Kaktüs çiçekleri, Güney Amerika develeri olan guanakolar için besin kaynağı. | Open Subtitles | أزهار الصبَّار هي مصدر للغذاء بالنسبةللــكواناكوس، الجمال البرية في جنوب أفريقيا. |
Bahar ayında kiraz çiçekleri dökülür gibi Christy'nin dudaklarından yalanlar döküldü. | Open Subtitles | سقطت أكاذيب من شفاه كريستي مثل أزهار الكرز في فصل الربيع. |
Kiraz çiçeği bir hafta içinde dökülür-- en hafif rüzgarlarda dağılır-- bu özelliği onu daha da güzel yapar. | TED | تسقط أزهار شجر الكرز في غضون أسبوع واحد ويمكنُ تحركها بعيدًا في يومٍ ذي نسيم عليل وهذا ما يجعلها أكثر جمالًا. |
Neden biz de kiraz çiçeklerini taklit edip en güzel anımızda daldan düşmeyelim? Rüzgarda sürüklenerek. | Open Subtitles | لمَ لا نقلد أزهار الكرز وأن نسقط ونحن بقمة جمالنا؟ تحملنا الرياح |
Pekâlâ, gül Turnuvası, Pasadena, Kaliforniya. Çiçek, tören arabası ve pamuk şekerden başka bir şeyleri kalmadı. | Open Subtitles | بطولة الورود, باسادينا كاليفورنيا ليس لديهم سوى أزهار |
- Eğer güller olmasaydı ona nasıl hitap edeceğimizi bile bilemeyecektik. | Open Subtitles | -وإن لم تكن هناك أزهار ، لما كنّا سنعرف اسمها حتى |
Burayı sadece ben ve 3000 çiçekçi biliyor. | Open Subtitles | لا يعلم عنه أحدٌ غيري، سوى 3000 بائع أزهار |
O sırada soğuk rüzgarlar içinde açmış şeftali ağacı çiçekleri babamın gözüne çarpmış. Şeftali | Open Subtitles | في ذلك الوقت، رأى والدنا أزهار دُراق تتفتّح على شجرةٍ بالرغم من الطقس البارد |
Üzerinde mavi çiçekleri olan pembe pijaman... var, değil mi? | Open Subtitles | أنتِ مرتدية تلك ملابس النوم الوردية التي بها أزهار زرقاء , صحيح؟ |
Ancak yırtıcılar nilüfer çiçekleri arasında da pusuda bekliyor. | Open Subtitles | لكن المفترسون منسلون أيضاً بين أوراق أزهار اللوتس |
Buz kesmiş kuzeyden, güney çöllerine kadar açan bahar çiçekleri, bitkilerin engellere rağmen hayatta kalabilme başarısını temsil ediyor. | Open Subtitles | من الشمال المتجمد إلى الصحاري الجنوبية ترمز أزهار الرّبيع إلى نجاح النباتات في النجاة من الصعوبات |
Cholo, ne dersin, havaya biraz gökyüzü çiçeği göndersek mi? | Open Subtitles | شولو, الا يجب علينا ان نطلق بعض أزهار السماء؟ |
Bayan Matty dikilmiş yere bakıyor, elinde bir demet çuha çiçeği tutuyordu. | Open Subtitles | كانت الآنسة ماتي واقفة تحدق للأسفل تحمل باقة من أزهار الربيع |
Annemin en sevdiği çiçeği biliyordu kolyesinde babamın resmi vardı ve beni de tanıyordu. | Open Subtitles | إنّها تعرف أزهار أمّي المفضّلة تملك صورة لوالدي في حليتها وتعرفني |
Kraliçe arı artık bahar çiçeklerini gezebilecek oysa diğerlerinin bunu yapabilmesi için hava hâlâ çok soğuk. | Open Subtitles | يمكنها الأن أن تقوم بزيارة أزهار الربيع بينما لا يزال الجو باردا بالنسبة للبقية للأنطلاق. |
Ah, gül Turnuvası'na katılmak, her çiçekçinin rüyası! | Open Subtitles | أن تكون في مسابقة ورود، هذا حلم كل بائعة أزهار |
Bütün geceyi, her yeri güller ve oyuncak ayılarla donatacak bir manyakla geçirmek zorunda kalmamamızı kutlayacağız. | Open Subtitles | وسنحتفل بحقيقة أننا لسنا بحاجة لنمضيهامعرجلسخيف.. يوزع أزهار وحيوانات محشوّة طوال الأمسية |
Sonrasında çiçekçi dükkanım olduğunu öğreniyorlar, ...ve artık onlara ne götürürsem götüreyim bir türlü etkileyemiyorum. | Open Subtitles | و تعلم ، إنهم يعلمون أني أملك متجر أزهار أي شيءٍ أجلبه لهم ، إنه فقط ليس بشيء مؤثرٍ بما يكفي |
Kim bin tane, yapay elmaslı, parıldayan, çiçekli saç tokası ister ki? | Open Subtitles | من يحتاج إلى ألف مشبك أزهار لامِع مغطّى بالأحجار المُلوّنة؟ |
Peygamber çiçeğini sevdiğinizi söylemiştiniz. | Open Subtitles | لقد ذكرتي أنكِ تحبي أزهار القنطريون العنبري |
Hasta ticari çiçeklerle savaş halinde. | Open Subtitles | المريضُ منخرطٌ في جهادٍ مقدس ضد أزهار الزينة |
Elinde bir demet çiçekle, kilisenin önünde olduğunu düşün. | Open Subtitles | إنك وافقت أمام منزل الأجتماعات ممسكه بباقة أزهار |
Laleler, fulyalar ve nergisler, asla güzel bir kadından ayrı olmamalı. | Open Subtitles | أزهار التوليب و الليلك و النرجس من أجل الفتاة الجميلة , سواءًَ أكانت آنسة أو سيدة |
New York şehrinde kış ortasında çiçek açan bir erik ağacı nerede bulunur? | Open Subtitles | حسنا، لذلك أين نجد أزهار البرقوق في عز الشتاء في نيويورك، سيد؟ |
Çiçekçide boğazına kadar şakayık ve elma çiçeklerine batmış olmanı bekliyordum. | Open Subtitles | كنت أتوقع أنكِ بائعة زهور لتكون حول عنقكِ أزهار الفاوانيا وأزهار التفاح |
İçinde çiçekler var ve hatta işeyen çocuk şeklinde bir heykelimiz var. | Open Subtitles | يوجد به فناء جميل مع أزهار وينبوع وأطفال صغار من الرخام يتبولون |