Bence Barricini ailesi orada bir dükkan açıp çikolata satmalı. | TED | أعتقد أن على أسرة باريسيني فتح متجر هناك لبيع الشوكولاته. |
Sizin hastayı vuran adamın ailesi polisin şiddet uyguladığı yönünde suçlamada bulundu. | Open Subtitles | أسرة مطلق النار على الضحية قدّمت تقرير عن وحشية اعتقال ضابط الشرطة |
ailem, Nijerya’nın güneydoğusundaki Mbaise’deki fakir bir aileden geliyor. | TED | تنحدرُ خلفية والديّ من أسرة فقيرة في مبيس في جنوب شرق نيجيريا. |
Eğer bir ailen varsa, kötü biri olamazsın. | Open Subtitles | لا يمكن لمن لديه أسرة أن يكون إنساناً شريراً |
Sorunlardan da kurtulduk. Artık yeniden küçük mutlu bir aileyiz. | Open Subtitles | يا له من حمل انتزع من عقلى الآن ، عدنا أسرة صغيرة |
Bana sorarsan, Carlos'un ailesi onsuz çok daha iyi olacaktır. | Open Subtitles | رأيي هو ان أسرة كارلوس ستكون أفضل حالا من دونه |
Hayatın tadını sonuna dek çıkardı. Ve bu muhtemelen başarılı, doyurucu bir işi, ilgili bir ailesi olduğu ve sosyal hayata katılabildiği içindi. | TED | انه يستمتع بالحياة بكاملها. وربما كان هذا لأنه كان ناجحا، وظيفة مرضية أسرة مهتمة وكان قادرا على المشاركة اجتماعيا. |
Ortaya çıkan sonuç ise, bu kızın oldukça üzücü ve dehşet verici hikayesi oldu. ailesi yoksulluğun pençesindeydi. | TED | ما يظهر هو مُحزن حقا، حكاية مروعة عن فتاة صغيرة. و أسرة الفتاة فقراء للغاية |
Ardından evlendi ve eşinin ailesi onun evlendikten sonra değiştiğini söylemeye başladı. | TED | وقد تزوجت بعدها، وبعد مدة بدأت أسرة زوجها تتذمر من أنها قد تغيرت. |
diyordu. Ben de Fide'nin ailesi için çok acıyordum. | TED | حتى أنني أحسست بشفقة شديدة حيال أسرة فيدي. |
Durumumu soruşturan bir ailem olmadığı için bana her şeyi yapabilirlerdi. | TED | لكن لأني لم أملك أي أسرة تسأل عني يستطيعون أن يفعلون أي شيء بي |
Hepinize şunu söylemeliyim: tüm ailemi buldum yetişkin hayatımda. Tüm yetişkin hayatımı onları ararken harcadım, ve şimdi tamamen işlemeyen bir ailem var herkesinki gibi. | TED | لابد أن أخبركم، أني وجدت كل أسرتي عندما كبرت، قضيت كل حياتي في البحث عنهم، والآن لدي أسرة مختلة تماما مثل أي شخص آخر. |
Belki biraz daha güzel olsaydım... daha iyi bir eğitimim ve daha iyi bir ailem olabilirdi. | Open Subtitles | وربما لو كنت أكثر جمالاً وأفضل تعليماً ، ومن أسرة أفضل |
ailen yok, arkadaşın yok, hayatın yok. Kimse seni özlemeyecekti. | Open Subtitles | أبوين ,أو أصدقاء, أو أسرة ولن يبحث عنكى أحد إذا فقدتى |
Senin bir ailen var. Onları asla incitmezsin. | Open Subtitles | كان لديك أسرة لم يكن عليك أن تأذيهم أبداً |
Biz insanız, bunun anlamı biz yabancı değiliz. Biz aileyiz. | Open Subtitles | و هو ما يعنى أننا لسنا غرباء فنحن من أسرة واحدة |
Yetimhanede, yetersiz sayıda yatak vardır ve kıyafetler de yeterli değildir. | TED | هناك نقص في أسرة النوم في دار الايتام وملابس الدفء غير كافية. |
Çocuklarının aileyi neden bu şekilde yaratmak istediklerini anlayacağını umdular. | TED | أملًا منهم أن يتفهم أطفالهم أسبابهم لتكوين أسرة بهذه الطريقة |
Sevgi dolu bir aile ve başarılı bir kariyerim vardı, ayrıcalıklıydım. | TED | فقد كنت أعيشُ حياةً منعّمة مع أسرة محبِّة ومسيرة مهنيّة ناجحة. |
Böylece, uzak ülkelerden birinde yaşayan zor durumdaki bir çocuğun hayatına kolaylaştırmakla kalmaz aynı zamanda da çocuğun ailesine ve yaşadığı topluma da yardım etmiş olursunuz. | Open Subtitles | ولن تلمس فحسب بشكل شخصي حياة صبي فقير أو بنت محتاجة عبر البحار ولكنك أيضاً ستساعد أسرة الطفل و مجتمعه |
Afrikalıları, çocukken Fide'nin ailesini nasıl gördüysem, aynı şekilde görürdüm. | TED | لكنت سأرى الأفارقة بنفس الطريقة التي أنا كطفلة، رأيت أسرة فيدي. |
genç bir lise öğrencisi oturuyordu ve gerçekten fakir bir aileden gelmişti. | TED | طالبة فى المدرسة الثانوية، في سن المراهقة جاءت من أسرة فقيرة حقا |
Emekleyerek de olsa biraz da sendeledik ama yine de bir aileydik. | Open Subtitles | كان من الصعب ، ولكنه كان أفضل ونحن بعد كل ما حدث أسرة |
Ama eğer Biff ailesiyle gelip, buraya yerleşirse, o başka. | Open Subtitles | لو أن بيف فقط قد أخذ هذا المنزل و أنشأ به أسرة |
Okul, anlaşma teklif etti. Baker'lar bugün reddetti. | Open Subtitles | المدرسة عرضت تسوية أسرة بيكر رفضوها اليوم |
Ben bir Cumhuriyetçiyim. Ben muhafazakâr güneyde, Cumhuriyetçi bir ailede yetiştim. ve hatta yerel ve ulusal düzeyde Cumhuriyetçiler için çalıştım. | TED | أنا جمهوري، كبرت وترعرعت في أسرة جمهورية في الجنوب المحافظ، وحتى عندما كنت أعمل في السياسات الجمهورية، محلياً ودُوليا. |
Siz bir ailesiniz. | Open Subtitles | أنتم الآن أسرة واحدة |