Kızılderili adasında kimsenin çözemeyeceği bir bulmaca ve on ceset olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك عشرة أجساد و حزورة لا يمكن لأحد حلها على جزيرة الهنود |
Centurionlar etten kemikten bedenler yapmaya çalışıyorlardı. | Open Subtitles | أليات القتال كانت تُحاول صنع أجساد من دم ولحم |
Daha sonra, binlerce veya milyonlarca yıl boyunca, kuşların bedenleri bu yeni davranışa uyacak şekilde değişir. | TED | ثم بعد آلاف أو ملايين السنين، تتغير أجساد الطيور لتتلاءم مع هذا السلوك الجديد. |
Senin merhametini istemiyoruz! Bu dünyayı ve insanların bedenlerini istiyoruz. | Open Subtitles | لا نريد شفقتك ، بل نريد هذا العالم وكل ما به أجساد |
vücut dili, ilgimizi çok fazla çekmekte ve özellikle diğer insanların vücut dilleri ilgimizi çekiyor. | TED | إذاً، نحن مفتونين بشدة بلغة الجسد، ونحن مهتمين تحديداً بلغة أجساد الاخرين. |
Yani, birileri cesetleri çıkarıp onların derilerini yüzüyor ve koca şehirde bunu tek fark eden o mu? | Open Subtitles | أعني، هنالك أجساد بكل أنحاء المدينة تمَّ اخراجُها، و سلخُها، وهي الوحيدة التي تلاحظ هذا؟ |
Palos Hills'teki erkekler iğrenç, olgunlaşmamış herifler ve kızların vücutlarını puanladıkları gizli bir defter tutuyorlar. | Open Subtitles | هم أطفال مثيرون للإشمئزاز الذين يستخدمون كتاب سري ليقيموا أجساد الفتيات. |
Ölü vücutları incelemek bir şey yaşayan kurbanları incelemek bambaşka bir şey. | Open Subtitles | فحص جثث الموتي شئ، وفحص أجساد الـأحياء، شئ آخر. |
Kamyon yok, ceset yok, kan yok. Cep telefonunuzu da bulamadılar, hanımefendi. | Open Subtitles | ولا يوجد شاحنة ولا أجساد ولا دماء ولم يجدوا هاتفك الخلوى أيضا يا سيدتى |
Uzaylı parazitler lise öğretmenlerini tehlikeli ceset hırsızlarını çevirir. | Open Subtitles | متطفّلون فضائيّون يحوّلون معلمي المدرسة الثانويّة لمُنتحلي أجساد مغتالين. |
Ormanda, küçük hayat belirtileri gösteren ama çökmüş bedenler uzanıyordu. | Open Subtitles | - هناك أجساد متناثرة في الغابة، في مرحلة انهيار مع القليل من مؤشرات الحياة |
Size yeni bedenler bulabilirim. | Open Subtitles | يمكن أن أحصل لكم على أجساد جديدة |
Sorunlu öğrencilerin evlerini ziyaret ettiğimde, ...ailelerinin sağlıklı bedenleri oluyor ama; | Open Subtitles | عندما اقوم بزيارة بيوت الطلاب اصحاب المشاكل، يكون لدى ابائهم أجساد سليمة لكن العقول ليست كذلك |
Ama yanlış olduğunu bile bile bedenleri ele geçiriyorsun. | Open Subtitles | لكنك استحوذت على أجساد رغم علمك أن هذا خطأ |
Kendinizi yeniden oluşturmak için insan bedenlerini kullanıyorsunuz. | Open Subtitles | و أنتم تستعملون الآن أجساد البشر لتعيدوا أنفسكم |
Belki sonunda bedenlerini gerçek dünyaya getirebilecek bir yol bulabiliriz. | Open Subtitles | ربما فى النهايه سنجد طريقه لنحصل لهم على أجساد فى العالم الحقيقى |
Kambriyal Patlamada, hayvanların bütün vücut planlarının evrildiği safha, sadece 10 milyon yıl sürdü.200 kat daha hızlı. | TED | إذن فإنفجار الكمبريان، عندما تطورت جميع خطط أجساد الحيوانات، استغرق فقط 10 مليون سنة. وكان أسرع ب 200 مرة. |
O genç insanların cesetleri üzerinde ne söyleyebilirsin ki? | Open Subtitles | ما رفضوا أن أقول على أجساد الموتى الصغار؟ |
Emo'lar bitkilermiş, ve insan vücutlarını ele geçiriyorlarmış. | Open Subtitles | الإيمو هي نباتات وهم يحاولون غزو أجساد البشر |
Öbür kadınların vücutları bizim oyuncağımız olur. | Open Subtitles | أجساد النساء الأخريات ستكون لعبتنا |
Avrupda buna güldüklerinde, sadece, bunların göğüs olduğunu söyleyecek. | Open Subtitles | إنهم يضحكون علينا، يقولون ما المشكلة إنها مجرد أجساد |
Kuşlar ise, üç-dört beden uzunluğu kadar mesafede olmayı tercih ederler. | TED | أما الطيور فهي تحاول البقاء على بعد ثلاثة أو أربعة أجساد. |
Mezarlar, ölü insanlar, yanmış cesetler. | Open Subtitles | كما تعلمين، قبور، أُناس ميِّتون، أجساد مُحترِقة |
Öğleden sonralarımızı kaybettiklerimizin cesetlerini toplamakla geçirirdik. | Open Subtitles | ولقد أمضينا أغلب الظهيره في معافاه أجساد الجنود التى تفقد |
Galiba annesi insanları tedavi etmek için bedenlerinden kötü ruhları çıkarıyor ve kızına yediriyormuş. | Open Subtitles | يبدو أن أمها كانت تستطيع إخراج الأرواح الشريرة من أجساد الناس و تطعمهم لابنتها |
büyük, küçük ya da nasıl göründüğünün önemsiz olduğu, insanların belki de bedensiz olduğu, | Open Subtitles | لا أحد يأبه لكبر أو صغر حجمكَ أو كيف يكون شكلكَ. الناس في الغالب لن يكون لديهم أجساد. |
Kilisede bundan bahsedemezsin ama evde, televizyonda insanlar güneşte parıldayan ıslak vücutlar görmek istiyorlar. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتحدث عنه في الكنيسة لكن في المنزل وعلى التلفاز... الناس تريد رؤية أجساد مثيرة مبللة و تلمع تحت الشمس |