ويكيبيديا

    "أمامه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • önünde
        
    • önüne
        
    • yanında
        
    • karşısında
        
    • önündeki
        
    • ona
        
    • kaldı
        
    • önünden
        
    • karşısına
        
    • yanından
        
    Kendinden ızgarası, güveç göstergesi, ütü masası ve burda da ayak yıkama küveti var, bayanlar tüm gününü önünde geçirdiği için. Open Subtitles لديه أربعة عيون و مؤشر للحرارة, و طاولة للكي و حوض لنقع القدم و طالما أنكِ امرأة فستقضين اليوم كله أمامه
    Bu adam, sağımdaydı ve önünde çocuğu vardı. Video oyunu oynuyordu. Bunu hatırlıyorum. Open Subtitles كان هذا الرجل إلى يميني و كان ابنه أمامه كان يلعب بلعبة الفيديو
    Kimyasal karışım, titreşirken temiz ve renksiz hemen önünde labaratuar sehpasında kuruluydu. Open Subtitles كان الخليط الكيميائى أمامه على الطاولة نقياً وبلا لون يبنما كان يهتز
    Şimdi olsa yerdi ve önüne ne koyarsan onları da. Open Subtitles حسناً، اظن بأنه سيأكلها الآن وأي شيء آخر تضعينه أمامه
    Açıkça, bu soru iş arkadaşlarının kafasını karıştırmıştı çünkü hemen yanında, onunla birlikte oturuyorlardı. TED هنا ارتبك زملاؤه فمن الواضح بأنهم يجلسون أمامه
    Eğer onu gerçekten sinirlendirmek istiyorsan, onun ofisine kadar gidip, karşısında seks yapmalıyız. Open Subtitles أتعلمين اذا أردت اغضابه يجب ان نتبعه الي مكتبه و نمارس الجنس أمامه
    Hadi Pantheon'a ve onun önündeki Piazza della Rotonda'ya bakalım. TED دعونا ننظر إلى البانثيون و ساحة ديلا روتوندا التي أمامه.
    Onun gözleri önünde ölsen ölümün onun için ne anlam taşır? Open Subtitles ..و ما الذي يعنيه بالنسبة لك أن تموت أمامه ؟ ..
    Benim de, önünde duran herkesi katledecek kana susamış yepyeni bir savaşçım var. Open Subtitles أحضرت محاربي الجديد المتوحش المتعطش للدماء الذي سيقوم بقتل كل من يقف أمامه
    Ve şimdi, önünde duruyorum, sanki burada... bulunmasının sebebi bu. Open Subtitles و الأن أنا واقف أمامه كما أنا السبب انه هنا.
    Oğlu William'ı salonda, önünde emeklerken görebildiğinde ilham alarak yazdığı kitap. TED ‫الذي كان مستوحى مما كان يراه،‬ ‫ابنه، وليام، ‬ ‫يزحف أمامه على أرضية غرفة الجلوس.‬
    Bu sergiyi ziyaret edebilir, bunun önünde fotoğraf çekebilirsiniz. TED لذا يمكنك الخروج من ذلك المعرض، والتقاط صورة أمامه.
    Parusharam yeni başlamış fakat önünde çok yol olan bir Parikrma. TED باروشارم هو باريكرما بداية بسيطة ولكن طريق طويل أمامه
    önünde duracak ve diyeceksin ki Uzaklara gittim tehlikeye atıldım ve işte tamamen masum adamın Open Subtitles ستقفين أمامه قائلةً سافرت بعيداً وخاطرت كثيراً وها هو الرجل البريء
    Antika dükkanının bulunduğu köşedeki evde oturuyorum bilirsin önünde tahta Kızılderili heykelinin olduğu ev. Open Subtitles أنا اعيش على الناصية بجوار متجر التحف ذلك المتجر حيث يوجد الهندي الخشبي أمامه
    Büyüdüğüne şüphe yok, ama gökyüzünde özgürce uçan genç bir atmaca ile karşılaştırabilmen için önünde uzun bir yol var. Open Subtitles مازال يكبر والطريق أمامه طويلاً قبل أن تقارنه بصقر يحلق حراً فى السماء
    Öncelikle, yaşananlar için gerçekten çok üzgün olduğumu belirtmek isterim, arabamı sana çok yakın durdurunca, sen de kendini önüne attın. Open Subtitles أولا ، أريد أنّ أقول انني متأسفه جداً لما حدث مؤخراً عندما أوقفتً سيارتي بـ القرب منك وقمت بإلقاء نفسك أمامه
    Fok da bu nedenle ona canlı olarak yakaladığı penguenleri getirip önüne koymaya başlıyor. TED إذاَ ما فعلته كان أنها بدأت بجلب البطاريق إليه، حية، وتقوم بوضعها أمامه.
    Adam kilitli bir odada bulunmuş elinde bir tabancayla, yanında ameliyat olması gerektiğini gösteren kağıtlarla. Open Subtitles لقد وجدوه في غرفة مقفلة مسدس في يده أوراق أمامه تشير لأنه يحتاج لجراحة
    karşısında güzel showgirl görür. TED وقفت أمامه فتاة استعراض رائعة شبه عارية.
    Akıllı bir oyuncu her zaman sağlam bir el tutmayı başarır ve önündeki her fişe baktıkça aklını kaybeder. Open Subtitles اللاعب الذكي بامكانه أن يكسر قوة أوراق منافسه ثم يقوم بالهجوم و يفقد عقله مع كل فيش يظهر أمامه
    O kapıyı ona uzun zaman önce kapattık. Artık yalnız. Open Subtitles لقد أغلقنا هذا الباب أمامه من زمن بعيد إنه وحده
    Yaşamak için birkaç ayım kaldı. Open Subtitles أنا عجوز أمامه بضعة شهور ليعيشهم و هي فتاة صغيرة ، فما الخطب ؟
    Burada önemli olan bunun siz önünden geçtiğinizde açılan otomatik kapı sensörü gibi çalışmıyor olması. TED كل ما في الأمر أن القطعة لا تعمل مثل مستشعر الباب التلقائي الذي يفتح عندما تمشي أمامه.
    Sonunda onun karşısına dikilip, istifa ettim ve o hatırlamıyor. Open Subtitles لقد وقفت أمامه أخيراً واستقلت وهو حتى لا يعلم
    Taşındıktan sonra bile hep o evin yanından geçerdi. Open Subtitles حتى بعد إنتقالنا كان دائماً يمررنا من أمامه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد