Beni dansa kaldırmak zorunda kalabilirsin. | Open Subtitles | ربما عليك ان تأخذني لرقصة سريعة |
Eğer bir suçluyu koşarak yakalamak zorunda kalırsak o zaman yalnız yapmak zorunda kalabilirsin belki. | Open Subtitles | ربما عليك الذهاب وحدك |
Onu öldürmek zorunda kalabilirsin. | Open Subtitles | ربما عليك أن تقتله |
- Uzun lafın kısası o önergeyi biraz hızlandırmak zorunda kalabilirsin. | Open Subtitles | قد تضطر إلى إسراع تلك الدعوى أسرع بقليل مما تظن |
Hatta insanların gelmesi için para vermek zorunda kalabilirsin. | Open Subtitles | في الواقع، قد تضطر إلى الدفع للناس للحضور |
Cevap vermek zorunda kalabilirsin. - Zach hakkında mı? | Open Subtitles | وسيتوجب عليك الإجابة على الأمر |
Ayrıca pek istemeyeceğin insanlara güvenmek zorunda kalabilirsin. | Open Subtitles | وسيتوجب عليك الثقة ببعض الناس |
Sadece kendini kurtarmaya konsantre olmak zorunda kalabilirsin. | Open Subtitles | قد تضطرين للتركيز على إنقاذ نفسك. |
Andrew'la ilişkin her ne anlama geliyorsa gelsin... bunu istemediğini kabul etmek zorunda kalabilirsin. | Open Subtitles | كما تعلمين، ربما عليك قبول حقيقة أنه أياً ما تعنيه علاقتك مع (آندرو)، إلا أنك لا تريدينها |
Biliyorsun, Andrew'la ilişkin her ne anlama geliyorsa gelsin, bunu istemediğini kabul etmek zorunda kalabilirsin. | Open Subtitles | كما تعلمين، ربما عليك تقبل حقيقة (أنه ، أياً كان ماتعنيه علاقتك مع (آندرو |
Bunu bazı kişilere açıklamak zorunda kalabilirsin. | Open Subtitles | ربما عليك شرح هذا لبعض الناس |
Aynı şeyi ona da söylemek zorunda kalabilirsin. | Open Subtitles | ربما عليك إخباره نفس الشيء |
Asistanımmış gibi davranmak zorunda kalabilirsin. | Open Subtitles | قد تضطر إلى التظاهر أن يكون مساعدي. |
Giymek zorunda kalabilirsin. | Open Subtitles | - أنت قد تضطر إلى ارتداء ذلك. |
- Belki zorunda kalabilirsin diye... | Open Subtitles | -تعرف أنك قد تضطر إلى ... |