Bana başka birinin işlerini hatırlattı. Senin farklı olacağını umuyordum, dostum.. | Open Subtitles | ما ذكّرني بصنيع يدي شخص آخر، وقد أملت أن تكون مختلفًا. |
Abartma ama gerçekten iyi gitmesini umuyordum. | Open Subtitles | أووه ، كفانا مبالغة. لكنني أملت حقا أن تنجح العلاقة بينكما. |
Dünyadaki en hoş adam olarak görünmediğimi biliyorum... fakat bunu sadece birkaç saniyeliğine unutabileceğini umuyordum. | Open Subtitles | اعرف اني لست الرجل الأكثر لطافة في العالم لكن أملت ان تنسي هذا |
Çocuklardan birkaçının yasağa rağmen cesur davranıp, veda etmeye geleceğini ummuştum. Ama olmadı. | Open Subtitles | لقد أملت أن يتحدى بعض الأولاد المنع ويأتوا لوداعي، لكن ما من أحد |
İki gün önce böyle bir haber duydum... ama daha önce birkaç kez olduğu gibi yanıldıklarını umdum. | Open Subtitles | سمعتهم يتحدثون عن ذلك قبل يومين غالباً ما تكون شائعة وقد أملت أنها كذلك |
umduğum gibi değil. Ama tehlikeye değerdi. | Open Subtitles | لم تسر كما أملت لكن كان الأمر يستحق المخاطرة |
Donanma subayı, o yüzden NCIS'in yardım edeceğini umuyorum. | Open Subtitles | إنه من البحرية، ولهذا أملت أن تستطيع الشعبة مساعدتنا. |
Eminim kız yaşamasına izin vermelerini umuyordu. | Open Subtitles | و أنا واثقة أنها أملت أن يبقوا على حياتها. |
Aslında... bunu bugünkü törende giymeni umuyordum. | Open Subtitles | حقيقة .. لقد أملت أن ترتديه في الحفل اليوم |
Kulağa korkunç geldiğini biliyorum ama hep evden kaçmış olduğunu umuyordum. | Open Subtitles | و لكنني أملت بانها كانت قد هربت بعيداً فحسب |
Saat 3:00 soygununu kaçırırız diye umuyordum. | Open Subtitles | أملت أن يفوتنا سطو الساعة الثالثة المسلح |
Bunu aramızda halledebileceğimizi umuyordum ama gerekirse daha yukarı giderim. | Open Subtitles | . . لقد أملت ان اتعامل مع هذا الأمر بشكل خاص لكني سأتخطاك بقسوه ان احتاج الأمر |
Bir şekilde Amanda'nın evde olmasını, yaşadıklarımın bir parçası olmamasını umuyordum. | Open Subtitles | لقد أملت أن تكون أماندا في بيتها و ألا تكون جزءا من الذي حدث لي |
Dağınıklık için bağışla. Sen gelmeden evvel halletmeyi umuyordum. | Open Subtitles | يجب أن تعذر الفوضى، أملت أن تكتمل هذه الأعمال قبل وصولك |
Dışında sahip olduğu etkileyiciliğin yarısına içinde de sahip olan biriyle evlendiğimi ummuştum sadece! | Open Subtitles | أملت فقط الزواج من أحد رائع من الداخل نصف روعته من الخارج. |
Biraz daha kurabiye yaparsın diye ummuştum ama sonra buraya geldin. | Open Subtitles | أملت أنّك ذاهبة لإعداد المزيد من الكعك، لكنك جئت لهنا. |
Sanırım bunun, gecenin yarısında olmayacağını umdum. | Open Subtitles | أظنني أملت ألّا يكون ذلك عند منتصف الليل |
Yapabilecek biri haline geldiğini umdum galiba. | Open Subtitles | اعتقد بأنني أملت بأنك الشخص الذي يستطيع.. |
Onu kurtarmayı umduğum Criterion Caddesindeki yetimhanede kalan çocuklar için oyun sahnelerdi. | Open Subtitles | كانت تعزف للأطفال في الميتم الموجود في شارع كريتريون,منه أملت أن أصل إليها |
Fırsat, olmasını umduğum gibi kendini göstermedi. Bu yüzden ben yaratıyorum. | Open Subtitles | الفرصـة لا تأتي من تلقـاء نفسهـا كمـا أملت أن تكون ، لذا أنـا أخلقهـا الآن |
Bu bilgiyi bana vereceğini umuyorum, Yüzbaşı. | Open Subtitles | أملت أن تزودني انت بهذه المعلومات أيها القائد |
Tedaviyi içip ölmesini umuyordu zira ruhunun hapis olması amacıyla doğaüstü canlıların yaşadığı arafı yarattı. | Open Subtitles | أملت أن يتناوله ويموت، لأنّها صنعت برزخًا للخوارق ليأسر روحه. |
Seni ve adamlarını serbest bıraktım çünkü insanlığı kendinden kurtaracağınızı düşünmüştüm. | Open Subtitles | ساعدت بتحرير رجالك من تلك الكُريّة لأنّي أملت أن تساعدوا البشرية. |
Seni bekledim çünkü hayatta olmanı umut ettim. | Open Subtitles | لقد انتظرتك. لانى أملت بشدة ان تكون حياً. |