Savaş başlarsa güneylilerin kendi silahlarını yapmak zorunda olacağını söylüyor. | Open Subtitles | يقول إن أتت الحرب، فالفتية الجنوبية سيحتاجون لصناعة أسلحتهم الخاصة. |
Adamların silahlarını yere bıraksın ellerinizi başınızın üstüne koyun biz de kimsenin burnu bile kanamadan bu meseleyi halledelim. | Open Subtitles | حسن قل لرجالك أن يضعوا أسلحتهم على الأرض وأن يضعوا أيدهم خلاف رؤوسهم ثم سننتهي من كل هذه المشكلة |
Diğer adamlar döndüğünde, dinlenmek için silahlarını dışarıya bıraktılar, fakat o lenslerini ve kamerasını kendisiyle birlikte evine getirdi. | TED | عندما عاد الآخرون نحّوا أسلحتهم جانبًا بينما جلب هو العدسات والكاميرات معه إلى المنزل. |
Eğer onların silahları benimkilerden daha büyük olursa bunu alamam. | Open Subtitles | لا أستطيع الحصول عليها لو كانت أسلحتهم أكبر من أسلحتي |
silahlarını dolduramadan, kalk ve kaç ikimiz de ormanda buluşuruz, tamam mı ? | Open Subtitles | في تلك اللحظة ارتم أرضا وعندما يحاولون تعبئة أسلحتهم مجددا سنكون في وسط الغابة |
Adamlarınıza tüfek astırabilir veya silahlarını bıraktırabilirsiniz. | Open Subtitles | ربما جعلت رجالك يخفضون أسلحتهم أو ربما جعلتهم يطلقون أسلحتهم |
Şimdi onlara evlerine dönüp, silahlarını bırakmalarını söylüyor. | Open Subtitles | انه يخبرهم الاّن بأن يعودوا الى منازلهم و أن ينزعوا أسلحتهم |
Etraftaki SS'lere saldırıp silahlarını alacak ve sonra da Kommandantur'a saldıracaktık. | Open Subtitles | كنا لنهاجم أفراد القوات الخاصة في كل مكان نستولي على أسلحتهم لنهاجم بها القيادة |
Onları kucaklayıp silahlarını almaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | سنصاحبهم لنرى ما إذا إستطعنا أن نجردهم من أسلحتهم |
Güç kaynağı hakkında ne söyleyebilirsin, Goa'uld'un silahlarını ve gemilerini çalıştırırken kullandığı? | Open Subtitles | ماذا يمكنك أن تخبرني عن مصدر الطاقة الذى يستخدمه الجواؤلد لتشغيل أسلحتهم وسفنهم ؟ |
O olmadan, Kelownalılar kolaylıkla düşmanlarına yenik düşebilirler, şu an bile kendi güçlü silahlarını geliştiren düşmanlarımıza. | Open Subtitles | بدونة شعب الكولونيين سيسقطون أمام الأمم الأخرى الذين يطورون أسلحتهم القوية بينما نحن نتكلم |
Yeni kalkanları tahminimizden daha ileri, ve görünüşe göre silahlarını da geliştirmişler. | Open Subtitles | إن دروعهم الجديدة أكثر تقدما مما كنا نتوقع و يبدو أنهم قد قاموا بتحديث أسلحتهم كذلك |
Erzakımızı kahrolası Siyulardan almaya razıyım. Üniformalarını gömmekten üç, silahlarını takastan... beş adamı tutukladım. | Open Subtitles | قبضت على ثلاثة رجال لمقايضتهم ملابسهم وخمسة لمقايضتهم أسلحتهم |
Memurlara silahlarını indirmelerini ve geri çekilmelerini söyle. | Open Subtitles | قل للضباط أن يخفضوا أسلحتهم ويتراجعوا إلى الخلف |
Lütfen adamlarına silahlarını kamyonetlere bırakmasını söyle. | Open Subtitles | أرجوك أطلب من رجالك أن يضعوا أسلحتهم في الشاحنات. |
Üç adamın silahları daha yere düşmeden boğazları kesilmiş. | Open Subtitles | ثلاثة رجال بُترت حناجرهم قبل أن يتمكنوا من شهر أسلحتهم |
neden limana gidip... adamları ve silahları buraya getirmiyorsun? | Open Subtitles | فلم لا تذهب إلى الميناء وتحضر الرجال و أسلحتهم |
Dillerini biliyorum. silahları ellerinden alınması gereken gerillalar var. | Open Subtitles | أنا أتحدث لغتهم هناك محاربون يجب أن ننتزع أسلحتهم |
Sensörler anageminin silahlarına güç verdiğini gösteriyor. | Open Subtitles | المستشعرات تشير أن السفن الأم يشحنون أسلحتهم |
Dün adamlarla çatışırken kullandıkları silahlar, taktikler... | Open Subtitles | بالأمس عندما تبادلت معهم إطلاق النار فإن أسلحتهم و أسلوبهم |
Sabah 6da milisler geldi ve Silahlarının dipçikleriyle sertçe kapımıza vurdular. | Open Subtitles | في السادسة صباحًا جاءت الميلشيا وقرعوا الباب بمؤخرات أسلحتهم صائحين أخرجوا |
Benim söylediğim anda herkes silahını yere bıraksın. | Open Subtitles | اريد من كل شخص بعد سماع صوتى ان يقموا بوضع أسلحتهم على الارض |
Savaşta böyle bir şey olmuştu. Herifler kendi silahlarıyla bombalanmışlardı. | Open Subtitles | ذلك حدث في الحرب الرجال يصابون من أسلحتهم |
Hazır Rusya'dan bahsediyorken, oraya bir kaç kişiyi... yollayıp, nükleer silahlardan arınma tesislerini denetleteceğim. | Open Subtitles | بمناسبة الحديث عن روسيا فيجب ان أرسل بعض الناس لهناك ليتحرى عن أسلحتهم النووية فى مكان يدعى أرمازاز أرزاماس |