Bu anı bölmek istemem ve çok önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا أقصد أن أقاطع هذه اللحظة, أعلم أنها مهمة حقاً. |
Pahalı bir içki olduğunu biliyorum ama başarımıza yatırım yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أعلم أنها مكلفة ، لكني أريد أن أستثمر روحانيا في نجاحنا |
O yüzden onun iyi bir yolda olduğunu biliyorum, anladın mı? | Open Subtitles | انها الطريقة وأنا أعلم أنها ل على الطريق الصحيح، هل تعلم؟ |
Sen sorulara başlamadan önce, bunun zaman meselesi olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم أنها مسألة وقت قبل أن تبدأ بطرح الأسئلة |
Biraz sıra dışı olduğunu biliyorum ama burada yeni olmak zor, tamam mı? | Open Subtitles | وأنا أعلم أنها قليلا قبالة، ولكن من الصعب أن تكون جديدة هنا، حسنا؟ |
Kötü olduğunu biliyorum. Ama artık bana yeni birşeyler alamayacaksın. | Open Subtitles | أعلم أنها مُزرية و لكنى علمت أنه ما من جديد للشراء حالياً |
Burada olmadığın o beş yıl... Senin için çok zor olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | هذه الخمسة سنوات التى غبت فيها أعلم أنها كانت فظيعة لك |
Kızın olduğunu biliyorum, ama bence artık gitme vakti geldi. | Open Subtitles | أعلم أنها إبنتك ولكن أعتقد أنها يجب أن ترحل |
Evet, uzak mesafe olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | نعم،ياسيدةهاتشر أنا أعلم أنها مسافه طويله |
Çocuğumu geri istiyorum. Derhal uçağa binmesini istiyorum. - Orada olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أريد أن تعود لي طفلتي ارسلاها بالطائرة في الحال,أعلم أنها هناك |
Peruk olduğunu biliyorum. Neden sanki bilmiyor muşum gibi davrandığımı bilemiyorum. | Open Subtitles | أعلم أنها باروكة لا أدري لم أتظاهر بالعكس |
Onda leke var. Göremiyorum, ama orada olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لديها جرثومة، لا أستطيع رؤيتها ولكن أعلم أنها موجودة. |
Küçük olduğunu biliyorum ama Lisa, olgun ve güvenilir olduğunu kanıtladı. | Open Subtitles | أعلم أنها صغيرة، ولكنها أثبتت أنها ناضجة ويمكن الاعتماد عليها. |
Bazen müşterileriyle kayıt dışı beraber olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنها أحيانأ كانت ترى عملاءً غير مسجلين في السجل |
Bunun mavi olduğunu biliyorum, çünkü en alttaki düğme kare, gördün mü? | Open Subtitles | أعلم أنها زرقاء لأن الزر السفلي مربّع، أترى؟ |
Son arzusu olduğunu biliyorum. Ama ben oraya gidemem. | Open Subtitles | أعلم أنها أمنيتها الأخيرة، لكنني لم أستطع إجبار نفسي على الذهاب إلى هناك |
Şaka yapmıyordu ve ciddi olduğunu biliyordum. | TED | بدا الأمر كمزحة و لكني كنت أعلم أنها كانت جادة |
Ve eminim ki uyumuyordur çünkü senin için çok endişeleniyordur. | Open Subtitles | و أنا أعلم أنها ليست نائمة لأنها قلقة عليكِ |
biliyorum o 100% değil, ama... ne derler bilirsin, gösteri devam etmeli. | Open Subtitles | أعلم أنها ليست بحال جيدة ولكن... كما يقولون, لابد أن يستمر العرض |
Okyanusu geçmek için aynı rüzgarları ve zamanı kullanıyorlar. biliyorum ki aynı yükseklikte uçuyorlar. | TED | إنها تسافر في نفس الوقت مع نفس الرياح لتقوم بعملية العبور. أنا أعلم أنها تتنقل على نفس خط العرض. |
Ama bunun gördüğümle aynı fotoğraf olmadığını biliyorum, çünkü 1989'a kadar polis memuru olmak için yemin edemezdim. | TED | ولكني أعلم أنها ليست نفس الصورة التي كنتُ قد رأيتها، لأنني لم أكن لأحلف اليمين لأكون ضابطة شرطة حتى عام 1989. |
Biliyorum bu çok büyük bir kelime ama gördüğümüz davranışlara yeni bir açıdan bakmamıza ve anlamamıza yardımcı oldu. | TED | أعلم أنها كلمة قوية جدا، لكن ذلك ساعدنا على إعادة صياغة وفهم السلوكيات التي كنا نراها. |
Birçok teoriden biri olduğunun farkındayım, ama ne anlama geldiğini kavradım. | TED | أعلم أنها واحدة من بين نظريات عدة، لكنها تتحدثُ معي. |