Bu açıdan nesnellik ilkesine katılıyorum; bir ev maviyse eğer, mavi derim. | TED | في هذا السياق، أنا أتفق مع مبدأ الموضوعية: إذا كان المنزل أزرق، أقول إنه أزرق. |
Yüzbaşı Carter'a katılıyorum. Bu daha çok siyasi birşey. | Open Subtitles | أنا أتفق مع الكابتن كارتر الاحتمال الأكبر ان يكون سياسى |
Bugün diğer pek çok kişinin konuştuklarına katılıyorum. | Open Subtitles | حسنًا ، أنا أتفق مع ما قاله الأغلبية اليوم |
Anneme katılıyorum. Bir gerilim. | Open Subtitles | أنا أتفق بالرأي مع أمي إنها حبكة تشد الأعصاب |
Sizinle tamamen Aynı fikirdeyim ama şu anda sakin olmak zorundayız. | Open Subtitles | أنا أتفق معك بالكامل.. لكن الآن يجب علينا أن نبقى هادئين. |
Ben kitap kurduna katılıyorum. Annem her zaman derdi ki: | Open Subtitles | أنا أتفق مع دودة الكتب إن أمى تقول دائما |
Dinle, sana katılıyorum. Burasını komiteyle yürütemeyiz. | Open Subtitles | اسمعى, أنا أتفق معكِ لا يمكننا أن نتركهم يديروا المكان |
Yüzde yüz katılıyorum. Yani yenilgiyi kabullenmek ve statükoculuk bitmeli. Aynen. | Open Subtitles | أنا أتفق مائة في المائة,أنا أعنى لامزيد من الانهزامية أو التجارة كالعادة |
Onun "Şeytanın habercisi" olduğunu söyleyenlere katılıyorum. | Open Subtitles | أنا أتفق مع الذين يقولون بأنه رسول ابليس |
katılıyorum, sadece orada, konu sen ve ben olmaktan çıkıyor. Bunu nasıl düzelteceğimi biliyorum. | Open Subtitles | أنا أتفق لكن في الخارج ليس فقط أنا و أنت أعرف كيف أصحح الأمور |
Ben başkana katılıyorum. Fikir sahibi olmak için daha geniş kapsamlı bir yol bulmalıyız. | Open Subtitles | أنا أتفق مع رئيس الحزب علينا إيجاد طريقة أوسع لجمع الآراء |
katılıyorum. Hiçbir şey aynı şeyi yapıp durmaktan kötü değildir. | Open Subtitles | أنا أتفق معك, لا شيء أسوأ من القديم, القديم |
Böyle düşünüyorsan ben de Lisa'ya katılıyorum gitmelisin. | Open Subtitles | حسناً إذا كان هذا شعورك إذن أنا أتفق مع ليزا من الأفضل أن تذهب |
Sana katılıyorum aşkım. Hemde sonuna kadar. | Open Subtitles | إنني أتفق معك يا حبي أنا أتفق معك تماماً وبالكامل |
Bana laf düşmez ama ben buradaki büyük adama katılıyorum. Onlara bayıldım. | Open Subtitles | أنه ليس من شأني لكن أنا أتفق مع الرجل الكبير هنا، |
- Bunu pek söylemem ama Clary'e katılıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أقول هذا في كثير من الأحيان ولكن أنا أتفق مع كلاري |
Frank bu adamı NYPD'den daha hızlı bulacağını sanıyor ve açıkçası, ben ona katılıyorum. | Open Subtitles | فرانك يعتقد انه يمكن العثور هذا الرجل أسرع من شرطة نيويورك، و، وبصراحة، أنا أتفق معه. |
Prensipte sana katılıyorum ama yasaları çiğnedin Isabel. | Open Subtitles | من حيث المبدأ، أنا أتفق معك لكنك خالفت القانون , يا إيزابيل |
"Evet, buna katılıyorum. Öyleyse sorun ne?" | TED | "نعم، أنا أتفق مع ذلك. إذاً ما هي المشكلة؟" |
Evet D.J. ile Aynı fikirdeyim. Bunu yapmana gerek yok. | Open Subtitles | نعم، أنا أتفق مع ,دي جي ليس عليكِ القيام بذلك |
Bence de, ama belki dünyadaki en kötü şey değildir. | Open Subtitles | أنا أتفق معكِ لكن ربما ليس هذا أسوء شيء في العالم |
Bu hususta, saygıdeğer meslektaşımla kovuşturma konusunda hemfikirim. | Open Subtitles | في هذه أنا أتفق مع زميلتي الفاضلة من الإدعاء العام |
Silah güvenliği için makul tedbirlerin çoktan alınmış olması gerektiğinde ve geçmiş taramalarını genişletmenin toplum güvenini sağlayacağında hemfikiriz. | Open Subtitles | أنا أتفق معه أن التدابير المعقولة لضمان سلامة السلاح، قد طال انتظارها وتوسع فحص الخلفيات ذلك |