ويكيبيديا

    "أجبرت" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • zorla
        
    • zorladı
        
    • zorladım
        
    • zorlandım
        
    • zorlandı
        
    • zorunda kaldım
        
    • mecbur
        
    • zorlanmış
        
    • zorladınız
        
    • zorlarsanız
        
    • zorunda kaldı
        
    • zorladığından
        
    Dinle... eğer sana zorla mayonez yedirilmeye çalışılırsa, saatin yanındaki düğmeye bas yeter.. Open Subtitles إذا أجبرت على أكل هذا المايونيز إضغط ببساطة على هذا الزر الموجود بالساعة
    Bunu takiben uluslararası medya yerel yönetimi sahillerin temizlenmesine 10 milyon dolar ayırmaya zorladı. TED التغطية الإعلامية العالمية التي تلت الحدث أجبرت الحكومة المحلية على التعهد بصرف 10 ملايين دولار لتنظيف السواحل.
    Birinci sınıftan beri en yakın arkadaşımı erkek arkadaşımla öpüşmeye zorladım. Open Subtitles أجبرت لتوي صديقي على تبادل القبل مع صديقتي الفضلى في الإعدادية
    - O anda 4400 içindeki rolüm ile ilgili gerçeği görmeye zorlandım. Open Subtitles أجبرت لرؤية الحقيقه حول نفسي حول دوافعي نحو الـ 4400
    12:06'da Amerika üzerindeki tüm sivil uçaklar yere inmeye zorlandı... Open Subtitles 06 ظهرا كانت جميع الطائرات المدنية فوق أميريكا قد أجبرت على الهبوط
    İtiraf edeceğim ki bazı demir parçaları Kızılderililer'e satmak zorunda kaldım. Open Subtitles ولكن علي أن أعترف.. لقد أجبرت على بيع بعض الحديد للهنود
    Bu zengin sanatsal çevreyi göz önüne alınca, aile işine girmeye mecbur olduğumu zannedebilirsiniz, ama hayır. TED بإعطائي هذه البيئة الفنية الغنية، ستعتقد أنني قد أجبرت على متابعة أعمال العائلة، لكن لا.
    Cinsel ilişkiye zorlanmış gibi ama öldürüldüğünden emin değilim. Open Subtitles يبدو أنها أجبرت على الجماع ولكن هل تعلم لست واثقة من أنها قتلت
    ve adam terk edilmiş bir evin içindeydi, dışarıda değil ve ev tıpkı Adriana'nın zorla terk ettiği evine benziyordu. TED كان في الحقيقة داخل منزل مهجور، وليس خارجه، منزل مماثل تماماً لمنزل أدريانا التى أجبرت على مغادرته.
    Bu içiçe geçmiş karmaşık durum senin suçun değil, bir ağaç zorla, sonsuza dek, çiçek açıp meyve vermez. Open Subtitles اٍنه ليس خطأك أن لففت و التويت مثل شجرة أجبرت أن تزهر اٍلى الأبد ولا تثمر
    Ki bu arada eğer zorla okutmazsanız bu bir suç olmuyor. Open Subtitles وذلك ليس بجريمة، إلا إن أجبرت الناس على قرائته
    Verilen ağır zayiatlar, Bombardıman Komutanlığı'nı, gece uçuşları yapmaya zorladı. Open Subtitles الخسائر المروعه أجبرت قيادة سلاح القاذفات على تعديل موعد الغارات ليصبح ليلاً
    Ama sikik yüksek mahkeme kancıkların girmesi için zorladı. Open Subtitles لكن المحكمة العليا اللعينة أجبرت البوهيميين بالسماح للإناث.
    Çünkü Almanya, İngiltere ve Fransa'yı kolonilerine başvurmaya ve müttefiklerine güvenmeye zorladı. Open Subtitles إلا أن ألمانيا كانت قد أجبرت بريطانيا وفرنسا على الاحتياج لإمبراطوريتهما والاعتماد على حلفائهما
    Evet dedim, beni endişelendiren, konfor alanımın dışındaki şeylere Evet demek için kendimi zorladım. TED كل شيء كان يجعلني قلقة، و يخرجني من نطاق راحتي. أجبرت نفسي على أن أقول نعم لها.
    İnsanlarımı sonunda kaybedebileceğimiz bir savaşa zorladım. Open Subtitles أجبرت قومي على القتال المعركة قد تكون خاسرة
    Görevimizi başardık say ağlamamak için kendimi çok zorladım. Open Subtitles إعتبروا العملية نجحت أجبرت على قرص نفسي حتّى لا أبكي
    Sizinle ilişkim ortaya çıktığı için istifaya zorlandım. Open Subtitles لقد أجبرت على الاستقالة لاكتشاف علاقتي بكم
    Çabuk geçmesini istiyordum, ama bunun yerine her saatin, her saniyenin geçişine tanık olmaya zorlandım. Open Subtitles أردت أن يمر الوقت سريعاً ، لكن بدلا من ذلك أجبرت على أن أشهد على مرور كل ثانية من كل ساعة
    Zinanın cezası olarak kızıl "A" harfini taşımaya zorlandı. Robbie: lütfen dur. Open Subtitles أجبرت على ارتداء حرف قرمزي لمعاقبتها على الزنا
    Fakat buradaki donma sebebiyle, işlemi tersten yapmak zorunda kaldım. Open Subtitles لكن نظرا للظروف المحيطة هنا أجبرت على عكس الطريقة متى؟
    Hazarlılara karşı devam eden zulüm ve uygulamalar ailemi Afganistan'ı terk etmeye mecbur etti. TED عمليات الاضطهاد المستمر ضد الهازارة أجبرت والديّ على ترك أفغانستان.
    Annesinin bir bebeğin kalbini... taş bir hançerle çıkarmasını izlemeye zorlanmış... Open Subtitles أجبرت على مشاهدة، كما والدتها ستخفض قلب هذا الطفل خارج مع خنجر الحجر.
    İnsanları, diğerlerine işkence yapmaya zorladınız. Open Subtitles إنك أجبرت أناساً على تعذيب أناس آخرين
    - Sayın Hâkim, eğer tanığımı, sorunuzu cevaplamaya zorlarsanız ben de hatalı yargılama başvurusunda bulunurum. Open Subtitles يا سيادتك ، إذا أنت أجبرت شاهدتى على إجابة هذا السؤال أنا أتجه لبطلان الدعوى فورا
    Ancak, polisin seks işçileri ve müşteriler hakkında aldıkları önlemler yüzünden tutuklanmamak için tek başına çalışmak zorunda kaldı. TED ولكن خلال حملة الشرطة على محترفي الشوارع وزبائنهم، أجبرت على العمل بمفردها لتجنب الاعتقال.
    Natasha Rusyalı serserilerin... onu striptiz yapmak için zorladığından Moskova'dan kaçtı. Open Subtitles ناتاشا من موسكو لقد هربت حيث أنها أجبرت ان تتعري للمافيا الروسية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد