zor seçimler acı verici, sıkıntılı, diş gıcırtatılacak kadar zorlu durumlar yaratıyor gibi görünüyor. | TED | إن الخيارات الصعبة تبدو كمناسبات للتوجع وفرك الأيدي والعض على الأسنان. |
zor seçimler zordur, bizim yüzümüzden veya cehaletimizden değil zordurlar çünkü en iyi seçenek diye bir şey yoktur. | TED | إن الخيارات الصعبة صعبة ليس بسببنا أو لجهلنا؛ إنها صعبة لأنه ليس هنالك خيار أفضل. |
Yani belki de zor seçimler yaparken iki eşit derecede seçenek arasında olduğumuzu söylemek daha doğru. | TED | إذن ربما الأمر الصحيح الذي ينبغي قوله في الخيارات الصعبة هو أنها بين خيارات جيدة بنفس الدرجة. |
Sadece kızlar zor seçimler yapmak zorunda. | Open Subtitles | الفتيات فقط عليها أن تتخذ كل القرارات الصعبة. |
Çünkü bazı zor seçimler yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | لأنّي اتخذت بعض قرارات عسيرة |
Demek istediğim, yapılması zor seçimler olacak. | Open Subtitles | كل ما أود قوله أنه ستكون هناك خيارات صعبة لنقوم بها، تَعْرفين؟ |
zor seçimler yapmak zorunda kalabiliriz ve bilmeni istiyorum ki ne yaparsan yap sen benim arkadaşımsın. | Open Subtitles | و ربما علينا اختيار الاختيارات الصعبة و اردت ان تعرفي مهما كان عليك فعله انت صديقتي |
Herkes bu noktaya gelebilmek için zor seçimler yapmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | كل شخص هنا يجب أن يحدد قرارات صعبة لنصل لهذه المرحلة فقط |
zor seçimler de bu karşılık mantıklı bir karşılık, ama bize gösterilen gerekçeler tarafından dikte ettirilmiyor. | TED | هذه الاستجابة في الخيارات الصعبة هي استجابة عقلانية، ولكنها ليست مفروضة بالأسباب المعطاة لنا. |
her birimize özel. zor seçimler sırasında kuralcı güçlerini uygulamayan insanlar | TED | ما نفعله في الخيارات الصعبة هو يعود بشكل كبير إلى كل واحد منا. |
Hayallarini gerçekleştirmek çok zor seçimler gerektiriyor. | Open Subtitles | تحقيق الحلم يتطلب الكثير من الخيارات الصعبة |
Bu hedefimize ulaşmak niyetindeysek zor seçimler yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | وأذا أردنا الوصول إلى غايتنا يجب أن نقوم ببعض الخيارات الصعبة |
Bu hedefimize ulaşmak niyetindeysek zor seçimler yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | وأذا أردنا الوصول إلى غايتنا يجب أن نقوم ببعض الخيارات الصعبة |
Ama DVD'm yoktu, ve hangisinin daha iyi olduğuna karar veremediğim için, çoğumuzun zor seçimler karşısında yaptığı şeyi yaptım: En güvenli seçeneği seçtim. | TED | ولكنني لم أحصل على دي.في.دي، ولأنني لم أستطع تحديد الأفضل بينهما، فعلت ما يقوم أغلبنا بفعله تجاه الخيارات الصعبة: أخذت الخيار الأكثر أمانًا. |
ne için canla başla çalışabileceğinize, neyi istediğinize kafa yorun ve zor seçimler aracılığıyla o insana dönüşün. Istırap ve korku kaynağı olmaktan çok uzakta, | TED | إذن فدرس الخيارات الصعبة يسلط الضوء على ما تستطيع وضع قوتك خلفه، على ما يمكنك أن تكون من أجل، ومن خلال الخيارات الصعبة، أن تصبح ذلك الشخص. |
Yeni samimiyetimize binaen yapacağımız zor seçimler olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | بعد هذه النتائج الجديدة انا اعتقد انه لدينا بعض القرارات الصعبة علينا اتخاذها مثل ماذا؟ |
Fakat bazen zor seçimler yapmak zorunda kalıyoruz. | Open Subtitles | بعض الأحيان تنطوي مهامنا على أن نتخذ القرارات الصعبة |
Çünkü bazı zor seçimler yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | لأنّي اتخذت بعض قرارات عسيرة. |
İyi bir lider olabilmek için bazen zor seçimler yapman gerekir. | Open Subtitles | أحيانًا تضطر إلى اتخاذ خيارات صعبة لتكون زعيمًا جيدًا. |
zor seçimler yapmak zorunda kalabiliriz ve bilmeni istiyorum ki ne yaparsan yap sen benim arkadaşımsın. | Open Subtitles | و ربما علينا اختيار الاختيارات الصعبة و اردت ان تعرفي مهما كان عليك فعله انت صديقتي |