Ondan sonra izini kaybettik. Ama onu görür görmez tanıdım. | Open Subtitles | ثم فقدنا أثره بعد ذلك لكني عرفته أول ما رأيته |
Ama onun için ciddi kanıtlar elde edemeden izini kaybettik. | Open Subtitles | ولكننا فقدنا أثره قبل أن نحصل منه على دليل قوي |
Şimdi, bu bebeği bir koklasın, izci köpeğimiz onun izini hemen bulacaktır. | Open Subtitles | شمةواحدةمن هذاالمنديل.. وسأجعل الكلب يقتفي أثره |
İzler çift, takip ediyoruz. Hayes, sen ve çocuk bu ikisini izleyin. | Open Subtitles | هو يريدنا أن نقتفي أثره هايز أنت وكيد أسلكى طريقان من هنا |
-Belki de onu en son gördüğümüz yere gidip iz sürmek için bir ipucu var mı bakabiliriz. | Open Subtitles | لربما علينا أن نعود للخارج ونحاول أتقتفاء أثره |
Babası öc almak için onun peşinden gelir, ve katil babayı öldürür. | Open Subtitles | الأب اقتفا أثره باحثاً عن الانتقام و قام القاتل بقتله |
Büyü ustası biri izlerini yok edebilir ama, öyle değil mi? Farketmez. | Open Subtitles | لكن بالتأكيد مقتفي الأثر قد يتمكن من إقتفاء أثره وقد لا يتمكن |
Bayan Sharpe, korkarız ki torununuz yanlış bir nedenden dolayı hükümetin kendisinin peşinde olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | سيدة شارب نحن نخشى أن حفيدك يظن أن الحكومة في أثره لأسباب خاطئة |
Çünkü Alex, o adamın izini kaybettikten bir süre sonra değişti. | Open Subtitles | و لم هذا؟ لأن أليكس تغيّر بعد أن انمحى أثره |
Sebastian'ın Kopenhag'ta bir apart otelde izini buldum. | Open Subtitles | وتتبعت أثره حتى وصلت إلى شقق فندقية في كوبنهاغن |
İlerideki vadiye gidiyoruz. Belki önüne geçeriz ya da en azından izini buluruz. | Open Subtitles | سنذهب الى القرية التالية، ربما نحصل عليه أو على الأقل نلتقط أثره |
Dedi ki, içine girmeye çalışırsa, hükümet anında izini sürüp onu bulurmuş. | Open Subtitles | بأنه إن حاول فتحها فإن الحكومة ستقتفي أثره |
Bir görev için yurt dışına gönderilmiş. Japonya'da izini kaybetmişler. | Open Subtitles | تم إرساله إلى مهمة في الخارج و فُقد أثره في اليابان |
Patronunla konuştuğunda, ona de ki eğer oğlumla ilgili bana yalan söylediğini öğrenirsem onun izini bulurum. | Open Subtitles | حينما تتحدث لمديرك أبلغه لو اكتشفت أنه يكذب علي سأتتبع أثره |
İzini ofiste bulduk. Ama toz olmadan krem de olmaz. | Open Subtitles | حاولنا إيجاد أثره في مكتبه بدونه لا يوجد كريم |
Ambulansı takip etmek istedim ama bazı sarhoş gerizekalılar yüzünden onu kaybettim. | Open Subtitles | لقد كنتُ أتبع سيارة الأسعاف لكنه كان يقود كالأحمق و فقدتُ أثره. |
Bilmediğim ve takip edemediğim bir numarayla samimi mesajları vardı. | Open Subtitles | كانت رسائل حميمة مع رقم لا أعرفه ولايمكنني تتبع أثره |
Tenimi yeniden boyamak için adamlardan takip edip yakaladıklarımın kanını kullandım. | Open Subtitles | كل شخص تقفيت أثره منهم، استخدمت دماءه للمسح على جسدي مجدداً. |
Bir kadını ormanda taşıyıp iz bırakmayan birini arıyoruz. | Open Subtitles | نحن نبحث عن شخص حمل سيدة عبر الغابات و بالكاد لم نتعقب أثره |
Ama zaman gecikmesi var, iz bırakmış olmalı. | Open Subtitles | لكنـّه حدّد موعد إرسالها في وقت لاحق، ممّا سيسهّل اقتفاء أثره. |
Ronon ve ben peşinden gidiyoruz. | Open Subtitles | اعمل على استعادة الاشارة أنا ورونين ذاهبين فى أثره |
İzlerini bu raylara kadar takip ettik. O ilanlardan birini görünce de kafamızda bir varış noktası belirdi. | Open Subtitles | اقتفينا أثره لهذه القضبان وعند أحد تلك اللافتات فعلمنا وجهته |
Monique de mi onun kurbanı oldu? Şimdi diyoruz ki, adam senin peşinde olduğunu bir şekilde öğrendi. | Open Subtitles | والآن، نحن نعمل على نظرية بأنّه اكتشف أنّك في أثره |
Lumen, 1923'teki açık arttırmadan geri çekildiğinde izi ortadan kayboldu. | Open Subtitles | بعد أن سُحِب التجويف من المزاد عام 1923، فُقِد أثره |