlik, zor şey. Open Subtitles البطالة هي أمر قاسي
    Hatta hayatımız boyunca yaptığımız en zor şey olabilir affetmek. Open Subtitles قد يكون أصعب شيء يفعله أحد منا في هذة الحياة
    Psikolojik dünyan alt üst olurken en zor şey yeni bir sosyal çevre bulmak ve sosyal dünyanı oluşturmaktı. TED عندما يكون عالمك النفسي متحطم أصعب شيء يمكن فعله هو محاولة التواصل ومحاولة بناء عالمك الاجتماعي
    Bulutlara baktım ve benim için yapması genelde en zor şey olan şeyi yaptım, hiçbir şey yapmadım. TED تأملت في الغيوم، وفعلت أصعب شيء من الممكن ان أفعله عادةً، وهو لا شيء على الإطلاق.
    Benim için en zor şey bağımsızlığımı kaybetmek olmuştu. TED كان أصعب شيء بالنسبة لي هو فقدان استقلاليتي.
    Bazen en zor şey, bir şey yapmamaktır. Open Subtitles أحياناً أصعب شيء لتفعله هو عدم فعل أي شيء
    Sürekli birilerinin önüne yemek konuluyor ve burada reddedilmesi en zor şey çıtır ve taze ekmekti. Open Subtitles من كل أنواع الأطعمة خبز ساخن المخبوز تواً ذو الرائحة الرائعة هو أصعب شيء على الشخص
    Gerçek ne kadar rahatlatıcı olsa da karşılaşacağı en zor şey bu olacak. Open Subtitles بقدر ماستكون الحقيقة مصدر راحة ستكون أيضا أصعب شيء سيواجهه
    Bir rahip oldum, çünkü bunun yapabileceğim en zor şey olacağını düşünmüştüm. Open Subtitles أصبحتُ قساً لأنني أعتقدتُ بأنه سيكون أصعب شيء قد أفعله
    Benim alanımda, en zor şey çok geç kaldıktan sonra ailesine yanlış yaptığınızı söylemektir. Open Subtitles في مجال عملي، أصعب شيء هو الشرح للعائلة بأَنْك كُنْتَ مخطئ. بعد فوات الأوان لفعل أي شيء حيال ذلك.
    Bizim işimizdeki en zor şey budur. Open Subtitles هذا الشيء الأصعب في وظيفتنا. حسنا؟
    Dürüst olmak gerekirse, en zor şey bu, Kate. Open Subtitles إنها الشيء الأصعب, "كيت", لكي أكون صادقاً معك.
    En zor şey hayattan uzaklaşmaktı. Open Subtitles الشيء الأصعب هو أن أغير حياتي
    İşsizlik, zor şey. Open Subtitles البطالة هي أمر قاسي
    Kavga da yapılması en zor şey... kalıcı zarar vermeden, birini öldürmek istiyor gibi davranmaktır.. Open Subtitles إحدى أصعب الأشياء التي تقوم بها في معركة هو أن تبدو وكأنك تحاول أن تقتل شخصا دون أن تسبب ضررا دائما
    Yargıç buna kesinlikle izin vermez. Bunula birlikte delilik kanıtlanması en zor şey. Open Subtitles فالقاضية لن تسمح بهذا أبداً , الجنون هو أصعب شىء يمكن إثباته
    Bu, şimdiye kadar yapmak zorunda olduğum en zor şey ve umarım anlayışla karşılarsın. Open Subtitles أن هذا أصعب شيئ أضطررت لفعله ، أتمنى أن تتفهم.
    Bu da ortadaki şeyi bir duvar, üstesinden gelmesi en zor şey durumuna getiriyor. TED إذن فهذا يضع الأمر في المنتصف كعمودٍ طويل، الأمر الأصعب وصولًا إليه:
    Ama bu yapacağın en zor şey olacak, ama yapabilirsin, ve yapacaksın annenin ve kardeşinin hatrı için. Open Subtitles ولكن هذا سيكون اصعب شيء ستفعلهِ على الاطلاق لكن يمكنكِ ان تفعليها وسوف تفعلي ذلك من أجل امك ولأخيكِ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus