"zorunda kalmadan" - Traduction Turc en Arabe

    • أن تضطر
        
    • دون
        
    • أنّ أضطرّ
        
    • قبل أن نضطر
        
    • أضطرّ لإلغاء
        
    Volantis'te kölelerin dövmeleri olur böylece onlarla konuşmak zorunda kalmadan ne oldukları anlaşılır. Open Subtitles في فولانتيس العبيد يحملون وشومًا لكي تتعرف عليهم بدون أن تضطر للتحدث إليهم.
    Mendili yıkamak zorunda kalmadan kaç kere kullanabilirsiniz ki? Open Subtitles وكم مرة يسنح لك استخدام منديل قبل أن تضطر لغسله؟
    Enfekte insanları tedavi etmede hazır olunurdu, yeni hastaneler inşa etmek zorunda kalmadan. TED لو أنهم كانوا مستعدين لتقديم العناية الصحية للمصابين دون الاضطرار لبناء منشآت جديدة.
    Böylece evlerini soymadan herhangi bir kan temizlemek zorunda kalmadan. Open Subtitles حتى يتمكنوا من سرقة منازلهم دون الحاجة لتنظيف أي دم
    Dün gece seni ekmek zorunda kalmadan önce konuşmamız gereken şeyi konuşmak istiyorum. Open Subtitles أريد الحديث بشأن ما أُفترض أنّ نتحدث حياله ليلة أمس قبل أنّ أضطرّ لإلغاء لقائكَ
    Dün gece seni ekmek zorunda kalmadan önce konuşmamız gereken şeyi konuşmak istiyorum. Open Subtitles ماذا تريدين يا (كارولين)؟ أريد الحديث بشأن ما أُفترض أنّ نتحدث حياله ليلة أمس قبل أنّ أضطرّ لإلغاء لقائكَ.
    Belki kefalet ödemek zorunda kalmadan yolda alabiliriz. Open Subtitles لربما سنتمكن من اعترضاها قبل أن نضطر لدفع كفالة لها
    Evet. Kirsten bırakmak zorunda kalmadan. Open Subtitles دون أن تضطر كيرستن للخروج
    Bu, bilginin kendi kendine izanlı olup, ona ihtiyaç duyduğumuzda biz aramak zorunda kalmadan bize geldiği bir dünya. TED إنه عالم حيث المعلومات نفسها أصبحت ذكية، وتأتي إلينا تلقائيا عندما نكون في حاجة إليها دون الحاجة إلى البحث عنها.
    Veya sizi açmak zorunda kalmadan ameliyat edebilirler. TED أو العمل دون الحاجة لشق الجسم في المقام الأول.
    hem de kimseyi sorgulamak zorunda kalmadan bu tür bir yapısal kavrayış elde edebiliriz. TED دون الحاجة للأستعلام منهم على الإطلاق يمكن لنا الحصول على هذا النوع من الرؤية الهيكلية
    Sakin bir daireye giriyordum ve kimseyle uğraşmak zorunda kalmadan gevşiyordum. Open Subtitles كنتُ أعود إلى شقّة هادئة وأستريح دون الاضطرار للتعاطي وأحد
    İlk beş yıl bizim için harikaydı, seni göndermek zorunda kalmadan önce... biliyorsun eve. Open Subtitles كان رائع لنا في السنوات الأولى الخمس ... قبل أن نضطر كما تعرفين لأرسالك للوطن

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus