Bu hücumu o kadar iyi bilmelisin ki çocukların doğduğunda, bu içlerine işlemiş olmalı. | Open Subtitles | يجب أن تتعلم هذا الهجوم جيدا حتى يصبح هذا الهجوم بالحمض النّوَوِي في أبنائك |
Eğer yapmak istediğin şeyi yapmış olsaydın seninle beraber çocukların da bunun acısını çekecekti. | Open Subtitles | فلو أنك نفذت نيتك لأصبحت أنت و أبنائك خارجين عن الدين |
Eğer kardeşim ölürse oğulların adalet sağlanana kadar hiçbir yere gidemeyecek. | Open Subtitles | ،إنْ مات شقيقى فإنّ أبنائك لن يمكثوا هنا طويلاً قبل أن تُطبّق عليهم العدالة |
çocuklarının yakışıklıIığını nerden aldığını görebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني أن أرى من أين حصل أبنائك على وسامتهما يجب أن أعترف |
-Ama biliyor musun, çocuklarını sevmek zorundasın. -Senin hoşlanmadığın ya da nefret ettiğin şeyler yapsalar bile. | Open Subtitles | عليك أن تحب أبنائك حتى إن فعلوا شئا سئ ,أو اكرههم |
çocuklarına alabilmek için kendine yeni ayakkabı almamak gibi. | Open Subtitles | مثل ارتدائك لملابس رثّة حتّى يتمتّع أبنائك بملابس الجديدة |
Bir gün çocukların gerçekleri kendileri görebilecekleri yaşa gelecekler. | Open Subtitles | يوماً ما سيكون أبنائك كباراً ليروا الحقيقة بأنفسهم |
Sence karın ve çocukların hayatta mıdır hâlâ? | Open Subtitles | هل تظن بأنّ زوجتك و أبنائك لا زالوا على قيد الحياة ؟ |
Eşin gelmem için yalvardı çocukların gülerek reverans yaptılar sen ve ben ise buradayız. | Open Subtitles | زوجتكَ تطلب مني القدوم و أبنائك يبتسمون لي و يقدرونني و أنا و أياكَ ينتهي بنا المطاف هنا |
Bu eli gönderince oğulların yanına gelecek. | Open Subtitles | ،وعن أبنائك فترقب أن تجدهم عندك |
oğulların ölü ve sen de onlarla birlikte olmak için buraya geldin. | Open Subtitles | أبنائك موتى... وجئت إلى هنا لتكون معهم... |
Hiçbir şey söylememeliydi. Böyle şey söylenmez. çocuklarının arasına nifak sokamazsın. | Open Subtitles | لم يكن عليه أن يخبرني بأيّ شئ أنت لا تحمل أبنائك كل هذا الحمل |
Sizi uyarıyorum bayan Stein, eğer bir bit yeniği kokusu alırsam bu çocuklarının sonu olur. | Open Subtitles | أنا أحذرك يا مسز ستاين إذا كان هناك شيئا مخادعا فستكون نهاية أبنائك |
Evet, her gece eve gelip çocuklarını görmek, güvende olduğunu bilmek güzeldir. | Open Subtitles | نعم, لابد أنه لأمرٌ رائع أن تعود للمنزل كل ليلة و ترى أبنائك علما أنهم بأمان |
Zaten çocuklarını ömür boyu yetecek kadar yaraladın. | Open Subtitles | لقد قمت بالفعل بتشويه أبنائك ما سيبقى معهم طوال حياتهم |
Bu senin çocuklarına cevabın mı yoksa sen farklı bir baba mısın? | Open Subtitles | أأنتَ متجاوبٌ مع أبنائك أم أنك مختلفٌ كأب؟ |
çocuklarından birini kaptıktan sonra köpekbalığının büyüklüğünün önemi yok. | Open Subtitles | حجم القرش لا يهم، إذا ما تمكنوا من واحدٍ من أبنائك. |
Feyzullah Oğullarını mı, yoksa bu iki kızı mı tercih eder? | Open Subtitles | هل تريد يا فيص الله أن يحظى أبنائك بالفرصة أو الفتاتان؟ |
Eminim sizin Çocuklarınız da, ihtiyacınız olduğunu hissetselerdi mutlaka sizi ararlardı. | Open Subtitles | أنا متأكدة من أن أبنائك يريدون مساعدتك إذا اعتقدوا أنهم يستطيعون |
Yedi farklı kadından olan yedi çocuğun için? | Open Subtitles | لسبعةِ أبنائك الذين هم من سبعةِ فتياتٍ مختلفة؟ |
Oğullarınız, şu çılgın şov yıldızları tarafından kaçırıldı. | Open Subtitles | لقد تم اختطاف أبنائك بواسطة مضيفي برامج المسابقات |
Ona her gün bak ve Oğullarının bir daha gelemeyeceklerine inan. | Open Subtitles | إنظر إليه كلّ يوم لكي أنت يقنع أبنائك لا أكثر |
Sakın... Bana bu mazeretleri anlatma Frank. İşçi Bayramı'ndan beri çocuklarınla beş dakika bile geçirmedin. | Open Subtitles | لا تبدأ معي يا فرانك، أنت حتى لم تقضي خمس دقائق مع أبنائك منذ ولادة زوجتك |
çocukları arabayla dolaştırmanın bir avantajı var. | Open Subtitles | ولكن .. تعلمون هناك شيء ما بشأن ايصال أبنائك للبيت |
Sana oğullarına sunduğundan bile daha fazlası olan bir seçenek sunacağım. | Open Subtitles | .... ساعطيك الخيار أكثر منك مما عرضت على أبنائك |
Fakir doğduysan çocuklarında fakir olacak, olmayan bir dünya. | Open Subtitles | عالم حيث إذا ما ولدت فقيرًا فهذا لا يعني أنه يتعيّن على أبنائك أن يظلوا فقراء |