Bu süreçte, bir kaç tane sandalye yakmak zorunda kaldım, anlarsınız ya? | TED | على طول الطريق، لقد كان علي حرق كراسي قليلة .هل تعلم ؟ |
Zehirli dumanlar yüzünden gaz maskesi takmak zorunda kaldım. Tahminimce bu resim haricinde. | TED | كان علي إرتداء قناع للغاز، بسبب الغازات السامة، أظن فيما عدا تلك الصورة. |
Çok fazla arkadaşım olduğundan tutunmaları için tutacak koydurmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | إضطررت أن أربطه لكي يركب الناس عليه لدي الكثير من الأصدقاء |
Az önce 48 yaşında bir kadına öleceğini söylemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان عليّ أن اخبر امرأة في 48 من عمرها انها ستموت |
Hâlâ iş bulamadığım için birkaç ev arkadaşı edinmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | مازلتُ بلا عمل لذا اضطررتُ أن أحضر شركاء لي في السكن |
Ona orasının ülke olmadığını söylemek zorunda kaldım. Wyoming'in yerini bilmiyor. | Open Subtitles | اضطررت أن أخبره أنها ليست دولة "إنه لا يعلم أين "وايومنج |
Babama dün gece tüm bu olay hakkında yalan söylemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | انظري، لقد اضطررت للكذب على أبي الليلة الماضية حول كل هذا، حسنٌ؟ |
Şimdi 30,000 yen biriktirmek için ter dökmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | والآن عليّ أن أبيع دمي فقط لكي أقبض 30.000 ين |
Ve gece 4'de ev sahibini kaldırıp bir sürü hikaye uydurmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لذا في الـ4 صباحا، كان علي أن أوقظ صاحبة العقار وأغني لها وأرقص |
Çünkü bu orospu çocuğuyla Teksas'tan buraya kadar uğraşmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لانه كان علي ان اصارع هذا الحيوان طوال الطريق من تكساس |
Senin imzanı taklit etmek zorunda kaldım, yoksa arabayı buradan çıkarmazlardı. | Open Subtitles | كان علي ان ازوّر توقيعك كي استطيع اخراج السيارة من هنا |
Yazı turayı kaybetti. Kumsalın daha aşağılarına gömmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد أضاعت فرصتها إضطررت لدفنها على مسافه أبعد على الشاطئ |
Yazı turayı kaybetti. Kumsalın daha aşağılarına gömmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد أضاعت فرصتها إضطررت لدفنها على مسافه أبعد على الشاطئ |
Bu öğleden sonraki işimiz için bir konferansın zamanını değiştirmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان عليّ اعادة ترتيب اجتماع دعوة بسبب ما سنقوم به هذا المساء |
Gidecek kişi sayısını azaltmak zorunda kaldım ve sen gelemiyorsun. | Open Subtitles | كان عليّ أن أُخفّض عدد الطلاب المسافرين وتوجّب حذف اسمك |
Eğer dün giydiğin iğrenç kürklü kıyafetini kastediyorsan bundan dolayı eziyet çeken benim çünkü onu görmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | إن كنتِ تقصدين سترة الفرو القبيحة التي ارتديتِها يوم أمس، فأنا الشخص الوحيد الذي عانى لأنني اضطررتُ للنظر إليها. |
Onu aşağıya atmak zorunda kaldım. — Bir melek gibi uçuyordu. | Open Subtitles | اضطررت أن أرميه خارجاً لقد طار مثل الملائكة |
İnan bana bunlara elini sürmek istemezsin. Tüm filtrasyon sistemini sökmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | ثقي بي، لا تودّين الانخراط في هذا، لقد اضطررت لتفكيك نظام الترشيح برمّته. |
Şimdi 30,000 yen biriktirmek için ter dökmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | والآن عليّ أن أبيع دمي فقط لكي أقبض 30.000 ين |
Randevu almak için Shawn'ın ismini vermek zorunda kaldım, ama beni kabul ettiler. | Open Subtitles | كان لا بُدَّ أنْ أُذكر إسمَ شون للحُصُول على موعد ، لَكنَّهم أَخذوني |
Ama kim olduğunu öğrenemeden onu vurmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | ولكن إضطررتُ لإطلاق النار عليه قبل أن أعرف من كان |
O ve ahmak kafa arasında. Ben de kapatmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | هو وذلك الأحمق ذو العين المائلة لذا اضطررت إلى إيقاف اللعب |
Bu arada oyuna dönmek zorunda kaldım. Dan, dan, dan, 400 kaybederim. | Open Subtitles | كان يجب أن أعود إلى اللعب ثم خسرت 400 دولار فجأة |
2010 yılında, artık bu verileri açıklamamaya karar verdiler. Bu yüzden çeşitli kaynakları baz alarak tahmin etmek zorunda kaldım. | TED | وفي العام 2010 قرروا أنهم لن يعلنوا عن هذه البيانات بعدها، ولذلك اضطريت للقيام ببعض التقديرات معتمداً على مصادر مختلفة. |
Kardeşime kıyafet almak için düğün bütçemden 30.000 dolar kesmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | توجب عليّ نزع 30 ألف دولار من ميزانية زفافي لأشتري لأختي فستانا |
Kumar borçları yüzünden intihar etti. Ben ödemek zorunda kaldım hepsini. | Open Subtitles | قتل نفسه بسبب ديون القمار واضطررتُ أنا لسدادهم |
Arabadan inmek zorunda kaldım ve bir kilometre boyunca topuklu ayakkabıyla yürüdüm. | Open Subtitles | لذا فاضطررت للخروج من السيارة و السير بالكعب العالي لأكثر من ميل |