İkinizin de o kazadan sağ kurtulduğuna inanmak çok zor geliyor. | Open Subtitles | و من الصعب للغاية التصديق أنكما . نجوتما من هذا التحطم |
Benim için bu konuda konuşması çok zor ve görünen o ki, bu konu diğer herkese de zor geliyor. O kadar ki, hiç kimse bu konudan bahsetmiyor. | TED | إنه من الصعب علي أن أتحدت عن ذلك، ويبدو أنه يصعب على أي كان أن يتكلم عن ذلك، لدرجة أن لا أحد يتحدث عن ذلك. |
Orada yaşama düşüncesiyle yüzleşmek zor geliyor. | Open Subtitles | اكتشفتُ حقيقة الحياة التي من الصعب مواجهتها |
Bu nedenle itiraf etmesi bana zor geliyor ama annenle evliyken onu aldattım. | Open Subtitles | لهذا ذلك صعبٌ عليّ أن أعترف لكن عندما كنتُ أنا و أمّك متزوّجان لقد خُنتها. |
Yüce Gracchus, nefret etmek bana zor geliyor... ama bir adam var ki, onu düşündükçe öfkeden kuduruyorum. | Open Subtitles | جراكوس العظيم انا أجد صعوبة في أن أكره لكن هناك رجل واحد لا يمكنني التفكير بدون أن أستشيط غضبا |
Böyle olunca, telefonu meşgule almak biraz zor geliyor. | Open Subtitles | وعندما يصل الأمر إلى تجاهل إتصال. الأمر صعب نوعاً ما. |
Bu yüzden her şeyi doğru dürüst ifade etmek bana zor geliyor. | Open Subtitles | .. ولذلك فمن الصعب بالنسبة لي للتعبير عن كل شيء بشكل صحيح. |
Elihu demek bana zor geliyor. | Open Subtitles | اليهو, لا أعرف, من الصعب علي تقريباً قولها. |
Tabii ki yaşadığına seviniyorum. Fakat beni böyle bıraktığına inanmak zor geliyor. | Open Subtitles | بالطبع أنا سعيدة بأنه حي ولكن من الصعب التصديق بأنه إستطاع أن يهجرني فحسب |
Ofisinde oturup ailesinden bahsettiğini canlandırmak zor geliyor. | Open Subtitles | و من الصعب تصوره يجلس وراء المكتب ليتحدث عن عائلته |
Arkadaşların arkasından konuşmamak size zor geliyor demek istedin herhalde. | Open Subtitles | هل تعني أنه من الصعب عليك الرجال عدم التحدث القمامة عن أصدقائك. |
Yatağını dünyadaki en güzel kızla paylaşıyorken daire aramak çok zor geliyor. | Open Subtitles | من الصعب أن أبحث عن شقة بينما أشارك السرير فتاة جميلة |
Bana hak vermek sana zor geliyor. Ama sözümü bitireyim. Elinde yeterli hiçbir şey yok, ama benim var. | Open Subtitles | أعرف أنه من الصعب أن توافقني الرأي ، و لكن دعني أنهي كلامي ليس لديك الشئ الكثير و لكنه لدي أنا |
belki bunlardan kurtulmak için biraz erken, fakat... onları çekmecede görmek bana zor geliyor. | Open Subtitles | لربّما من المبكر جدا ..التخلّصمنهم،لكني. من الصعب رؤيتهم في دولاب الملابس. |
Bana bir şey vermek size neden bu kadar zor geliyor? | Open Subtitles | لماذا من الصعب عليكم أن تعطوني أي شيء ياقوم؟ |
Bugünlerde bir şeylerin olması için sabretmek zor geliyor bana. | Open Subtitles | صعبٌ عليّ نوعاً ما أن أنتظر شيء ليحدث |
Bu kadar basit talimatları hatırlamak size zor geliyor mu, gelmiyor mu? | Open Subtitles | و هل لديك أية صعوبة في تذكر مثل هذه الملاحظة البسيطة؟ |
Ama bazen şu Alzheimer ortaya çıktığında ve seninle oynadığında zor geliyor. | Open Subtitles | الأمر صعب أحياناَ لتمييز مرضه " الزهايمر " وبين التلاعب بيك |
Bizimle konuşmak zor geliyor, anlıyorum. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنه من الصعب بالنسبة لك التحدث الينا |
* Ama bir yabancıymışım gibi davranman çok zor geliyor bana * | Open Subtitles | ولكنك تعاملني كالغرباء? ? وهذا شعور مرهق? |
O yüzden zor geliyor sana. Bütün varlığını ele geçirmesine izin veremezsin. Neden olmasın? | Open Subtitles | لهذا يبدو الأمر صعباً, ولكنك لا تقدر أن تسمح له بأن يأخذ كيانك كله |
Oraya gidip, bizzat "hoş geldiniz" demek isterdim ama tahmin edebileceğiniz gibi o eve geri dönmek bana zor geliyor. | Open Subtitles | لكنت سأذهب إلى هناك وأرحب بهم بصورة شخصية... ولكن كما قد تتخيل، فالعودة إلى هذا المنزل أمر صعب عليّ، بعد ما رأيته |
Bana da zor geliyor ama. | Open Subtitles | إنه صعب عليّ أيضاً |
Kendinize banka soyguncusu demek zor geliyor. | Open Subtitles | كان من الصعب التفكير بأننا أصبحنا سارقى بنوك |