| Bırakmıyorum. Tek yapabildiğim şey bu. Ama acil para kazanmak zorundayım. | Open Subtitles | لا لن أتركه ، إنه الشىء الوحيد الذى أجيده ولكن على أن أكسب الكثير من المال سريعاً |
| para kazanmak ve ofisimi açmak için. | Open Subtitles | أن أكسب الكثير من المال وأن يكون لى مكتب خاص بى |
| İki yılda senden daha çok kazanacağım. | Open Subtitles | عامان في الاتحاد، وسوف أكسب من المال أكثر مما تكسب أنت. |
| Öğrenimime devam ederken hayatımı kazanmam gerekir diye düşündüm. | Open Subtitles | اعتقد أنني يجب أن أكسب معيشتي بينما أستمر في دراستي |
| Zayıf noktasını bulabilmek için zaman kazanmaya çalıyordum, ama hiç olmadığını düşünmeye başlıyorum. | Open Subtitles | إعتقدت بأني يمكن أن أكسب بعض الوقت لإيجاد نقطة ضعفه لكن بدأت أعتقد أنه ليست لديه نقطة ضعف |
| İki takımın da puanı toplanıp, tahmin edilenden az çıkarsa, kazanırım. | Open Subtitles | إذاً لو جمعت نقاط الفرق وكانت أقل من المتوقع , أكسب |
| Çünkü söylersem, ne kadar kazandığımı öğrenirsin. - Ne olmuş? | Open Subtitles | لأنك إذا عرفتي تستطيعين معرفة كم أكسب من المال |
| Orada olmamız iyi olur. Çok para kazanabilirim. | Open Subtitles | سنكون أفضل حالاً هناك سوف أكسب الدولارات |
| Çok katı birisin. Biliyorum, saygını kazanmak zorundayım. | Open Subtitles | أنت صعبه المراس أعلم انه يجب على ان أكسب أحترامك |
| Ama bu davayı ne kadar çok kazanmak istesem de, ki öyle 35 yıI bu mesleği yaptıktan sonra bence asıI önemlisi gece rahat uyuyabilmek. | Open Subtitles | لكن.. بقد ما أريد أن أكسب هذه القضية وسأفوز |
| Profesyonel olmak ve bir ton para kazanmak isteseydim, yapacağım tek şey bu olurdu ama o düzeyde değilim. | Open Subtitles | هناك شيء واحد أردته و هو أن أصبح محترفة و أكسب نقوداً كثيراً، لكنني لم أصل لهذا المستوى. |
| Olimpiyatları kazanacağım. Hepsi bu mu? | Open Subtitles | ــ سوف أكسب الألعاب الأولومبية ــ حسنا أنت تعرف؟ |
| Eğer onun için yarışmak istiyorsam Johnny'nin güvenini kazanmam gerek. Büyük balık o. | Open Subtitles | أنا يجب أن أكسب ثقة جوني إذا أردت السباق لحسابه |
| Sadece saygınlık ve sevgi kazanmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أكسب فقط بعض النيّة الطيّبة والعاطفة |
| Sizi, faydacılığın, etik teoriler hakkında düşünmek için doğru bir çerçeve olmadığına ikna etsem, ne kazanırım? Bir tartışmayı kazandığımızda ne kazanırız? | TED | ماذا أكسب إن أقنعتكم أن مذهب المنفعة ليس حقاً الإطار الصحيح للتفكير في النظريات الأخلاقية؟ فما الذي نجنيه عندما نكسب جدال ما؟ |
| Telefonu kapatmayarak bir gün içinde fazladan bir sekiz dakika kazandığımı farkettim. | Open Subtitles | لاحظت أنه إذا لم أغلق الهاتف، أكسب 8 دقائق ايضافية |
| Ancak o zaman onun güvenini kazanabilirim. | Open Subtitles | . التدخين و الصورة المرموقة ، لتناول وجبة كاملة . أريد أن أكسب ثقته فقط |
| Bir 50 milyon dolar daha kazanıp bu ofiste yaptıklarıma devam etmek için uyuşturucu satmalıyım. | Open Subtitles | أكسب مبلغ أخر 50 مليون دولار في السنة داخل نفس المكتب لأدير عمليات بيع المخدرات |
| Medyum Kanalı'na çıkıp para kazanmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أذهب إلى المحطة الروحية أكسب نقود |
| Bazı küçük paketler alıp sattım, paket başına 5 dolar kazandım. | TED | لقد ساعدت الناس في نقل الحقائب وكنت أكسب 5 دولار للشنطة الواحدة. |
| Belki eve arkadaş getirerek para kazanmamı tercih edersin. | Open Subtitles | ربما تفضل أن أكسب مالا لأجلبه لبيت الأصدقاء |
| Bunu kabul edemem. Kendi çabamla para kazanmayı seviyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع قبول ذلك، أفضّل أن أكسب رزقي بنفسي، سأجد وظيفة ما |
| Anne! Ağzından çıkana dikkat et! Ve aslında "en şirin kampçi" ödülünü kazanmadım. | Open Subtitles | أمي انتبهي للألفاظ ولم أكسب جائزة أجمل كشافة |
| Hayatımı nasıl kazanacağımı çok merak ederdim. | Open Subtitles | كنت أتساءل كيف يمكنني أن أكسب لقمة العيش |