Alında Kate ile ikimiz sen de gelirsen güzel olur diye düşünmüştük. | Open Subtitles | حسناص ، في الواقع ، اعتقُد أنه سيكون ممتعاً أذا اتيتُ معنا |
Kusura bakma, insanlar çift olduğumuzu bilirse iyi olur diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | آسفة ، ظننت أنه سيكون لطيفاً أن يعرف الناس أننا زوجين |
Dolayısıyla bir evrensel çevirmen aradık; birilerinin çoktan yapmış olacağını düşündüm. | TED | لذلك بحثنا عن مترجم عالمي; اعتقدت أنه سيكون شخص ما هناك. |
Örneğin, insan sayısının çok daha az olmasının gezegen için, Gaia için daha iyi olacağını düşünen bazı aşırı çevreciler var. | TED | وعلى سبيل المثال يوجد عدد من المتعصبين للبيئة يعتقدون أنه سيكون من الأفضل لكوكبنا، لو كان هنالك عدد سكان أقل بكثير. |
Ama sanırım baş nedimemin kendi elbisesinin parasını karşılayabilmesi hoş olurdu. | Open Subtitles | لكن أعتقد أنه سيكون جيداً إذا كانت اشبينتي تحمل نفقة فستانها |
Kendi yaşında bir flörtün yanında bulunması hoş olabilir diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنه سيكون لطيفاً لو تعرفت على أمرأه في مثل عمرك |
Küçük bir masada oturup orada yaptıklarınızın komik olabileceğini düşündük. | Open Subtitles | ظننا أنه سيكون من المضحك... أن نقوم بحلقة كاملة... ... |
Evet, herkesi bir araya toplamak güzel olur diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | أجل، لقد ارتأيت أنه سيكون أمرًا لطيفًا أن نجتمع كلنا |
Halen daha benimle Paris'in kırsalına gelmen güzel olur diye düşünüyorum çünkü son karşılaştığımızda kasabadan bahsetmiştik. | Open Subtitles | ومع ذلك، وأعتقد أنه سيكون من الرائع لك أن تأخذ بعيدا معك بعض من الريف في باريس منذ كنا نتحدث من البلاد |
Bu senin işine yarasa ne iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | حتى أنني شعرت أنه سيكون من اللطيف لو أن بعضًا من قصصي كانت ذات قيمة بالنسبة لكِ |
Birkaç bira içip birbirimizi tanırsak iyi olur diye düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنه سيكون مرحا ً اذا أحضرنا بيرة و تعرفنا علي بعضنا |
Evet birazdan Stenberg'i arayıp ona, yanımda bir bayan olacağını söyleyeceğim. | Open Subtitles | أجل ، سأتصل فقط بستيمبرج و أخبره أنه سيكون معي سيدة |
Evet birazdan Stenberg'i arayıp ona, yanımda bir bayan olacağını söyleyeceğim. | Open Subtitles | أجل ، سأتصل فقط بستيمبرج و أخبره أنه سيكون معي سيدة |
Nazırın evinde olacağını söyledi ve seninde hemen oraya gitmeni istiyor. | Open Subtitles | قال أنه سيكون في مقر الحاجب وأنك يجب أن تحضري فورا |
Oğlan olacağını biliyordum, ...bazen bir kız olacağını söylemiş olsam bile. | Open Subtitles | كنت أعلم أنه صبي، حتى ولو قلت أحيانا أنه سيكون بنت |
Eminim New York'ta yaşasak her şey daha kolay olurdu. | Open Subtitles | أراهن أنه سيكون أسهل كثيراً إذا كنا نعيش فى نيويورك |
Oğlum benim yerime daha çok sana benzese çok iyi olurdu. | Open Subtitles | أعتقد أنه سيكون من الأفضل له لو كنت أقل مثلي ومثلك. |
Kocalarımın senin için hissettikleri senin için çok sağlıklı olabilir. | Open Subtitles | شعور زوجى نحوك الأن أظن أنه سيكون من الصحى لكى |
Sadece bu kadar üzücü olabileceğini düşünememiştim. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه سيكون الوضع كئيباً لهذه الدرجة |
Ama baş nedimemin kendine bir elbise alabilecek olması da sevindirici. | Open Subtitles | لكن أعتقد أنه سيكون جيداً إذا كانت اشبينتي تحمل نفقة فستانها |
Ve babam geri geldiğinde, yaptığımız işten çok memnun olacaktır. | Open Subtitles | وعندما يعود أبي, أنا متأكد أنه سيكون سعيداً بما صنعنا. |
Buna göre şakalarımı genel olarak onları güldürecek biçimde düzenler ve değiştiririm. | TED | حينها أقيّم وأعدّل نكتي على أساس ما أعتقد أنه سيكون مضحكا أكثر. |
Bu dünyadan ayrıldığında, daha fazla Siberler olacağı konusunda bizi uyarmıştın. | Open Subtitles | عندما غادرت هذا العالم حذرتنا أنه سيكون هناك المزيد من السيبرانيين |
O uyuşturucu müptelasının bu gece Norton'da ve Kolezyum'da olacağına dair tüyo almıştım. | Open Subtitles | لدي معلومة أنه سيكون عند نورتون وكولسيو الليله |