Senden çok kaybedecek şeyim var. - Peki gergin görünüyor muyum? | Open Subtitles | .فأنا لديَّ أكثر منك قد أخسره وهل أنا منزعج من هذا؟ |
Hayatın her yerinde pislik vardı. kaybedecek bir şeyim yoktu. | Open Subtitles | لقد أدارت لي الحياة ظهرها ولم يكن لدي ما أخسره |
Kaybetmem çünkü hayatım dahil kaybedecek bir şeyim yok. | Open Subtitles | انا لا أخسر لأنه ليس لدى ما أخسره بما فى ذلك حياتى هل اتفقنا ؟ |
Bak, şimdi onu kaybetmek gelecekten tüm yol gelmedi, tamam mı? | Open Subtitles | إنظر ، لم أعد من المستقبل كي أخسره الآن ، حسناً ؟ |
Onu kaybetmek istemiyorum, ama onları da üzmek istemem. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أخسره ولكنني لا أريد أن أزعجهم أيضاً |
Geri dönüş yok. Bu ölümüne bir savaş.. ..ve ben kaybetmeyeceğim. | Open Subtitles | لا تراجع، هذا قتال حتّى الموت ولن أخسره. |
- kaybedecek hiçbirşeyim yok. Hayatımda ilk defa... özgürüm. | Open Subtitles | ليس لدى ما أخسره لأول مرة فى حياتى أنا حر |
kaybedecek hiçbir şeyim kalmadı yaşamak için de fakat hala korkuyorum. | Open Subtitles | ليس لدي ما أخسره لا شيء للعيش من أجله ومع ذلك، ما زلت خائف |
Ne yaparsan yap. kaybedecek hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | يمكنك أن تريده كيفما تشاء ليس لدى ما أخسره |
Carry kaybedecek bir şeyimin olmadığını biliyordu ve kirli işlere elini sürmeyi hiç sevmedi. | Open Subtitles | كارى كان يعلم أنه ليس لدى ما أخسره لذا فقد أرسلنى هذه المره لأؤدى العمل القذر |
Bundan dolayı onu kendim geberteceğim. Artık kaybedecek bir şeyim yok, değil mi? | Open Subtitles | لهذا سأقتله بنفسي لم يعد هناك ما أخسره , صحيح؟ |
Bende o yok. kaybedecek bir şeyim yok. Fark bu. | Open Subtitles | و أنا لا أملك هذا و لن أخسره , هذا هو الفرق |
Benim kaybedecek çok şeyim var, ama sizin yok. | Open Subtitles | لدي كل ما أخسره وأنتم ليس لديكم ما تخسرون |
Bu geceki siyah ve beyaz top için bir şey bulmam gerek yani kaybedecek hiçbir şeyim yok. | Open Subtitles | من أجل الكرات السوداء والبيضاء الليلة لذا ليس لدي شيء أخسره |
Çünkü eğer para durursa, kaybedecek birşeyim kalmaz | Open Subtitles | لأنه إذا توقف المال لن يكون هناك شيء أخسره |
Bize bu köşe evi aldı, onu gerçekten kaybetmek istemiyorum. | Open Subtitles | ،وهو من جاء بهذا المنزل في الركن .وأنني حقاً لا أريد أن أخسره |
Onu şimdi kaybetmek için tüm hayatımı feda etmedim. | Open Subtitles | لم أضحِ بحياتي بأكملها لأجله كي أخسره الآن |
Hadi ama H, kendimi tekrar kaybetmeyeceğim, tamam mı? | Open Subtitles | هيّا، أنا لن أخسره ثانيةً، مفهوم؟ |
- Onu kaybedemem! O benim her şeyim! - Biliyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أخسره فهو كل ما لدي - أعلم - |
Kazanınca elde edeceğim bir şey yok, kaybedersem herşeyimi kaybedeceğim. | Open Subtitles | لذا لا يوجد لدى شيء لأكسبه و لكن لدىَّ شيء من الممكن أن أخسره |
Hayatımı bu işe adadım ama diziyi, hala bez giyen tek replikli bir bebeğe kaybediyorum. | Open Subtitles | و لقد قدمت الكثير من حياتي له و أخسره الان بسبب مهرة صغيرة التي مازالت ترتدي الحفاضات. |
Ne kadar seyirci kaybettiğim umurumda olmazdı. | Open Subtitles | ولما اهتمّيت بعدد الجمهور الذي كنتُ أخسره |
Velayet davasında kaybetmedim. | Open Subtitles | أنا لم أخسره فى معركه الوصايه عليه |
Bugün gitmezsem, onu kaybedebilirim. | Open Subtitles | . اذا لم اذهب له اليوم ، قد أخسره |
Öleceğime onu kaybederim. | Open Subtitles | أفضّل أن أخسره على أن أخسر حياتي |