Tereyağından daha çok seviyorum. Daha uyumlu gibi. | Open Subtitles | أحبها أكثر من الزبد، أعتقد أنها أكثر تناغماً |
Mükemmel anne olamayabilirim, ama kızımı bu dünyada her şeyden daha çok seviyorum. | Open Subtitles | ربما انا لست بتلك الأم الكاملة، ولكني أحبها أكثر من أي شيء آخر في هذا العالم. |
Ama Rhonda'yı daha çok seviyorum. Gerçekten mi? | Open Subtitles | صحيح أنني أحب الحلوى لكنني أحبها أكثر |
Herhangi birini sevebileceğimden daha çok sevdiğim bir kız... | Open Subtitles | من ، عليك اللعنة؟ فتاة ، كنت أحبها أكثر من أي أحد |
Bu konseye yapılan sapkınlıktan bahsediyorum... sevdiğim... kendi çocuklarımdan daha çok sevdiğim bu konseye... | Open Subtitles | أنا أتحدث عن انقلاب الأوضاع بهذة المنظمة و التى أحبها أكثر من أبنائى |
Tamam, Ben Lana'yı bilmediğim bir noktaya ittim ve o noktadan geldiğimizde, ona sevgimden dolayı bilmesine izin verdim | Open Subtitles | أعتقد بأنني كنت أدفع لانا إلى النقطة التي لا أعرف إن كنا نستطيع العودة منها، و أحبها أكثر من أن أدع ذلك يحصل |
Burada arkadaşlarıyla oturur ve onlara aile hikayeleri anlatırdır, herşeyden çok sevdiği ve gurur duyduğu ailesini. | Open Subtitles | كان يجلس مع أصدقاءه ويتبادلون الحكايات عن عائلته التي أحبها أكثر من أي شيء وكان فخوراً بها للغاية |
Onu Grunschwiegenflagen saatimden bile daha çok seviyorum! | Open Subtitles | أحبها أكثر من حب مراقبة ساعتي المائية |
Söyleyeceğim. Onu Victoria'dan daha çok seviyorum. | Open Subtitles | سأقولها أحبها أكثر من فيكتوريا |
O çocuğu bu dünyadaki her şeyden daha çok seviyorum. | Open Subtitles | أنا أحبها أكثر من أي شيء في هذا العالم |
Ben onu senin sevdiğinden daha çok seviyorum. | Open Subtitles | أحبها أكثر مما أحببتها أنت بحياتك |
Senden yirmi kat daha çok seviyorum onu! | Open Subtitles | وأنا أحبها أكثر بعشرين مرة. |
O şarkı söyleyince daha çok seviyorum. | Open Subtitles | أحبها أكثر عندما تغنيها |
Onu daha çok seviyorum. | Open Subtitles | أحبها أكثر |
Japon, Çinli ve Amerikan melezi bir kaltağı lider ilan ederek kendi çocuklarımdan daha çok sevdiğim bu konseye yapılan sapkınlıktan bahsediyorum. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن انقلاب الأوضاع بهذة المنظمة و التى أحبها أكثر من أبنائى |
Tamam, Ben Lana'yı bilmediğim bir noktaya ittim ve o noktadan geldiğimizde, ona sevgimden dolayı bilmesine izin verdim | Open Subtitles | أعتقد بأنني كنت أدفع لانا إلى النقطة التي لا أعرف إن كنا نستطيع العودة منها، و أحبها أكثر من أن أدع ذلك يحصل |
Dostlarıyla burada oturuyor, her şeyden çok sevdiği ve gurur duyuduğu ailesi hakkında hikayeler anlatıyor olacaktı. | Open Subtitles | كان يجلس مع أصدقاءه ويتبادلون الحكايات عن عائلته التي أحبها أكثر من أي شيء وكان فخوراً بها للغاية |
Ya da daha çok sevdiği ilk karısı olduğumu zannediyor. | Open Subtitles | أو يعتقد أنني زوجته الأولى التي أحبها أكثر مني |