ويكيبيديا

    "أساسي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • temel
        
    • basit
        
    • önemli
        
    • gerekli
        
    • Basitçe
        
    • büyük
        
    • kilit
        
    • temelde
        
    • anahtar
        
    • aslında
        
    • ana
        
    Şimdi lütfen buna bir de gay gözlüklerinden bakın ama şunu bilin herhangi bir gizi çıkarmanın temel olarak aynı şeyi gerektirdiğini bilin. TED الأن، رجاء انظروا الى الأمر من خلال منظور شخص مثلي، ولكن هل تعرف ما يتطلبه الأمر للخروج للعلن بشكل أساسي هو نفس الشيء.
    Aksine Mars ve Snickers gibi bir durum: temel olarak aynılar ama belki de biri diğerinden biraz daha çılgın. TED إنها أقرب لأن تكون قضية حلوى مارس وسنيكرز: بشكل أساسي هما متماثلان، ولكن أحدهما ربما يكون أغرب من الآخر قليلًا.
    Tıpkı tüm diğer giysiler gibi, özellikle gerçekten faydalı giysiler, tasarımı oldukça basit. TED لذلك،مثل كل الملابس، خاصة الملابس النافعة حقا، إنه أساسي في تصميمه.
    Şimdi bunu, bilimsel keşiflerin yapılışıyla ilgili basit sınıflandırmayla açıklayabiliriz. TED وهذا يقودني إلى تصنيف أساسي لكيفية تحقيق الاكتشافات العلمية.
    Her birimizin, hükümetler ve teknolojinin insanlara hizmet ettiği ve bunun tersine izin verilmeyen bir dünya kurmak için üstlenmesi gereken çok önemli rolleri var. TED كل واحد منا لديه دور أساسي ليؤديه في بناء العالم الذي تخدم فيه الحكومات والتقنية أفراد هذا العالم وليس العكس.
    gerekli olan her şey nasıl olur da bir kitaba sığar? Open Subtitles كيف يمكن لكل شئ أساسي أن يتلائم في كتاب واحد فقط؟
    Online bilgi aradığımızda, Basitçe 2 stratejimiz var. TED نحن حينما نبحث عن المعلومات على الإنترنت، بشكل أساسي لدينا استراتيجيتين لإيجادها.
    Açıkçası, büyük bir dönüm noktası olursa, elimden geleni yapacağım. Open Subtitles بالطبع ، إن كان هناك هدف أساسي سوف أقدم هذا
    Fakat yine, bir kriz, yeni ortaklıklar, aktörler yerel olarak bunları sürdürlebilir şehir plancılığının kilit bir bileşeni olarak değiştiriyorlar. TED و لكن مجدداً، الأزمات و الشراكات الجديدة، يتحركون محلياً، يحولون تلك المناطق إلى عامل أساسي لتخطيط حضري مستديم.
    Yani temelde bu, 3 boyutlu uzayda hareket idi. TED بشكل أساسي الحركة في الفضائ الثلاثي الأبعاد.
    JD: Her şeyden önce, benim bu hizmetteki kişisel amacım olan inandığım temel şey; toplu konuşma çok önemlidir. TED حسنًا، أولاً وقبل كل شيء، هدفي الشخصي من الخدمة هو أنني أؤمن بشكل أساسي أن الحوار الاجتماعي بالغ الأهمية.
    Tüm tanıkları yeniden sorguluyoruz ama bu zaten temel bir uygulama. Open Subtitles نحن نعيد إستجواب كُلّ الشهودِ، لكن ذلك، بالطبع، فقط إجراء أساسي.
    Çünkü batı kültürünün temel parçası ve ben bunun orijinal halini okumak istiyorum. Open Subtitles لأنه نص أساسي و ثقافة غربية وأنا أريد قراءته من الكتاب الاصلي ..
    -Okuyup yazabilen, konuşabilen temel insani işlevleri yerine getirebilen hiç kimseye uygun değil. Open Subtitles أَو لأي شخص يَسْتَطيع القِراءة، يَكْتبُ، يتكلم، أَو وظيفة على مستوى إنساني أساسي.
    Bilmenizi isterim ki CRISPR bakterilerin virüssel enfeksiyonlar ile nasıl savaştığını araştıran basit bir proje sayesinde doğdu. TED قد تودون معرفة أن تقنية كريسبر جاءت عبر مشروع بحثي أساسي كان يهدف لاكتشاف كيفية محاربة البكتيريا للالتهابات الفيروسية.
    JH: Kesinlikle, bu insan sosyal bilişinin basit bir parçası. TED جون: تمامًا. هذا مفهوم أساسي من الوعي البشري الإجتماعي.
    evrim sürecinin basit ve derin bir ivmelenmesi var. TED هنالك تسارع أساسي و عميق لهذه العملية التطورية.
    Güvenli kriptolama için gerçek rastgele numara üreticisine sahip olmak önemli. TED لذا فامتلاك مولّد أرقام عشوائية حقيقي أساسي للتشفير الآمن.
    Tam burada sudan ayrılıyoruz. önemli bir nokta da, oyunun her seviyesinde oyuncunun kendi yaratığını tasarlayabiliyor olması. Bu aslında oyunun temel özelliklerinden biri. TED في هذه المرحلة، نترك الماء الشيئ المهم في هذه اللعبة هو أن في كل مستوى يقوم اللاعب بتصميم مخلوقه، وهذا جانب أساسي من هذا.
    gerekli olan her şey nasıl olur da bir kitaba sığar? Open Subtitles كيف يمكن لكل شئ أساسي أن يتلائم في كتاب واحد فقط؟
    Basitçe, araba yanaşır, kötüler onu sıkıştırır ve kurşun yağmuruna tutar. Open Subtitles بشكل أساسي, تقف سيارة فيحيطها الأشرار ويمطرونها بالرصاص
    Çevreci hareketler, iklim değişikliğinin en çok vurduğu ulusların nüfusunun büyük çoğunluğunun siyah ve kahverengi tenli insanlar olduğuna işaret etmede daha iyi hale geldiler. TED لقد تحسنت الحركة البيئية في توضيح أن الشعوب الأكثر تأثرًا بتغير المناخ هي التي يسكنها السود بشكل أساسي.
    Hem hiç etik değil ve muhtemelen yasa dışıdır da. Bir polis memurunun kilit bir tanıkla yakınlaşması. Open Subtitles غير أخلاقي ومسموح أن يصادق رجل شرطة شاهد أساسي
    temelde, anestezi yapmak için olabildiğince saf oksijene ihtiyacınız var çünkü nihayetinde oksijeni gaz ile seyreltmeniz gerekecek. TED في الأساس، لتوفير التخدير، تحتاج إلى أوكسجين نقي قدر الامكان، لأنك سوف تذيبه بشكل أساسي مع الغاز.
    Ben temelden değişmesi gereken 4 anahtar ekonomik sistem görüyorum. TED أرى أن هناك أربعة أنطمة اقتصادية أساسية التي تحتاجُ بشكلٍ أساسي أن تتغير.
    Ve makinemin aslında, iri navlunlu yük ve... yakıt kaynaklarının boyutunu azaltabilmesini sağladım... Open Subtitles وأفترض أن جهازي يمكن أن يقلل بشكل أساسي حجم الحمولات الضخمة وتجهيزات الوقود
    Bunun için, bir ana kaynak yerine kanıt için bağımsız aşamalara ihtiyacımız var. Open Subtitles لذا فنحتاج لتتبع مصادر مختلفة من الأدلة بدلًا من إعتماد مصدر أساسي واحد

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد