Galiba hiç kimseyle konuşmamayı seninle böcekler hakkında konuşmaya tercih ederim. | Open Subtitles | أظنني أفضّل التكلم معك عن الحشرات عن الصمت مع لا أحد |
Ne yazık ki, Galiba tanıdığımız başka bir adamı düşünüyordum. | Open Subtitles | لسوء الحظ، أظنني كنت أتحدث عن شخص آخر كنا نعرفه. |
Galiba yanlışlıkla kirli çamaşırlarımı getirmişim. | Open Subtitles | أظنني أحضرت ملابسي المتسخة عن طريق الخطأ |
Merhum en iyi arkadaşımın yatağında bir gece daha geçirebileceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنني أستطيع تحمل ليلة أخرى في سرير أعز أصدقائي المتوفى. |
Biliyor musun, Bence onu uzaylı öldürseydi daha iyi olurdu. | Open Subtitles | أتعلم، أظنني أحببت الأمور أكثر عندما كان يدور عن الفضائيين |
Onları uygulayan ben olursam fizik kuralları hakkında daha iyi yazabileceğimi düşünüyorum. | Open Subtitles | أظنني سأتمكن أكثر من الكتابة عن مباديء الفيزياء إن كنت أجربهم فعلاً. |
- Bunu ayarlayabilirim Galiba. | Open Subtitles | أظنني استطيع الرقص على ذلك 610 00: 40: 29,009 |
Galiba artık yürüyemeyeceğim. Sanırım taksiye bineceğim. | Open Subtitles | حسناً، لا أظنني قادر على السير، سأستقل سيارة أجرة |
Düşündüğümden çok ağrıyor. Galiba fazla zorladım. | Open Subtitles | إنه يؤلمني أكثر مما كنت أعتقد أظنني ضغط عليه أكثر من اللازم |
Düşündüğümden çok ağrıyor. Galiba fazla zorladım. | Open Subtitles | إنه يؤلمني أكثر مما كنت أعتقد أظنني ضغط عليه أكثر من اللازم |
Karımın vefatını atlatmak çok zor oldu. Ama Galiba sonunda hayatıma devam etmeye hazırım. | Open Subtitles | كانت وفاة زوجتي عصيبة ، لكن أظنني أخيراً صرت جاهزاً للمضي قدماً |
Galiba tek eşlilik hastalığına yakalandım. Sizden kapmışımdır. | Open Subtitles | أظنني أصبت بمرض الحبيب الواحد أنتم أصبتوني به |
Dişlerini fırçaladığını biliyorum ama daha önce buna tanık olduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنك تفرك أسنانك ولكني لا أظنني قد حضرت ذلك قبلًا |
Dişlerini fırçaladığını biliyorum ama daha önce buna tanık olduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنك تفرك أسنانك ولكنّي لا أظنني قد شهدتُ ذلك قبلًا |
Bence gerçek bir hit yazdım ve zaten bu yüzden uğramanı istemiştim. | Open Subtitles | أظنني لديّ أغنية ناجحة جداً هنا وهو سبب طلبي منكَ أن تأتي |
Bence oğlum için neyin iyi olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أظنني أعرف المناسب لأبي لقد غسلت أسناني أبي |
Şahsen ben, kafanın arkasından beynini dağıtmalıyım diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا شخصياً أظنني أحبذ رصاصة في مؤخرة رأسك ما رأيك ؟ |
800 ile iyi geçtiğimi sanıyordum. | Open Subtitles | عشرة آلاف رأس؟ كنت أظنني في أفضل حال بـ800 رأس |
- Bu konuda onunla görüşmelisin. - Sanırım görüşeceğim. | Open Subtitles | ـ من الأفضل أن تقابلوه بشأنها ـ أظنني سأفعل |
Dinle, ben belki senin hakkında yanlış düşünmüş olabilirim tekrar denemek isteyip istemeyeceğini merak ediyorum. | Open Subtitles | اسمع أظنني أسرعت في الاستنتاجات بشأنك وكنت أتساءل إن كنت ترغب في منح العلاقة فرصة أخرى |
Konuşmaya pek katkı sağlayacağımı da düşünmüyorum. | Open Subtitles | أرغب بالبقاء في الطائرة فلا أظنني سأعني الكثير للمحادثة |
Eğer şimdi burada olmasaydın, şey, herhalde ben de olmazdım. | Open Subtitles | ,إذا لم تكن هنا الآن أظنني لن أكون هنا أيضاً |
Dinle, seni rahatsız etmek istemedim ,ama salaklık bende şapkamı senin dairende unuttuğumu sanıyorum, düşündümde sonra uğrayıp, alayım. | Open Subtitles | اسمعي، لا أقصد ازعاجك ولكن لسخافتي أظنني تركت قبعتي في شقتك لذا أفكر في القدوم لاستلامها. |