Ve üstelik karmaşık olmanın da ötesinde ama yapamam. | Open Subtitles | قدّ مرّ زمن على انتهاء علاقتنا، لكنّي أعجز عن نسيانها. |
Hayır, hayır, hayır. Üzgünüm yanlış anladınız. Bunu şu an kesinlikle istesem de yapamam. | Open Subtitles | كلا، يؤسفني أنك أسأت الفهم، إنما أنا فعلًا أعجز عن فعل ذلك الآن. |
Gerizekalı mı değil mi bilmiyorum ama düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | لا اعلم ما إذا كان متخلفاً, لكنني أعجز عن التوقف من التفكير به |
O insanlarla bir daha konuşmayı denemeyi hayal bile edemiyorum. | Open Subtitles | أعجز حتى عن تصور نفسي -أتكلم ثانية مع أولئك الناس |
Hastasının hayatını kurtarmak zorunda da değildim. Ama bazen kendime hakim olamıyorum işte. | Open Subtitles | لم أضطر لإنقاذ مريضه أيضًا، لكنّي أحيانًا أعجز عن منع نفسي. |
Üzgünüm. Bazen kendime engel olamıyorum. | Open Subtitles | آسفة أعجز عن إمساك نفسي أحياناً |
LuthorCorp'tan açıklama alamıyorum. | Open Subtitles | أعجز على الحصول على تصريح من شركة لوثر كورب |
Biri bana bir şeyi yapamayacağımı söylerse onlara aksini kanıtlarım. | Open Subtitles | حسنٌ، أيّان يخبرني أحد أنّي أعجز عن فعل شيء، أثبت خطأه. |
Tabii ki ben sana yardım edemem. Bildiklerim mahkemede kullanılamaz. | Open Subtitles | بالطبع، أعجز عن مساعدتك، ما أعرفه أمور مرسلة، لا يمكن الإستعانة بها في المحكمة، |
Buradan acil durum çağrısı yapamam. Duyma menzilindeyiz. | Open Subtitles | أعجز عن إطلاق نداء الاستغاثة .من هنا، فإننا في مدى السمع |
Burada olmamam gerek. Bunu yapamam. | Open Subtitles | مايجب عليّ التواجد هنا إنّي أعجز عن فعل هذا |
Yani lütfen, sana yalvarıyorum benimle gel, çünkü sensiz yapamam. | Open Subtitles | لذا أرجوك وأتوسلك أن تجيئي معي لأنّي أعجز عن فعل ذلك بمفردي. |
Bak, senin yapabildiklerini ben yapamam. Anlıyor musun? | Open Subtitles | أنصت، أعجز عن القيام بعملك، مفهوم؟ |
Ne... Ne ani bir değişim. İzlemekten tek kelime edemiyorum! | Open Subtitles | ياله من نزال مذهل، أعجز عن وصف ما أرى بالكلمات! |
Kontrol edemiyorum, bu yüzden teklifin için teşekkür ederim ama onun bir daha ortaya çıkma riskini kabul edemem. | Open Subtitles | أعجز عن تطويعها، لذا شكرًا على العرض لكنّي لن أخاطر بإطلاق جموح ذلك الوحش ثانيةً |
Anlıyorum, gerçekten. Ama şunu düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | أفهم ذلك حقًا، لكن إليك ما أعجز عن التفكير فيه. |
Onu bulmayı sizin kadar çok istiyorum, ama bu anlamsız didişmenin arasında konsantre olamıyorum. | Open Subtitles | -أتوق لإيجادها بقدرك لكنّي أعجز عن التركيز في ظلّ هذا الشجار التافه. |
Kendi dairemde konsantre olamıyorum. | Open Subtitles | أعجز عن التركيز في شقتي. |
Deniyorum Liz Lemon ama bir türlü konsantre olamıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول يا (ليز ليمون) ولكني أعجز عن التركيز |
nefes alamıyorum çok fazla çocuk yuu, yuuh | Open Subtitles | أعجز عن التنفّس، الكثير من الأطفال |
Lütfen! Lütfen beni çıkar! Nefes alamıyorum! | Open Subtitles | أرجوك, أرجوك, دعني أخرج, أعجز عن التنفس |
Sen bu durumdayken bunu yapamayacağımı biliyorsun. | Open Subtitles | تعلمين أنّي أعجز عن ذلك وأنت في هذه الحالة. |
Bana ne yapıp yapamayacağımı söyleme. | Open Subtitles | لا تقل لي ما أستطيع و ما أعجز عن فعله |
Zamanımızın sona erdiğini söylüyor. Hâlâ dualarınızda yer almamın benim için anlamını sana ifade edemem. | Open Subtitles | يخبرني أنّ وقتي قد إنتهى أعجز عن إخبارك كم يعني لي |