Yani Yalanların, dileğini yerine getirmem için, ucuz bir plandı. Defol! | Open Subtitles | لذا, أكاذيبك مخططات رخيصه لتجربنى على منحك ما تطلب |
Senden bu sabah kuşkulanmıştım. Yalanların ve aptallığın kuşkumu doğruladı. | Open Subtitles | لقد شككت بك هذا الصباح أكاذيبك وحماقاتك أكدت ذلك |
Lelouch, Yalanlarını telafi edebilmek için tek bir yolun var. | Open Subtitles | للوش هناك طريقة واحدة للتكفير عن أكاذيبك |
Soruyu sorup, Yalanlarını dinlemek için geldim. | Open Subtitles | لذا أنا هنا لإلقاء سؤال وللإصغاء إلى أكاذيبك |
Bu kampı terk et ve yalanlarına... inanmak isteyenler için bir harita çiz. | Open Subtitles | غادر هذا المخيم، وارسم خريطة لأي شخص يود تصديق أكاذيبك اللعينة |
Zira beni af etse de etmese de, ona yalan söylediğiniz için sizden nefret edecektir. | Open Subtitles | لأنه سواءَ صدقني أم لا سوف يحتقرك على أكاذيبك |
Kapa çeneni! Kapa çeneni. Kahrolası Yalanlarından sıkıldım. | Open Subtitles | أغلق فمك و أصمت أيها اللعين لقد تعبت من أكاذيبك |
Yalanların, bir günde, benim hayatım boyunca öldürdüğümden fazla insan öldürdü. | Open Subtitles | قتلت أكاذيبك في يوم واحد أكثر مما قتلت في حياتي. |
Onun ya da senin Yalanların yüzünden kendimi feda etmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أقوم بشنق نفسي بسبب أكاذيبة أو أكاذيبك. |
Bu andan itibaren Yalanların senin hayatın demek. | Open Subtitles | هذا يعني انه من الان فصاعدا أكاذيبك هي حياتك |
Bu andan itibaren Yalanların senin hayatın demek. | Open Subtitles | هذا يعني انه من الان فصاعدا أكاذيبك هي حياتك |
Yıllardır senin reklamcılığını yapıyor Yalanlarını biliyor ama bilmiyormuş gibi davranıyor. | Open Subtitles | إنـّها مستشارتك الإعلاميّة لسنوات والتي تعلم أكاذيبك... إلا أنـّها آثرت الكتمان... |
O kadar çok Yalanlarını ve bahanelerini duydum ki bir tanesine daha katlanabilirim. | Open Subtitles | لقد سمعت الكثير من أكاذيبك وأعذارك، يمكنني سماع المزيد. |
Yalanlarını ve entrikalarını yatacağın sıradaki diğer ahmak için sakla! | Open Subtitles | وفري أكاذيبك ومخططاتك للآحمق القادم الذي يشارك سريرك |
yalanlarına inandığım günler sona erdi. | Open Subtitles | الأيام التي كنت أصدق فيها أكاذيبك قد إنتهت |
Doğru olamayacağını bildiğim halde yalanlarına inanmak istedim. | Open Subtitles | أردت تصديق أكاذيبك رغم علمي بعدم إمكانية صحيتها. |
Gerçeklerin arasına gizlediğin yalanları bulmalıydım ve sen hayatını yalan söyleyerek kazanıyordun. | Open Subtitles | ثم اجد الحقيقة مدفونة في أكاذيبك و لقد دفع لك لكي تكذب لوقت طويل |
Sana yardım etmeye, polislere neden yalan söylediğini yatağında ölü bir kadının ne aradığını açıklamaya çalışabiliriz ama kendine şu soruyu sor: | Open Subtitles | لكن لا يمكنني أن أعبث بساحة الجريمة. يمكننا أن نساعدك لتصبح الحقيقة مقنعة، نحاول شرح أكاذيبك للشرطة، |
Bıktım artık Yalanlarından, özürlerinden. | Open Subtitles | لقد فاض بى الكيل من أكاذيبك, و إعتذاراتك |
Neden tüm yalanlar sonra inanmak gerekir? | Open Subtitles | لماذا يجب أن نصدقك بعد كل أكاذيبك ؟ |
Burada durup bu pis yalanları dinlemeyeceğim! | Open Subtitles | انا لن اقف هنا لأستمع الى أكاذيبك القذرة |
Diğer yalanlarınla açıklanamayan tüm semptomlarını açıklar. | Open Subtitles | مما يفسر كل أعراضك التي لا تفسرها أكاذيبك |
Bunu söylemen yalanını haklı konuma getirmez, abi. | Open Subtitles | أخي.. لا يمكنكك أن تتبرأ من أكاذيبك بقولك هذا. |
Evet, yalanlarınızı ve beceriksizliğinizi unutacağız. | Open Subtitles | -أما زال إتّفاقنا قائماً؟ أجل ، سنقوم بنسيان أكاذيبك وعدم الكفاءة |
Ve diğerlerini de bu yalanlara inandırırsanız kazanırsınız. | Open Subtitles | واذا كان بإمكانك أن تجعل الآخرين يصدقون أكاذيبك سوف تربح |