"أعنى" - ترجمة من عربي إلى تركي

• Demek istediğim
• ciddiyim
• diyorum
• demek istediğimi
• kastediyorum
• Gerçekten
• bahsediyorum
• demek istedim
• ki
• Sonuçta
• kastetmiştim
• demek istiyorum
• yani

Hayır, Demek istediğim orada çalışıyordum. Şu an iş arıyorum da.
لا ، أعنى أننى كنت أعمل هناك إننى أبحث عن وظيفة

Demek istediğim, ikinci albümlerine baksana. Şirket "The Proximity Effect"i asla çıkarmazdı.
أعنى ، انظر لما حدث بألبومكم الثانى عندما رفضت شركة الإنتاج إصداره

Hayır,Demek istediğim, sanırım bu kız arkadaşı olma işini yapmayı bilmiyorum.
لا ، أعنى ، أعتقد أعنى لا أعرف كيف أكون حبيبة

Denizle, balıkla ilgili birşey söylersen, giderim. Çok ciddiyim.
إذا قلت أى شىء عن السمك أو البحر, سأغادر,و أعنى ذلك

Ben oradayken, yani Amazon'dayken diyorum, insan unutuyor...
ألا ترين أين كنت ، أعنى الامازون كدت أنسى

Belki demek istediğimi şimdi anlarsın. demek istiyorum ki, burayı satacağım.
ربما الآن انت تعرف اننى أعنى هذا انا جاد, سنبيع المنزل.

Evet, ama zorundaydı. Demek istediğim, burada onu herkes tanır.
،اضطررنا للقيام بذلك، أعنى أن الجميع يعرفه فى هذه المدينة

Demek istediğim, belki bir hafta sonu için ama ondan fazlasını, yapamam.
أعنى ربما تكون عطلة نهاية أسبوع ولكن أكثر من هذا، لن أفعل.

Demek istediğim, burası rehabilitasyon merkezi değil ve önemli olan da bu.
أنا أعنى هذا ليس منزل منتصف الطريق و هذا كل ما يهم

yani Demek istediğim, beni nasıl düşünüyorsa, öyle biri olacağım.
أعنى أننى سأكون بالضبط كما يفكر أننى سأكون

Demek istediğim, ben bir şair değilim, sadece bir bilim adamıyım, ama ben seni her zaman için sevdim.
ما أريد أن أقول ، اننى لست شاعرا و لكنى عالم زواحف لقد أحببتك دوما أعنى اننى لم أحب أحد غيرك

Demek istediğim, oyunu bitirme noktasına gelmiştik.
أعنى أننا قد وصلنا لمرحلة يجب علينا فيها التوقف عن اللعب

Demek istediğim, Sen herzaman bana Ted Stankovich'in ahmak olduğunu söylersin.
أعنى أنك تخبرنى عن هذه الضربات القوية دائماً

Hayır, hayır, ciddiyim. Gerçekten bir konusu olan şeylere ender rastlanıyor.
لا ، إننى أعنى ذلك ، من النادر أن تجد شيئاً يتحدث عن شئ

Ben ciddiyim. Eğer o anahtarı kaybettiysen, ev hapsindesin demektir.
أنا أعنى هذا،لو فقدت المفتاح فأنت فى مشكلة

- Sıvı transferi mi? - Hayır, düzüşmek diyorum, şu vahşi dans.
ـ تعنى نقل السوائل ـ لا، أعنى إقامة علاقة بشغف

Ne demek istediğimi biliyorsun. Üstünde pulların olduğu mektup.
أنت تعرف ماذا أعنى الظرف الذى عليه الطوابع

En iyisini kastediyorum... Benim bir zamanlar önümde olan ama kaçırdığım fırsatı yakalamanı istedim.
لقد كنت أعنى الأفضل ، أردت أن تتاح لك الفرصة التى أتيحت لى و لم أغتنمها

Gerçekten o kadar korkmuştu ki... kendini tutamayıp dağılıverdi.
أعنى بداخله كان خائفا حقا فانكسر مثل العصا المتعفنة

Küçük olaylardan bahsediyorum, tanımadığın insanlardan.
أعنى الأحداث الصغيرة الناس الذين لم تسمعى عنهم

- O değil. Onun başı belada. Miao Yin demek istedim.
- لا أقصدها، هذه مصدر للمشاكل، أعنى " مياو يين "

Sözüm sözdür ve öyle olduğuna göre tabi ki yemin ederim.
عندما أقول شئ,فأنا أعنيه جيداً و عندما أعنى ما أقوله,بالطبع سأقسم

yani, kendi içine bak ve içinde olanı ortaya çıkar. Çünkü Sonuçta, gizemli kutu biziz.
أعنى, أنظر داخل ذاتك و إكتشف ما بداخلك. لأنه في نهاية المطاف ، كما تعلمون ، صندوق الغموض يمثل كل منا.

Neredeyse uğruna her şeyi terk edeceğin kadını görmeyi kastetmiştim.
أعنى مقاومة رؤية المرأة التى كدت أن تضحى بكل شىء من أجلها.

- yani sizinki gibi değil. - Orduyla kafa mı buluyorsun?
ـ أعنى أنى لم أمر بما مررتم أنتم به ـ أتُمازحنا؟