"zorlukla" - Traduction Turc en Arabe

    • بالكاد
        
    • تحديات
        
    • الصعوبات
        
    • صعوبات
        
    • بصعوبه
        
    • وبالكاد
        
    • التحديات
        
    • تحديًا
        
    • بصعوبة
        
    farkettim ki, resimdeki köprüde birçok insan var ve köprü boyunca insanların yürüdüğünü zorlukla görebiliyorum. TED و لاحظت فوق الجسر هناك أشخاص كثيرين بالكاد تستطيع أن تراهم يمشون عبر الجسر
    ama dikkatimizi mekâna verdiğimizde, mekânı algılarken yüzü zorlukla seçebiliyoruz. TED لكن عندما نركز انتباهنا على المشهد يصبح الوجه بالكاد مرئيًا لأننا نقوم بمعالجة بيانات المشهد الآخر.
    O kadar yoğundu ki yataktan lambayı zorlukla görüyordum. Open Subtitles كان كثيفاً للغاية, بالكاد رأيت المصباح بجانب الفراش
    Onlar biyohacker alanları açıyorlardı ve bazıları daha çok yasa ve daha az kaynak ile bizim yaşadığımızdan daha fazla zorlukla karşılaşıyorlardı. TED كانوا يفتحون مساحات البيوهاكر، والبعض منهم كانوا يواجهون تحديات أعظم مما واجهنا، قوانين أكثر و موارد أقل
    Minik bir zorlukla karşı karşıya gibiyiz. Open Subtitles يبدو أننا قد تشغيل إلى بعض الصعوبات طفيفة.
    Demek istediğimiz, çocukken herhangi bir zorlukla başa çıkmak zorunda kalmış mı? Open Subtitles ما نعنيه هو ، هل مرّ بأيّ صعوبات حينما كان طفلاً؟
    trafik o kadar yoğun ki,zorlukla kurtulabiliyoruz.. Open Subtitles هناك العديد من السيارات يمكننا أن نتحرك بالكاد
    Onun yanındayken ereksiyonunu zorlukla kontrol edebiliyordu. Open Subtitles بالكاد كان يستطيع التناغم معها عندما كانت تلتقي به
    Ses çıkartması bile zorlukla oluyor. Open Subtitles خِلال الحريق، بالكاد يُمكنهُ أن يصدرَ أي صوت
    Evet, zorlukla. Yalan söylediğinizi biliyoruz. Open Subtitles نعم, بالكاد.ترى, نحن نعلم أنك تكذب من خلال أسنانك
    zorlukla ayakta durabiliyorsun. Bir gün daha dayanamazdın. Bu iyi bir...değiş tokuş. Open Subtitles أنت بالكاد تستطيع الوقوف، لم تكن لتستحمل يوماً آخر، متاجرة مربحة
    O zorlukla konuşabiliyor, ve ben de sessiz birisiyimdir. Open Subtitles هيا ، لن نتسبب بالمشاكل إنه بالكاد يستطيع الحديث و بالنسبة لي فأنا شخص هادئ
    zorlukla nefes alan bir tane, kalbinin yarısı çalışan bir bebeğim var. Open Subtitles لديّ طفلة واحدة بالكاد يمكنها التنفس و واحدة بنصف قلب
    Bebeğim burada olursam öğreneceksin ,ben,ama ben zorlukla mı gülümsüyorsun? Open Subtitles حبيبتي ، يجب أن تعرفي أنه إذا كان بإمكاني الحضور لحضرت ، لكن بالكاد أستطيع الإبتسام
    Cenaze taksitlerini zorlukla ödüyorum. Open Subtitles بالكاد أجاري دفعات النفقات الجنائزيّة كما هي
    Saate, algı-filtrelemesi yüzünden zorlukla görebiliyormuş gibi baktı. Open Subtitles لقد نظر للساعة وكأنه يراها بالكاد كأنها محاطة بمرشح الإدراك ذاك
    Sadece üç ay öncesine kadar bu çocuklar zorlukla yüzüyorlardı. Şimdi ise, Marcus Foster havuzunun çocukları gelecek hafta... Open Subtitles منذ 3 أشهر هؤلاء الاولاد كانوا بالكاد يسبحون
    zorlukla hissediliyor ve serum için iyi bir damar bulamıyorum. Open Subtitles ضغطها منخفض . بالكاد تضخ الدم و لم أجد أي وريد يصلح لتوصيل المحلول
    Planımı tasarlarken üç zorlukla karşılaştığımı farkettim: ilki, bir algılayıcı oluşturmak; ikincisi, bir devre tasarlamak; ve üçüncüsü, bir telefon uygulaması kodlamak. TED حين وضعت خطتي، أدركت أني أواجه ثلاثة تحديات: أولًا، إنشاء مستشعر؛ ثانيًا، تصميم دائرة كهربية؛ ثالثًا، صياغة رموز تشفيرية لتطبيق هاتف ذكي.
    zorlukla yüzleşmek hiçbir zaman senin ülkenin sınırlarında olmadı. Open Subtitles مواجهة الصعوبات لم يكن ابدا اتجاهك فى هذه الدولة.
    Yani, söyleyin bana çift olarak bir zorlukla karşılaştınız mı? Open Subtitles لذا اخبرني هل واجهتم صعوبات كـ زوجين حتى الان؟
    Bugün gözlerimi zorlukla açtım ve Momo'suz bir güne başladım. Open Subtitles اليوم فتحت عينيّ بصعوبه لـ أبدا يومي الاول بدون مومو
    Vücudun yaralardan güçsüz düştü ve seni zorlukla ayakta tutuyor. Sona geldin. Open Subtitles جسدك مليء بالجراح وبالكاد يمكنك الوقوف علي قدميك , انت خاسر
    Buradan kurtulmayı gerçekten istiyorsanız, bilmeceler ve bin bir türlü zorlukla yüzleşmelisiniz! Open Subtitles يجب أن تواجه الألغاز و التحديات إن كنت تريد مغادرة هذا المكان
    zorlukla ve sıkıntı ile karşılaştığımızda, stres hepimizin yaşadığı bir duygudur. TED التوتر هو إحساس نختبره عندما نواجه تحديًا ما أو يرهقنا شيء ما.
    Düşününce Küçük Güneş de sürekli takip edildiği için zorlukla yaşayan bir güneş. Open Subtitles بالتفكير في الأمر، فإنّ الشمس الصغيرة تعيش بصعوبة لأنهُ هناك الكثير الذين يتبعوها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus