Okul konusunda bu şekilde davranmak zorunda olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف أن علي أن أتصرف بهذه الطريقة بخصوص أمور المدرسة |
Üzgünüm ama gitmek zorundayım. zorunda olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | آسف لكن عليّ الذهاب، تعرفين أنّ عليّ ذلك. |
Kiliseden ayrılmayı düşündüğüm her seferinde çok kaygılanıyordum ve geri dönmek zorunda olduğumu fark ediyordum. | Open Subtitles | كل مره اتخيل فيها أنني سأترك الكنيسة اصبح متلهف جداً و أدرك أنه علي العودة اليها |
O kediciğin gözlerinin içine baktım ozaman onu eve götürmek zorunda olduğumu anladım. | Open Subtitles | نظرت في عيون تلك القطة و عرفت أنه يجب أن أحضرها معي للبيت |
Film okulundaki ilk gün kuralları yıkmadan önce her kuralı öğrenmek zorunda olduğumu söylediler. | TED | في أول يوم في مدرسة الفيلم، أخبروني أن عليّ أن أتعلم كل القواعد لكي لا أكسر أي منها. |
Mr. Devalos'a gitmek zorunda olduğumu söyleyin. | Open Subtitles | أخبري السيد ديفالوس أنني اضطررت للإنصراف |
Dinleme cihazı takarak altı kez uyuşturucu alışverişi yapmak zorunda olduğumu söyledi. | Open Subtitles | يقول أنني يجب أن أبيع ست بيعات بينما أضع جهاز تنصت |
Sen ve Aşağı Dünya arasında seçim yapmak zorunda olduğumu düşünmüştüm ama değilim. | Open Subtitles | ظننت أن علي أن أختار بينك وبين العالم السفلي ولكنني لم أفعل |
Bunu kendim yapmak zorunda olduğumu fark ettim. | TED | وجدت أن علي ان اقوم بنفسي ببناءها. |
Hayır, hayır. Ona buradan çalışmak zorunda olduğumu söyledim ve bu bir yalandı. | Open Subtitles | كلا، أخبرته أنّ عليّ العمل من هنا وكانت تلك كذبة. |
Jeffrey'den intikam almak zorunda olduğumu biliyordum. | Open Subtitles | "أيقنتُ أنّ عليّ أن أردّ الضربة لـ(جيفري)" |
Ben tuzağa düşürülmüş gibi hissediyordum ve ayrılmak zorunda olduğumu fark ediyordum. | Open Subtitles | اشعر بأنني محتجز و أدرك أنه علي مغادرتها |
Fakat ben anladığımda, yaptıklarının kıymetini gerçekten gördüğümde, yardım etmek zorunda olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | لكنني عندما فهمت، رأيت فعلاً قيمة أفعاله عرفت أنه علي مساعدته |
Baba,onlara bir süre için yalnız kalmak zorunda olduğumu söyleyebilir misin? | Open Subtitles | أنظر،يا أَبّي، أيمكنك أن توضح لهم أنه يجب أن أكون بمفردي لبعض الوقت؟ |
Bütün hayatım boyunca aşk ve saygı arasında seçim yapmak zorunda olduğumu düşündüm. | Open Subtitles | طوال حياتي كنت أظن أن عليّ الاختيار بين الحب، والاحترام |
Bunu yapmak zorunda olduğumu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تعرف أنني اضطررت لفعل فعلتي، صحيح؟ |
Ben gitmek zorunda olduğumu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | تعلمين أنني يجب أن أذهب ،صحيح ؟ |
Senle ve kızlarla çok eğleniyordum, sanki yarın çalışmak zorunda olduğumu unutmuş gibiyim | Open Subtitles | كنت احظى بالكثير من المتعة معك ومع الفتيات نسيت نوعا ما ان علي العمل غدا |
Bana gitmek zorunda olduğumu söyleyebilirler, ama gerisine ben karar veririm. | Open Subtitles | -ربما يخبروني بأن علي الإنتقال ، لكني سأهاتف بهذا: |
Sana namuslu bir iş teklif etmek zorunda olduğumu hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر أنه على ّ أن أقدم لك عرضا قانونياً للعمل |
Ders çalışmak yerine hırsızlıktan faydalanmamı istemen, bunu yapmak zorunda olduğumu göstermez. | Open Subtitles | فقط لأنك تريدين السرقه عوضا عن الاجتهاد هذا لايعني أني يجب أن أفعل ذلك |
Ama konunun dil üzerine olduğu söylendiğinde bir an bir şey hakkında konuşmak zorunda olduğumu hissettim. | TED | لكن عندما تم إخباري بأن الموضوع هو اللغة شعرت أنه يجب علي أن أتكلم عن شيء ولو للحظة |
Eğer bana 10 gün içinde senle evlenmek zorunda olduğumu söylersen, lütfen inan ki, sabaha yaşamıyor olacağım. | Open Subtitles | إذا أخبرتنى أننى يجب أن أتزوج منك بعد عشرة أيام فمن فضلك صدقنى إننى سأموت فى الصباح |
Geçmişteki tüm Avatarlar, bana bunu yapmak zorunda olduğumu söylüyor. | Open Subtitles | كل هؤلاء الأفاتار السابقين يقولون لي اني يجب أن أفعلها |
Ama bana kal dediğinde gitmek zorunda olduğumu anladım. | Open Subtitles | ولكن عندما قلت لي ان ابقى .. جعلني هذا ادرك انه يجب علي ان اذهب |