Sence onu tek parça halinde görmek istemem yanlış mı? | Open Subtitles | .. هل تعتقدين أنني أخطئ عندما أريده يظل سليماً ؟ |
O elebaşının en emin adamıdır - malların arasında yanlış bulunmamaktadır. | Open Subtitles | إنه بالتأكيد قائد تلك الحركة، و لايمكنني أن أخطئ بتمييز البضائع. |
11 yaşındaki kurban tarafından yanlış teşhis edilmişti. | TED | كان قد أخطئ في التعرف عليه من قبل الضحية البالغ من العمر ١١ سنة |
Her hata yapışımda sinirleniyordu ama bir türlü dikkatimi veremiyordum. | Open Subtitles | وكان يغضب بكل مرّة أخطئ فيها لكنني عجزتُ عن التركيز |
Öğrenmeye çalışıyordum ama her hata yapışımda çocuklar benimle dalga geçiyordu. | Open Subtitles | أحاول تعلمها لكن في كل مرة أخطئ كان الأطفال يسخرون مني |
Ben yanılmam Sonuç vektörleri bekleyerek | Open Subtitles | أنا لا أخطئ فى إنتظار الإتجاهات النهائية |
Bir daha bana veya aileme yaklaşacak olursanız yemin ederim bu sefer ıskalamam. | Open Subtitles | لو اقتربتم مني أو من عائلتي مجدداً أعدكم, المرة القادمة لن أخطئ التصويب |
Ama yanlış bir şey yapmaktansa, batmayı tercih ederim. | Open Subtitles | و لكني أفضل أن أموت و لا أخطئ بهذا الأمر |
Benim yaptığım yanlış galiba bir erkek gibi borçlanmak... ve her şeyi açıkça söylemekti Cooper. | Open Subtitles | لكن حين أخطئ أواجه خطأي كرجل و احاول اصلاحه هذا ما افعل يا كوبر |
Bekle. Böyle cefakar bir halkın kültürünü bu şekilde kendime mal etmem yanlış mı? | Open Subtitles | انتظري، هل أخطئ بالاستيلاء على ثقافة شعب تأذى كثيراً؟ |
15 yıllık bir tecrübeyi, bir kez yanlış bir şey yaptım diye görmezden gelerek silip atacak mısın yani? | Open Subtitles | ستطرد 15 سنة من الخبرة لأن شخصا أخطئ مرة واحدة؟ |
Şey belki detaylarda hatalı olabilir ama bu sonuçta yanlış olduğunu göstermez. | Open Subtitles | ربما أخطئ في التفاصيل لكن هذا لا يعني أنه مخطئ حول النتيجة النهائية |
Bir de modası geçmiş kültürel referansları yanlış kullandığımda alay etmek yok. | Open Subtitles | ولاتضحكون ابدا على حسابي حينما أخطئ في تواريخ المراجع الثقافية |
Haklısın, bu şeylere hep yanlış başlıyorum. | Open Subtitles | أتعلم، أنت محق غالبًا ما أخطئ في هذه الأشياء |
Bu adam, belki yoruldu, belki ailesini özledi,belki de bir yerde hata yaptı. | Open Subtitles | هذا الشخص، ربما قد سئم، ربما افتقد عائلته، ربما في وقتٍ ما أخطئ. |
Bir hata yapacağım günü dört gözle bekliyordun. | Open Subtitles | لقد قلت أنك أردت أن تكونى حاضرة عندما أخطئ |
Sanki herkes beni izliyor, hata yapmamı bekliyorlar. | Open Subtitles | أظن أن الجميع يراقبونني ينتظرون مني أن أخطئ |
Nasıl böyle bir hata yapabildim? | Open Subtitles | واستمعت إليكِ كيف استطعت أن أخطئ لهذه الدّرجة؟ |
Eğer Yanılmıyorsam, ve ben hiç yanılmam, alev bataklığına yönelmiş durumdalar. | Open Subtitles | إلا إذا كنت مخطئا و أنا لم أخطئ أبدا سيتجهون للموت فى مستنقع النار |
- Bu konularda hiç yanılmam. | Open Subtitles | صدقيني، أنا لا أخطئ بحق هذه الأشياء أبداً. |
Onları almak için dışarı çıkmalısın ve ben de bu mesafeden pek ıskalamam. | Open Subtitles | مازلت مضطراً للخرج لتأخذهم ولن أخطئ التصويب من هذة المسافة |
On yıldır Beretta kullanırım. Şimdiye dek hiç ıskalamadım. | Open Subtitles | إستعملت البريتة 10 سنوات و لم أخطئ أبدا هدف بها حتى الآن |