Aniden hastalandı. Grip zannetmiştim. bayıldı. | Open Subtitles | مرضت بسرعة يا دكتور خلتها الإنفلونزا أغمي عليها وحرارتها مرتفعة جداً |
O banyoda .... elinde telefonla bayıldı. | Open Subtitles | لقد أغمي عليها على أرضية الحمّام مع هاتف خلوي بجانبها |
Dün gece bayıldın. Seni taşımak zorunda kaldık. | Open Subtitles | أغمي عليكِ بعد العشاء أنا والسيد حملناكِ إلى هنا |
Nefes alıyor Nabzı güçlü o galiba sadece bayılmış. | Open Subtitles | إنه يتنفس، نبضه جيد أظن أنه أغمي عليه وحسب |
3 den 1'e. Arkandayım ama Kendinden geçersen, herkesi öldüreceksin. | Open Subtitles | من 3 إلى 1 هناك سكان, إن أغمي عليك فستقتل نفسك وكل من يوجد هناك |
Hector Passmore kardeşimiz küvetteki kanı görür görmez bayıldı. | Open Subtitles | لقد أغمي على هكتور باسمور حينما شاهد قليلاً من الدم في الحوض. |
Bu sabah duşta bayıldı. | Open Subtitles | و هذا الصباح , أغمي عليها بينما كانت تستحم متى كانت هذه الرحلة؟ |
Kaptan, acil tıbbî müdahale söz konusu. Bir yolcumuz koridorda bayıldı. | Open Subtitles | ثمة حالة طارئة أيها القبطان لقد أغمي على أحد الركّاب في الممر |
Doktoru çağırdık ama bu kadar kanı görünce düşüp bayıldı. | Open Subtitles | إستدعينا الطبيب لكن أغمي عليه لرؤية الكثيرمن الدم |
6 Ekim'de dünyadaki bütün insanlar 2 dakika 17 saniyeliğine bayıldı. Bütün dünya geleceği gördü. | Open Subtitles | في السادس من أكتوبر أغمي على سكان الكوكب لدقيقتين و 17 ثانيه , ورأى العالم بأجمعه المـــــستقبــــل |
6 Ekim günü, gezegendeki herkes 2 dakika 17 saniyeliğine bayıldı Bütün dünya geleceği gördü | Open Subtitles | في السادس من أكتوبر أغمي على سكان الكوكب لدقيقتين و 17 ثانيه , ورأى العالم بأجمعه المـــــستقبــــل |
Onu doğum odasına getirene kadar. Sonra bayıldın. | Open Subtitles | حسناً حتى نقلوني بالحمالة إلى تلك الغرفة عندها أغمي عليك |
Hayır, hemen kalkma. Stresten bayıldın. | Open Subtitles | كلا ، لا تنهضي بسرعة لقد أغمي عليكِ من الضغط |
Daha sonra Almanya'da bir restoranda yine karşılaşmışlar ve yine bayılmış. | Open Subtitles | و لما شاهده مرة أخرى في مطعم في ألمانيا أغمي عليه أيضا |
Ama burada Django Reinhardt'la Avrupa'da yüz yüze geldiğinde iki kere bayılmış birinden bahsettiğimizi unutmayın. | Open Subtitles | و لكن تذكروا أن هذا هو ذلك الرجل الذي أغمي عليه مرتين.. عندما قابل جانغو راينهارت شخصيا في أوروبا |
Arkadaki masa, egzoz dumanı yüzünden Kendinden geçti, ayrıca dev tavuk insanları korkutuyor! | Open Subtitles | زبائن الطاولة الخلفية أغمي عليهم بسبب البخار والدجاجة العملاقة تثير هلع الناس |
Dün, yolda Kendinden geçmiş biri hakkında bir çağrı aldık, ve benim ambulansım olay yerine ilk önce vardı. | Open Subtitles | أخبره كامبيل: بالأمس، جاء اتصال عن رجل أغمي في الشارع |
Bayan sokakta birden yere yığıldı, kalp masajına cevap vermedi. | Open Subtitles | سيّدةٌ أغمي عليه فب الشارع فحسب، وما من استجابة للإنعاش القلبيّ. |
İki buçuk yıl önce, yorgunluktan Bayıldım. | TED | منذ قبل سنتين ونصف فقد أغمي علي جراء الاعياء |
Sen koşup buzluğa girersin. Ben de cahilliği tadıp bayılana kadar içerim. | Open Subtitles | لقد هربتِ الى غرفة التبريد وأنا أغمي عليّ من كثر الشرب |
Bir süre kanadıktan sonra bayılmışım. | TED | أنا نزفت. بعد النزيف لفترة من الوقت، أنا أغمي على وبعد ذلك. |
- Sen bayıldıktan sonra o kadın geldi. | Open Subtitles | بينما الجنود البريطانيين كانوا مرضى بالمئات عندما أغمي عليك لقد ظهرت |
Sonra, ona nerede olduğunu sordum, ama daha bana cevap vermeden, o arka koltukta sızdı. | Open Subtitles | أجل ,قمت بسؤاله عن مكانه ولكن قبل أن يتمكن من الإجابة علي، أغمي عليه في المقعد الخلفي |
Bana bir kaç dakikalığına baygın olduğumuzu söyledin Cleaves ama aslında bir saatti. | Open Subtitles | لقد أخبرتني بأنه قد أغمي علينا لدقائق معدودة بينما في الواقع كانت ساعة كاملة |
Bunun benimle alakası yok, ofiste baygınlık geçiren ben değilim, sana ne diyorsam onu yap. | Open Subtitles | هذا ليس حولي, لست أنا من أغمي عليّ في العمل فقط, افعلي ما أقوله لك |
Bayılırsa, yada ateşi çıkarsa yada aşırı kan kaybederse ne yapabilirim? | Open Subtitles | لو أغمي عليها، أو أصابتها الحمى، أو بدأت بفقد الكثير من الدم، ماذا أفعل حينها |
Eşim podyumda bayıldığı için şanslıydı. | Open Subtitles | من حسن حظ زوجتي أنه أغمي عليها على مدرج عرض أزياء |