"لا عليك" - Translation from Arabic to Turkish

    • Önemli değil
        
    • Sorun yok
        
    • Boş ver
        
    • Tamam
        
    • Boşver
        
    • Merak etme
        
    • Geçti
        
    • Dert etme
        
    • Her şey yolunda
        
    • gerek yok
        
    • - Sorun değil
        
    • şey yok
        
    Hayır, Önemli değil, madam. Onu kendi istedi, kendi buldu. Open Subtitles لا عليك يا سيدتى, لقد طلب هذا وقد حصل عليه
    Önemli değil. Çok yardım ettiler. Bayağı çok yardım ettiler. Open Subtitles لا عليك , لقد ساعدتكم كثيراُ الكثير من المساعدات الجيدة
    Sorun yok. Benimki hala dışarıda. Frank'inki de. Open Subtitles لا عليك سيارتي ما زالت هناك وسيارة فرانك أيضاً
    Sorun yok, o burada, efendim. Wilkins, onu yukarıya getiriyor. Open Subtitles لا عليك يا سيدي , إنه هنا ويلكنز" سيحضره الآن"
    Boş ver hayatım. Nasıl olsa bir gün yanacağını söylemiştin. Open Subtitles لا عليك يا عزيزي لقد قلت بأنك ستحرقه يوما ما
    - Özür dilerim Zerkes. - Tamam sorun değil. Buna alışığım. Open Subtitles أنا آسف يا زيروكسس لا عليك ، أنا على ما يرام
    Boşver. Ama güldüğün şey doğru. Open Subtitles لا عليك ، ولكن ما كنت تضحك عليه أصبحالآنحقيقة.
    Önemli değil. Milleti küstürmekten iyidir. Open Subtitles لا عليك, لن يفيدنا الأمر لو عارضنا العامة
    Önemli değil Peter. Zevk duyarım. Open Subtitles لا عليك من ذلك، يابيتر أنا على أتم استعداد
    Önemli değil. Bir komutanın zekaya ihtiyacı yok. Open Subtitles لا عليك سيدي، الضابط الآمر لا يحتاج دماغا
    Önemli değil, binbaşı. Alışkınım. Martini alır mısınız? Open Subtitles لا عليك أيها الرائد أنا معتاد على ذلك , أتحب المارتينى ؟
    Sorun yok. Yine mi kâbus gördün? Open Subtitles لا بأس، لا عليك هَل راودكَ ذلكَ الحُلُم ثانيةً؟
    Sorun yok, Narim. Tollan burada hoş karşılanır. Birimler, rahat. Open Subtitles لا عليك , ناريم ال تالون مرحب بة هنا , الوحدات ، إنصرفوا
    Sorun yok, efendim. Geçen sefer hiçbir şey hatırlamadım. Open Subtitles لا عليك يا سيدي المرة السابقة لم أتذكر شيء
    Kurtardım seni, Sorun yok. Şimdi güvendesin. Open Subtitles أمسكت بك، لا عليك لا عليك، أنت بخير الآن
    Boş ver. Benim eve de uğrayacağız nasılsa. Bu elbise buruşmaya başlamış. Open Subtitles لا عليك, يجب ان اتوقف عند شقتى فهذه البدلة اصبحت مكرمشة
    Stefano, özür. Daha sonra görüşürüz, Tamam? Open Subtitles ـ أنا آسف، دوريس، حبيبتي حقا أنا أسف ـ لا عليك
    Aman Boşver be arkadaş, sonra beni görünce yine yüzün güler. Open Subtitles لا عليك ياصديقي ستكون سعيداً برؤيتي مجدداً
    Kızı Merak etme, onunla ilgileneceğim. Open Subtitles لا عليك أن تقلق على الفتاه سأعتنى بأمرها
    Geçti.Bak, o kadar yıl senin yanında olmadığımı biliyorum evlat ama artık her şey değişecek. Open Subtitles لا عليك أعلم أني لم أكن متواجد من أجلك طوال تلك السنوات ولكن هذا سيتغير
    Bunu Dert etme. Bir sürü dertle boğuştuğunu biliyorum. Open Subtitles لا عليك أعلم أن اشياء كثيرة تحدث لك نسائية
    Çok üzgünüm. Hayır Anne, üzülme. Her şey yolunda. Open Subtitles أنا في غاية الأسف- لا عليك يا أمي , لا بأس -
    Elliott sen eve gelene kadar uyumayacağım benim için endişelenmene gerek yok. Open Subtitles ايليوت لن انام حتى تصل الى المنزل لا عليك ان تقلق بشأني
    - Sorun değil burada olmana çok sevindim. Open Subtitles لا عليك.. أنا مسروره لأنك هنا أوه يا إلهى
    Bir şey yok. Sadece boğaz ağrısı, başka bir şey yok. Open Subtitles لا عليك , مجرد التهاب بسيط في الحلق لا شيء مهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more