ويكيبيديا

    "أثبتت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kanıtladı
        
    • ispat
        
    • kanıtlıyor
        
    • gösterdi
        
    • kanıtladın
        
    • gösteriyor
        
    • kanıtlandı
        
    • kanıtlayan
        
    • kanıtlarsa
        
    • onayladı
        
    • kanıtladılar
        
    • ispatladı
        
    • kanıtlamıştı
        
    • göstermiştir
        
    • kanıtlamıştır
        
    Ayrıca Light-kun hiç bilmeden suçlular ölüyordu. Hem gözaltı kameraları bunu kanıtladı. Open Subtitles ولم يكن لديك طريقة لمعرفة أن المجرمون قد ماتوا والكاميرات أثبتت ذلك
    Ancak davacı taraf sizin şüpheli karaktere sahip bir kadın olduğunuzu kanıtladı. Open Subtitles ولكن النيابة العامة قد أثبتت أن أنّك امرأة ذات طابع مشكوك فيه
    Ancak, karbon vergisinin kendisi de popüler olmadığını ve politik bir çıkmaz olduğunu kanıtladı. TED ومع ذلك فأن ضريبة الكربون في حد ذاتها أثبتت أنها لا تحظى بشعبية وبأنها الطريق السياسي مسدود أمامها.
    Bu liderler Budrus gibi yerlerde pasif gücün işe yaradığını ispat ettiler. TED وقد أثبتت هذه القيادات أن اللاعنف ينجح في أماكن مثل بدرس.
    Roma'daki tecrübelerim kanıtlıyor ki, verileri kullanarak hayat kurtarabiliriz. TED تجربتي السابقة في روما أثبتت أنه باستخدام البيانات يمكنكم إنقاذ الأرواح.
    Ama aslında, matematik ve sonraki bulgular gösterdi ki bunun tam tersi doğru. TED لكن في الواقع، الرياضيات، ونتائج الفريق البحثي اللاحقة أثبتت العكس تماما.
    Fransız gibi görünebilirsin ama ama kalbinin hala bir Hintli kalbi olduğunu kanıtladın. Open Subtitles لقد أثبتت لي ، قد تبدو الفرنسية. ولكن كنت هنديا في القلب
    Benzer deneyler dik açılı üçgenler de dahil, dar açılı üçgen dışında diğer şekillerin de uyanacağını gösteriyor. TED أثبتت التجارب أن جميع الأشكال بخلاف المُثلث الحاد الزوايا، بما في ذلك المُثلث القائم الزاوية، ستنشط مُجددًا.
    emredildiğini düşünüyor. Mirasının anlaşılması zor olsa da, Sankara'nın birçok politikası zamanının ötesinde olduğunu kanıtladı. TED رغم أنّ إرثه مُعَقّد، إلّا أن العديد من سياسات سانكارا أثبتت أنها سابقة لعصرها.
    Küçük olduğunu biliyorum ama Lisa, olgun ve güvenilir olduğunu kanıtladı. Open Subtitles أعلم أنها صغيرة، ولكنها أثبتت أنها ناضجة ويمكن الاعتماد عليها.
    Esteban'ın vakası, virüsün yok olabileceğini kanıtladı. Open Subtitles لقد أثبتت حالةاستبان أن وقف انتشار الفيروس ممكن
    Benim için doğru olduğunu sandığım kız, ne yaptı etti bana öyle olmadığını kanıtladı. Open Subtitles فالفتاة التى اعتقدت أنها فتاتى المختارة ، أثبتت أنها ليست كذلك
    Sis ve fırtına tehlikeyi arttırsa da Amy, her bir zorluğun üstesinden gelebileceğini azmi ve yeteneği ile bunu bir kez daha kanıtladı. Open Subtitles مع الغيوم والرياح لخطر هذه الرحلة إمي أثبتت مجددا أنه بموهبتها ومهارتها المجردة وتصميمها وإرادتها,
    Tanıdık geldi mi? Annem bir kuruş bile alamayacaktı ama sonra adamın vefasız olduğunu kanıtladı. Open Subtitles الأم حين حكم عليها بذلك أثبتت أنه غلير مخلص لها
    Bu olayın da ispat ettiği üzere çok fazla risk var. Open Subtitles المخاطر كبيرة جداً كما أثبتت هذه الحادثة.
    Okyanus tabanındaki yükseltilerden alınan örnekler, bunların Dünya'nın sonsuz doğum döngüsünün en genç parçaları olduğunu kanıtlıyor. Open Subtitles أثبتت العينات أن قاع المحيط على طول الحيد هو الأحدث على الأرض، حيث يتجدد باستمرار.
    Kendisi bütün küçük kızlara 2 metre boya ulaşabileceklerini gösterdi. Open Subtitles لقد أثبتت للفتيات الصغيرات فى كل مكان أنهم قد يصلوا الى طول 6 أقدام ونصف
    Tanrı aşkına, bırak gitsin. Haklı olduğunu kanıtladın. Open Subtitles أتركي الموضوع لوجه الله لقد أثبتت وجهة نظرك
    Araştırmalarımız Perrinia immortalis'deki kimyevi maddenin hücre hayatını uzattığını gösteriyor. Open Subtitles بحوثنا أثبتت وجود ماده كيميائيه بداخلها تستطيع التأثير بشكل كبير على الخلايا
    Bu çılgın teoriyi savunmamın tek nedeni çünkü yaptığımız her şeyle doğruluğu kanıtlandı. Open Subtitles أتعلق فقط بهذه النظرية المجنونة لأنها أثبتت صحتها في كل خطوة طوال الطريق
    Psikolojik acının kendini fiziksel acı olarak gösterebildiğini kanıtlayan birçok araştırmacı var. Open Subtitles البحوث المختلفة أثبتت أن الألم النفسي يعبر عن نفسه بصورة جسدية
    Eğer Dünya Cumhuriyeti, Votanların uzay kahramanlarını öldürdüğünü kanıtlarsa bunu bize karşı kullanırlar. Open Subtitles إذا أثبتت جمهورية الأرض أن الفوتانز قلتوا أبطال الفضاء البشريين سيستخدموا ذلك ضدنا.
    Daha sonradan yapılan galaksilerin ölçümleri bu şaşırtıcı sonucu onayladı. TED وقياسات لاحقة لمجرات منفردة أثبتت هذه النتيجة المحيرة.
    Oprah'daki anlar, imkânsızın yapılabileceğini kanıtladılar. TED أتعلمون، تلك اللحظات مع أوبرا، أثبتت أن ما يفترض أن يكون مستحيلا هو قابل للتحقق.
    Tekrarlanmış psikoloji testleri, hedefinizi birine söylemenizin onun gerçekleşme olasılığını azalttığını ispatladı. TED أثبتت التّجارب السّيكولوجيّة المتكرّرة أنّ إخبار أحد ما بهدفك يُقلّل من إمكانيّة تحقيقه.
    Bayan Watkins kandırma sanatında ne kadar tecrübeli olduğunu daha önce de kanıtlamıştı. Open Subtitles السيدة ويتكينز لقد أثبتت ذكائها من قبل إنها تمارس فن الخداع
    testler göstermiştir. O 18 dakikada, ya da 10 dakika, ya da beş dakika, TED الإختبارات أثبتت ذلك. اذن خلال ثمانية عشر دقيقة، أو عشر دقائق، أو خمس دقائق،
    Küçük yaşına rağmen tam bir haydut gibi yaşamışsın ve bu davadaki şiddet olayları bana hala tehlikeli bir birey olduğunu kanıtlamıştır. Open Subtitles وطوال حياتك القصيرة الماضية تصرفت وكأنك رجل عصابة وهذه الحادثة العنيفة قد أثبتت لي أنك مازلت شخصاً خطيراً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد