Millet parlıyor. paralarını aldılar. Ben hâlâ aynı süprüntüleri giyiyorum. | Open Subtitles | الجميع متأنقون، ولديهم أموالهم بينما أنا أرتدي نفس الملابس الرديئة |
Millet parlıyor. paralarını aldılar. Ben hala aynı süprüntüleri giyiyorum. | Open Subtitles | الجميع متأنقون، ولديهم أموالهم بينما أنا أرتدي نفس الملابس الرديئة |
Babam hep zenginlerin paralarını akıllıca kullandıkları için zengin olduklarını söylerdi. | Open Subtitles | أبي دائماً يقول الأغنياء أغنياء لأنهم أذكياء في التعامل مع أموالهم |
Gerçekten korkmam gereken birinin... Parayı almak için buraya geleceğini söylediler.Eğer patron oysa, onunla konuşabilirim, başka yapabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | يقولون بأنّ شخص ما سيأتي لأخذ أموالهم. شخص ما الذي علينا أن نخافه لأنّه يبدو الرئيس. شخص يمكنني التحدّث إليه، أو ماذا؟ |
Vietnam'da, ihtiyar alıcılar tabutların parasını ödemek için nakit para transferini kullanırlar. | TED | في الفيتنام،استخدم المستفيدون المسنون تحويلات أموالهم لدفع ثمن النعوش. |
paraları onlara, insanlara oyuncak gibi muamele edebilme hakkı veriyor. | Open Subtitles | يعتقدون أن أموالهم تمنحهم الحق في أن يعاملوا الناس كدمى |
Bu yüzden paralarının çoğunu hastane ya da klinikler dışındaki yerlere harcamak istediler. | TED | لذا إختاروا أن ينفقوا معظم أموالهم خارج العيادات والمستشفيات. |
İnsan ticareti yapanlar, paralarını aklamak için yarı meşru işletmeleri kullanıyorlar. | Open Subtitles | يستخدم تجّار البشر الشركات الشبه شرعية لغسيل أموالهم بجميع أرجاء العالم |
İnsanlar bize paralarını, Tanrı'nın bana söylediği ilk şeyden dolayı veriyorlar. | Open Subtitles | إن الناس يهبوننا أموالهم لأن أول ما قاله لي الرب كان: |
Bir soruşturma olur da mal varlıkları dondurulur diye paralarını bu vakıfta saklıyorlar. | Open Subtitles | انهم يخبّئون أموالهم في هذه المؤسسة في حالة وجود تحقيق وتم تجميد ممتلكاتهما |
Bu yüzden bütün paralarını bu alana yatırdılar. Ve mavi sütun, yani sınıf büyüklüğü, masrafları artırıyor. | TED | لدى استثمروا كل أموالهم في ذلك والشريط الأزرقالخاص بحجم الأقسام يزيد من التكلفة. |
paralarını alıp tekrardan yatırım yapabilir, imkân dahilinde daha çok yeni fikri daha hızlı fonlayabilirlerdi. | TED | وبإمكانهم أخذ أموالهم وإعادة استثمارها، من الممكن تمويل أفكار جديدة أسرع. |
paralarını bu sorunları çözmeye harcıyorlar. | TED | لذلك ينفقون أموالهم في محاولة لحل هذه المشاكل |
İçerdekilere, hapishane istihdamında paralarını nasıl yöneteceklerini öğreten bir ders programı hazırlıyordum. | TED | كنت أصمم منهاجًا يمكنه أن يُعلم المسجونين كيفية إدارة أموالهم من خلال عملهم في السجن. |
5.kız : Çünkü eninde sonunda bütün paralarını kaybedecekler. | TED | لأنهم سيخسرون جميع أموالهم مع مرور الوقت. |
maddi ve manevi olarak mahfolmuşlar çünkü bütün paralarını ve inançlarını bu insanlara bağlamışlar. | TED | محطمين ماليا وعاطفيا لأنهم أعطوا أموالهم وإيمانهم لهؤلاء الناس. |
Tüm paralarını kaybetmek istemiyorlar. | Open Subtitles | لا يريدون خسارة باقي أموالهم. أصيبوا بالهلع الآن. أستطيع الشعور بذلك |
neler olacak görelim. Bazıları alıştıkları şeyi yapsın ve kendilerince harcasınlar, bazıları Parayı versinler, mutluluklarını karşılaştırsınlar ve gerçekten mutlu olacaklar mı görsünler. | TED | و أن يصرفوا أموالهم على أنفسهم و لنجعل بعض الناس يهبونه للغير و لنقس سعادتهم و لنر ما إذا صاروا ، فعلا ،أكثر سعادة |
Galiba bütün kasaba parasını koydu. | Open Subtitles | أظنّ بأن البلدة بأكملها قد أودعوا أموالهم |
Orada birilerini boyunduruk altına alırsın ve ceplerindeki bütün paraları çıkana kadar sarsarsın. | Open Subtitles | أنه حيث تضع شخصاً في مسكة رأس وتهزهم حتى تخرج أموالهم من جيوبهم |
İnsanlar paralarının değerlendirilmesini istiyorlar. | Open Subtitles | الناس يريدون الحصول على شيء في مقابل أموالهم و لهذا نُُصِّر دائما |
Birileri paralarına el koyar diye korkuyorlar,hem de her sentine. | Open Subtitles | يعتقدون أن هناك من يأخذ أموالهم كل سنت قاموا بتوفيره |
Evet, pis zengin kereste parası. | Open Subtitles | اممم .أغنياء جدا .. أموالهم من أعمال الخشب |
Paralarıyla yatırım yapar, müşterileri de paraya her yerden erişirdi. | Open Subtitles | إنه يستثمر أموالهم, و يمنحهم الصلاحية للحصول عليها أينما كانوا. |
paranın tümünü onlar yatıracak, bütün işi de ben yapacağım. | Open Subtitles | سوف يضعون كل أموالهم و سوف اشغلها لهم.. ؟ |
Büyük başlar onun cebine para koyabilmek için sıraya girmek zorunda kalırlar. | Open Subtitles | يضطر الأشخاص المؤثرين للإصطفاف حتى يحين دورهم لينفقوا أموالهم كما يحلو له |
Görünüşe göre hem paralarından olacaklar hem de hayatlarından. | Open Subtitles | يبدو الأمر و كأنه سيأخذ أموالهم و حياتهم |