ويكيبيديا

    "أنهُ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • olduğunu
        
    • o
        
    • ki
        
    • göre
        
    • onun
        
    • olduğu
        
    • olduğuna
        
    • diye
        
    • gibi
        
    • söyledi
        
    • olduğundan
        
    • olacağını
        
    • olması
        
    Yani yaptığının yanlış olduğunu biliyor ama hiçbir önem hissi duymuyor. Open Subtitles أعني، أنهُ علمَ أنهُ ارتكبَ خطأً لكنهُ لا يُدرِك مدى فداحتهِ
    onun özel etnik yapısından dolayı eşleşmenin zor olduğunu düşünüyordum. Open Subtitles انظُر، ظننتُ أنهُ بسبب تمازجهِ العِرقي، سيكون إيجاد المُطابق صعباً
    Bende sadece rakunlarda olduğu söylenen o virüs varken bile. Open Subtitles حتى عندما إصبت في فيروس قالو: أنهُ لايصيب إلا الراكون
    Evet, tabii ki, ama minnettarlığı etkilenmekle karıştırmak çok kolaydır. Open Subtitles لكن من السَهل جِداً إسائَة فهِم التقدير على أنهُ العاطفَة
    Görünüşe göre duvarların üzerine geldiğini görünce çıkış için kolay yolu seçmiş. Open Subtitles حسناً, يبدو أنهُ وجد أن الدنيا تضيق عليه لذا إختار الطريقة السهلة
    Burada olan tek şey saat 3'te ziyaret saatin olduğu. Open Subtitles كُلُ ما لَديَّ هُنا أنهُ لَديكَ موعِد زيارَة في الثالثَة
    Onu tanımlayacak bir şey söylemedi. İngiliz aksanı olduğunu söyledi. Open Subtitles ليس بالوصف الذي يقودنا لمعرفته قال أنهُ يتحدث بلكنة بريطانية
    Daha fazla olduğunu düşünüyorum. En azından bir tane daha. Open Subtitles نعتقد أنهُ يوجد المزيد من هذه المخلوقات على الأقل واحد
    Ben sadece neden orada olduğunu açıklayacak bir şey görmüşsündür diye umuyordum. Open Subtitles كُنت أمل أنهُ ربما قد تكون رأيت شيء، يفسر سبب وجوده هناك.
    Senin hakkında hâlâ bilmediğimiz çok şey olduğunu fark ettim. Open Subtitles بدأتُ إدركُ أنهُ لا يزال هُناك الكثير لا نعرفهُ عنكَ
    Ama aynı zamanda sen de bizim kurallarımızın olduğunu bilmelisin. Open Subtitles لكن في الوقت الراهن يجب ان تعلم أنهُ لدينا قواعد
    Birincisi, oha yani ve ikincisi, o gerçekten iyi biri. Open Subtitles في البداية، أنتِ. و ثانياً، في الحقيقة أنهُ شخص طيّب.
    Evi sevmiyorum, ve bunada hazır değilim. Ama o sevdi. Open Subtitles أنهُ لا يُعجبُني ، و لايُمكنُني تحملُ نفقاتِهِ لكنها تعشقهُ
    Demek oluyor ki hükümlerin biri veya her ikisinden muhtemelen idam edileceksin. Open Subtitles ما يعني أنهُ منَ المُحتمَل أن تُعدَم على واحِدَة أو كِلا الجريمتين
    Görünüşe göre birileri büyük bir ödül karşılığında risk almış. Open Subtitles يبدو أنهُ قد أقدم على مخاطرة كبيرة لأجل جائزة كبيرة
    Bencillik ettim, çünkü onun iyi bir insan olduğunu düşünmüyorum. Open Subtitles أنا كنت أنانية, فقط لأني لم أعتقد أنهُ شخص لطيف
    Birkaç gün önce genç bir erkeğe ait bir ceset bulmuşlar aylar önce öldürülmüş olduğu belliymiş, kafasının arkasından vurularak öldürülmüş. Open Subtitles اكتشفوا من عِدَة أيام جُثَة رجلٍ يافِع و الذي منَ الواضِح أنهُ قد ماتَ مِن عِدَة شهور برصاصةٍ في مُؤخرَة رأسِه
    Ekipten birisiyle cinsel ilişkisi olduğuna dair sana bir şeyler anlattı mı? Open Subtitles هل أتى على ذِكر أنهُ على علاقة جنسية معَ أيٍ منَ الموظفين؟
    Şu inşaat kazması ne diye kızı tutuyor bir bilsem. Open Subtitles لو أنهُ فقط يسمح لها بالمغادرة هذا الريفي الأخرق القذر.
    Yaşadığı travmayı küçümsemek istemem, veya tamamen eskisi gibi olacağını varsayamam. Open Subtitles لا أُريدُ تقليلَ مُعاناتِه و أدّعي أنهُ عادَ كما كانَ بالضبط
    Artık dürüst bir adam olduğundan dolayı doğruyu söyleyip senin maskeni düşürecekti. Open Subtitles و بما أنهُ كان شخصاً صادقاً فهو كان سيقر بالحقيقة و يكشفكَ
    Bu formda olan bir başka dinozor daha var, daha büyük olması dışında Triceratops'a benziyor Torosaurus olarak adlandırılmış. TED لكن هناك ديناصور اَخر والذي عُثر عليه في هذا التكوين والذي يُشبه الترايسيراتوبس بإستثناء أنهُ اكبر ويُسمى توروسورس

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد