O zamanlar, muhafazakar tıbbi bir kolejin ekibi ile görüşmeyi umuyordum. | Open Subtitles | فى ذلك الوقت, كنت أأمل فى التعيين كواحد من الأطباء فى الكلية الطبية للمحافظين |
Ben sadece belki de bana Kuzey kolonileri hakkında biraz görüş sunabilirsin diye umuyordum. | Open Subtitles | انا مازلت فقط أأمل ان تكون قادرا ان تعطينى نافذة على المستعمرات الجنوبة |
umut ediyorum ki gözünüzü tabir yerinde olursa, polenlerin bazı gizemlerine açmışımdır. | TED | أأمل بأن أكون قد نبهتكم إلى شيء ما وعليكم أن تعذروا التخفي البصري لبعض حبات اللقاح |
Annenizle konuşabileceğimi ummuştum. | Open Subtitles | كنت أأمل أن يكون بإستطاعتى التحدث مع والدتك |
Gelişiniz ümit bile edemediğim bir mutluluk getirdi bana. | Open Subtitles | حضورك أضفى علىَ سعاده لم أكن أجرؤ فى أن أأمل فيها |
Güle güle, aşkım. İnşallah, şımartılmazsın. | Open Subtitles | مع السلامه يا حبى أأمل أن لا تحدثى ضجيجا |
Umalım ki Thor gibi onlar da bu geminin döküntü olduğunu düşünsünler. | Open Subtitles | أأمل أنهم يتفقون مع ثور ويعتقدون أن هذه السفينة قطعة خردة |
Sevgili güzel Londra'da kısa bir tatil yapmayı umardım ama şans yok. | Open Subtitles | كنت أأمل فى اجازة قصيرة من لندن القديمة, ولكن لا حظ لى |
Buradaki dostlarınla konuştuktan sonra ışığı göreceğini umuyordum. | Open Subtitles | كنت أأمل أن ترين هذا الضوء بعد التحدث مع صديقتنا هنا |
Jeff sana bahseder de sorun çözülür benim de dahil olmam gerekmez diye umuyordum. | Open Subtitles | كن أأمل ان يخبرك جيف و سَتُحل المشكلة و لن اكون متورطة |
Ben büyükbabasını incelerken, seninde onunla konuşup rahatlatabileceğini umuyordum. | Open Subtitles | كنت أأمل بأن تتحدث لها وتريحها بينما أقوم بفحص جدها |
Seni bunları takdir ederken gördüğüme sevindim. Birinin yapmasını umuyordum. | Open Subtitles | أنا سعيدة أني وجدتك تقدر هذه كنت أأمل أن يقوم أحد بفعل هذا |
Christopher Robin, ben biraz daha... tatlı bir şey umuyordum. | Open Subtitles | كريستوفر روبن، كنت أأمل ان يكون شيئاً حلواً |
Ekteki tekliflerin onayınızı alacağı beklentisiyle... uzun süreli ve karşılıklı yarar sağlayacak bir ilişki umut ediyorum. | Open Subtitles | أتمنى ان تحوز المنتجات على إعجابكم أأمل في علاقه طويله و ناجحه بشكل متبادل |
Aslında, umut ediyoruz ki bilgisayar destekli bir MRI bize cevabı verecek. | Open Subtitles | حسناً , أأمل أن تزويد الحاسوب بالتصوير بالرّنين المغناطيسي قد يكشف لنا شيئاً |
Şey, orada yaşıyor. En azından öyle umut ediyorum. | Open Subtitles | حسناً ، أعتقد أنها تعيش هنا أأمل ذلك على الأقل |
Hayır ama birkaç sorumu cevaplayabilir diye ummuştum. | Open Subtitles | كلا لم يسبق لى مقابلتها مطلقا لكن كنت أأمل أن تجيبنى على بعض الأسئله |
Sizin de aile hatıralarımızın içinde olmak isteyeceğinizi ummuştum. | Open Subtitles | انا كنت أأمل ان تأتوت لتصبحو جزء من ذكرياتنا العائلية |
ümit ediyorum dediğimde, ümit ediyorum 10 yıl verirler demek istemiştim. | Open Subtitles | عندما أقول أني أأمل أن يحصل علي عشره سنوات |
Paul, inşallah bu film bitmeden seni öldürmek zorunda kalmam. | Open Subtitles | بول , أأمل الا اضطر لقتلك قبل نهايه الفيلم |
Umalım da bizim bilgisayar ekipmanlarımızı yok etmesin. | Open Subtitles | . أأمل ذلك بدون تحطيم أجهزة حاسوبنا |
Benden başkasının sizin söylediğinizi söylemesini umardım. | Open Subtitles | كنت أأمل أن شخصا ما خلافى أنا سيقول ذلك |
Fakat bütün yolları düşüneceğinizi gerçekten umarım ki siz gıda sistemi gibi şeylerde uzun dönem bakabilirsiniz ve değişiklik yapabilirsiniz. | TED | ولكني أأمل انكم جميعا سوف تفكرون بعد اليوم في الحلول ذات الامد البعيد فيما يتعلق بنظامنا الغذائي وسوف تصنعون الفرق |
Sadece bir iletişim sorunu olduğunu ve yukarıda her şeyin yolunda olduğunu umuyorum. | Open Subtitles | أأمل أن تكون فقط مشكلة في الاتصالات وأن يكون كل شئ بخير هناك |