"لطيف" - Translation from Arabic to Turkish

    • iyi
        
    • tatlısın
        
    • sevimli
        
    • şirin
        
    • nazik
        
    • şeker
        
    • kibar
        
    • bir
        
    • naziksin
        
    • güzelmiş
        
    • güzeldi
        
    • Latif
        
    • naziksiniz
        
    • çok hoş
        
    • harika
        
    Lin'in kendisi de namussuzun tekiydi ama iyi bir namussuzdu. Open Subtitles وكان لين مثلهم عربيد الى حد ما ولكنه عربيد لطيف
    İyi adamdır. Ama içki sattığı için, ailedekiler ona pek saygı duymazlar. Open Subtitles إنه رجل لطيف, لكن العائلة تعتقد بأنه غير محترم لأنه يبيع الخمور
    Çok tatlısın. Nasıl hissettiğini biliyorum. Ben de çok sakarım. Open Subtitles أنت لطيف للغاية, وأنا اعرف بما تشعر فانا خرقاء ايضا
    İçinde bir yerlerde sevimli bir küçük oğlan olduğunu biliyordum. Open Subtitles اعلم ان هناك طفل صغير لطيف فى مكان ما بداخلك
    Onu yiyemeyiz. O çok şirin ve zararsız bir şey. Open Subtitles لا يمكننا تناوله الطعام انه ، لطيف جدا وغير مؤذية
    Böylece babanız annenize karşı olduğu gibi size karşı da iyi davranacaktı. Open Subtitles لذلك فإن أباك سيكون لطيفاً معك مثلما كان لطيف مع أمك ؟
    Vali bey öğrencileri sosyal bir ortamda değerlendirmenin iyi olacağını düşünüyor. Open Subtitles الحاكم إعتقدَ بانه سيكون لطيف لتَقييم الطلاب العسكريين في الحالات الإجتماعية
    Bak Niles, Jimmy iyi biri. Ayrıca Daphne kendini kollayabilir. Open Subtitles نايلز، أعتقد أن جيمي رجل لطيف ودافني تستطيع العناية بنفسها
    Bilmiyorum. Bence son günlerde babam farklı davranıyor. Sanki, daha iyi. Open Subtitles لا أدري لكن والدي تصرف معي بشكل غريب مؤخراً بشكل لطيف
    Siz iyi bir insana benziyorsunuz. Bu meseleyi mail ya da... Open Subtitles تبدو كرجل لطيف ، أهناك وسيلة تجعلني أتدبر الأمر بالبريد أو..
    Ayrıca zengin bir erkek ile yemeğe çıkmak da iyi olurdu. Open Subtitles إضافة إلى ذلك أن تتعشّى مع رجل غني قد يكون لطيف
    Eğlencelisin ve tatlısın ve bir iki haftada bir hafta sonları buraya geliyorsun. Open Subtitles أنت لطيف و جميل وأنت تضيء المدينة كل أسبوعين و من ثم تغادر
    Çok tatlısın ama torunumla geçirebileceğim hiçbir an'ı kaçırmak istemiyorum. Open Subtitles هذا لطيف, ولكن لا أريد تفويت لحظة من حياة حفيدتي
    En azından bir adama sevimli olduğunu söyleyemeyecek kadar ödlek değilim. Open Subtitles علي الأقل لم أكن جبانة لدرجة ألا أخبر شخص أنه لطيف
    Belki de şirin bir yerdir. Sorunun ne olduğunu bulmaktan neredeyse nefret edeceğim. Open Subtitles ربما كان الوضع لطيف جدًا هنا وحسب، أكاد أكره معرفة ما الخطب بها
    Tatlım özür dilerim, berbat bir şakaydı ama artık nazik olacağım. Open Subtitles أنا متأسفة, لقد كانت خدعة سيئة. سأقوم بشيء لطيف من أجلكك.
    Yarın akşam da böyle şeker olun, ender kabiliyetimden örnekler sergileyeyim. Open Subtitles إذا أنت لطيف حقيقي، ليلة الغد أنا قَدْ يُحصّصُ خارج أكثر بعض الشيء هذه الموهبةِ النادرةِ.
    Bana, sana davrandığı kadar kibar davranmadı, sanki görmedi bile. Open Subtitles هو ليس لطيفاً مثلك يتصرف كأنه لم يراني، ولكنه لطيف
    Çok havalı bir terim: neoteni -- Yetişkinlerde oynama ve çocuksu davranışların sürmesi. TED هناك مصطلح لطيف : النيوتينية وهي الاحتفاظ بخصائص اللعب و الصغر لدى البالغين.
    ve arkadaşa ihtiyaç duyduğumda hemen gelecek kadar düşünceli ve naziksin. Open Subtitles وأنت لطيف جداً ورحيم لقدومك ، بينما أنا فى حاجة لصديق
    Biliyor musun Peg, seninle burada böyle oturmak güzelmiş. Open Subtitles تعلمون، الوتد، هو نوع من لطيف يجلس هنا مثل هذا معك.
    Çok güzeldi ama sanırım öğle yemeği için geri dönmemiz gerekiyor. Open Subtitles هذا لطيف جداً، لكن أعتقد أنه يجب أن نعيدهما ليتناولا الغداء
    - Sikeyim lan seni. - Latif hakkındaki bilgiye ihtiyacımız var. Open Subtitles تبا لذلك , تبا لك نحتاج الى تلك المعلومات عن لطيف
    Teşekkür ederim, efendim. Çok naziksiniz. Belki bir gün insanlar bilecekler. Open Subtitles شكراً يا سيّدي، هذا قول لطيف منك، ربّما، سيعرفون ذات يوم
    Oh, bunu söylemen çok hoş. Ama teknik olarak henüz yıldız değilim. Open Subtitles حسناً، ذلك لطيف جداً منكِ لكن، فنياً، لستُ حقاً نجماً حتى الأن
    Bak, Marge, o rahibe bağırmam gerekiyordu ama o harika biri. Open Subtitles أعلم أنني كان يجب أن أصرخ في الكاهن لكنه لطيف جداً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more