"أرَه" - ترجمة من عربي إلى تركي

• görmemiştim
• görmediğim
• göremedim
• görmüyorum
• onu görmedim
• görmedim onu

Geçinmek için silahlı adamları yere seriyordu ama onu hiç seninle ilk randevusundan önce o kadar korkarken görmemiştim.
أتعلمين، كان ليواجه سلاحًا عامرًا بجسارة لأجل الارتزاق لكنّي لم أرَه مُجفلًا قطّ مثلما كان قبل مواعدته الأولى معكِ

Geçinmek için silahlı adamları yere seriyordu ama onu hiç seninle ilk randevusundan önce o kadar korkarken görmemiştim.
أتعلمين، كان ليواجه سلاحًا عامرًا بجسارة لأجل الارتزاق. لكنّي لم أرَه مُجفلًا قطّ مثلما كان قبل مواعدته الأولى معكِ.

Evrenin bir ucundan, on yıldır görmediğim birine doğru çekiliyorum.
أنا منجذبة عبرَ الكون نحو شخص لمْ أرَه منذ عقد

Ama kayınvalidem bir adamın görünce altüst oldu. Daha önce hiç görmediğim biriydi.
رغم أنّ حماتي، كانت مستاءة من شخص لم أرَه من قبل.

Sana arkandan yanaştı ve ben... Ben her şey için çok geç olana kadar göremedim.
إذ جاءك من الوراء، ولم أرَه إلّا بعد فوات الأوان.

Pek göremedim gerçi. Arkadaşımlaydım.
لمْ أرَه حقاً، لقد كنتُ مع صديق.

Eğer senin için bir sakıncası yoksa, ben sadece ikimiz gideriz diye düşünmüştüm onu sabahtan beri görmüyorum da.
فكّرتُ أنّنا سنكون نحن الاثنان فقط إن لم يكن لديك مانع، فلم أرَه طوال النهار.

Geçtiğimiz salı günü buradaydı; bir daha onu görmedim.
لقد جاء إلى هنا يوم الخميس الماضي، ولمْ أرَه بعد ذلك.

Jüri dışında hiç görmedim onu.
كلاّ، أنا لم أرَه خارج مكان هيئة المحلفين

Hayır, dün geceye kadar onu hiç görmemiştim.
كلاّ، لمْ أرَه قط قبل الليلة الماضية.

Uzun zamandır onu bu kadar mutlu görmemiştim.
لم أرَه سعيدًا جدًّا مذ زمن طويل.

1920'lerden beri onu bu kadar sarhoş görmemiştim.
-لم أرَه ثملًا بهذا القدر منذ العشرينيّات

1000 yıldır hiç görmemiştim ta ki bir kurt adamın boynunda olduğunu fark edene kadar.
لم أرَه منذ 1000 عام ... ثم وُجد معلّقًا في رقبة مذؤوب

Seni buraya çağırdım çünkü, bugün torununun daha önce görmediğim bir yönünü gördüm.
استدعيتك هنا لأني رأيت جانباً من حفيدكِ اليوم لم أرَه من قبل بشكل تام

Hayır, uzun zamandır görmediğim birisiyle karşılaştım da.
كلّا، لقد قابلتُ شخصًا لم أرَه مُذ مّدة طويل.

Bildiğim tek şey müdürün yanına gittikten sonra onu bir daha görmediğim.
كل ما أعرفه... أنّه ذهب إلى مكتب آمرة السجن، ولمْ أرَه مرّة أخرى.

Kamyonetteydi, çok iyi göremedim.
كان يركب شاحنة فلم أرَه جيّداً.

Kim olduğunu göremedim ama o zamandan beri sürekli rüyalarımda gördüğüm bir yüz var.
لمْ أرَه لكنْ... ظلّ حلمٌ يراودني مُذّاك عن وجه

Son zamanlarda onu müzik odasında pek görmüyorum.
لم أرَه كثيراً في غرفة الموسيقى مؤخراً

Onu yıllardır görmüyorum.
لم أرَه منذ سنوات.

Hayır sadece, bilirsiniz arabadaki adam ve ilk bakışta onu görmedim bile.
كلاّ، فقط الرجل الذي في السيّارة، ولمْ أرَه في البداية. كان الدخان كثيراً.

Benim vampir olduğumu öğrendiği ve onu öldürmek istediğimi sandığından beri onu görmedim, konuşmadık da.
لم أرَه أو أخاطبه منذ تبيّن أنّي مصّاصة دماء وظنني أردت قتله.

Bayan, size bıraktığım andan beri görmedim onu çok da iyi bir bahanem var.
لم أرَه مُذ أوصلتُه لمنزلك، كما لديّ حجّةُ غيابٍ مقنعة.