Bana eşiyle sevişmenin boş bir kuyuyu doldurmaktan farksız olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنّ .ممارسةالجنسمعهامثل . محاولة تعبئة رغبة فارغة |
Müdür Park bana genç başkanın enerji dolu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | المدير بارك أخبرني أنّ الرئيس الشاب مليء بالطاقة والحافز |
Bir Tibet rahibi, Tabby'nin büyükanne Lil'in reenkarnasyonu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | راهب من التبت أخبرني أنّ (تابي) يتقمّص روح الجدّة (ليل) |
Elinde bir vaka olduğunu söyle. Yoksa bile var de. | Open Subtitles | أخبرني أنّ لديكَ حالة تعلم، حتّى لو لم تكن |
Lütfen, bana daha iyi bir planın olduğunu söyle. Vardır. | Open Subtitles | رجاءً أخبرني أنّ لديكَ خطّة أفضل، لديكَ خطّة أفضل. |
Bunun sana eroin veren kartelin izini bulmakla ilgisi olmadığını söyle. | Open Subtitles | أخبرني أنّ هذا لا يتعلق بمطاردتك للمنظمة التي جعلتك مدمناً على الهيروين. |
Tanrım, lütfen bana o Çinlilerin arabalarının boş olmadığını söyleyin! | Open Subtitles | بحقّ الجحيم، أخبرني أنّ سيارات أولئك الصينيين ليست فارغة رجاء! |
Beynimde büyük bir tümör olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أنّ لديّ ورماً ضخماً في دماغي |
- Babanın sahte bir elçi olduğunu söyledi bana. | Open Subtitles | أخبرني أنّ والدك مدّعى النبوة نفاقًا. |
Ed'in başka bir kadınla olduğunu söyledi... ve onu nerede bulabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أنّ (إد) مع امرأة أخرى وأخبرني أين أستطيع إيجادهم |
A.C. bana annenin hasta olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أ.ك أخبرني أنّ والدتك مريضة |
Harvey bunun senin fikrin olduğunu söyledi. | Open Subtitles | هارفي)، أخبرني أنّ هذه المناورة) من صنيعك |
Louie, yani, Frier bana yasa dışı işe alımların şirket polikasına aykırı olduğunu söyledi.. | Open Subtitles | لويس فراير) أخبرني أنّ توظيف) . الغير شرعيّين ضد قوانين الشركة |
Neal'ın hayatta olduğunu ve bu korkunç adada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أنّ (نيل) حيّ و هو على هذه الجزيرة |
Lütfen elinde işe yarar bir şey olduğunu söyle canım bu dava dosyalarıyla bir 120 sene daha uğraşmak istemiyorum. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني أنّ لديك شيء جيّد لي يا عزيزي، لأنني لا أريد السباحة بهذا التخلّف لـ120 عاماً. |
Bana söz kesme olayının saçma olduğunu söyle. De ki "seçim yapma hakkın var". | Open Subtitles | أخبرني أنّك تظنّ إعلانات الخطوبة سخيفة، أخبرني أنّ لديّ فرصة. |
Bu çılgınlığının yordamı olduğunu söyle lütfen. Adamın ailesi tehdit edilmiş. | Open Subtitles | رجاءً أخبرني أنّ هنالك أسلوب لجنونكَ. |
Lütfen muzun senin için olduğunu söyle. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني أنّ الموز من أجلكَ |
Patron, lütfen bana bunun bir şaka olduğunu söyle. | Open Subtitles | "حضرة الرئيس، رجاءً أخبرني أنّ هذه مزحة" |
Sadece bana, bu çocuklardan birisinin katil olup olmadığını söyle yeter. | Open Subtitles | فقط أخبرني أنّ أحد هؤلاء الصغار قاتل |
Lütfen bana bunların isim olmadığını söyle. | Open Subtitles | أرجوك , أخبرني أنّ هذا ليس إسمهُما |
Bunun senin için yolun sonu olmadığını söyle. | Open Subtitles | أخبرني أنّ هذا ليس نهاية المشوار |
- Yüzbaşı, durumun duyduğumuz kadar kötü olmadığını söyleyin bize. | Open Subtitles | -حضرة النقيب ، أخبرني أنّ الوضع ليس سيئًا كما سمعنا. |