Ama patlamayı sen tasarladın. Ne kadar büyük olacağını bilmeliydin. | Open Subtitles | ولكنّكَ صممتَ الإنفجار لابدّ أنّكَ علمتَ بالضبط كم سيكون ضخماً |
Bir de ailemi öldürenin sen olduğunu öğrendiğimde benim şaşkınlığımı düşün. | Open Subtitles | حسنٌ، تصور مفاجئتي، عندما علمتُ أنّكَ أنتَ، من أمرّ قتل عائلتي |
ki bu kadar hızlı hak vermene bakarsak yanlış anladığın açık. | Open Subtitles | والتي واضح أنّكَ أسأتَ فهمها بناءً على سرعة موافقتكَ المطبخ يحترق |
Annenle oyun oynamak için motorsikleti kullanıyor, çünkü senin onu sevdiğini biliyor. | Open Subtitles | إنّه يأخذ من الدراجة النارية ستاراً للتلاعب بأمكَ، لأنّه يعلم أنّكَ تحبّها. |
Kayıtlarımıza göre istiladan sonra siz ve ekibiniz Gözcülerden kurtulmanın bir yolunu keşfetmişsiniz. | Open Subtitles | تشير سجلّاتنا إلى أنّكَ و فريقكَ اكتشفتم طريقةً للتخلّص مِن الملاحظين بعد الغزو. |
Ne düşünüyordun, Beni haberdar etmeden benden gizli tutmayı mı? | Open Subtitles | ما الذي اعتقدتَه، أنّكَ ستستمر بإدارة هذا الشيء دون علمي؟ |
Dediklerine göre oldukça saçmalamışsınız. Çöle düşen bir uçakta olduğunuzu sayıklıyormuşsunuz. | Open Subtitles | قالا أنّكَ جدُّ مُشتّت، فما انفككتَ تقول أنّك كنتَ في طائرة تحطّمت في الصحراء |
Doktorum olduğuna göre kimseye söyleyemezsin değil mi? | Open Subtitles | بما أنّكَ طبيبي الآن، فلا يمكنكَ إخبار أحد، صحيح؟ |
Bu doğru. Büyü altındaydın sen onun tenine bile aşıktın. | Open Subtitles | أجل، فإنّكَ كنت قيد تعويذتها، حتّى أنّكَ اشتقت لرحيق جلدها. |
Şu ölesiye dövülen kızın son gecesinde son müşterisinin sen olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّكَ كُنتَ الزّبون الأخير الذي كانتْ معه البنت المسكينة ليلة مقتلها. |
sen işini ciddiye aldığından diyorum. Bu şeyi çalıştırmayı biliyorsundur. | Open Subtitles | بما أنّكَ عشت حياتك، عليكَ أن تعلم كيف تصحح هذا الأمــر. |
Diyelim ki seninle yaşayan birisi var ve gitmesini istiyorsun. | Open Subtitles | افرض أنّكَ تملكُ ضيفاً يقيمُ عندك، وأنت تريدُ أن يرحل. |
Ama sakın zannetme ki, senin de bana yalan söylemeni farketmedim. | Open Subtitles | .. ولا تظن أنني أتجاهل حقيقة أنّكَ أنت أيضاً كذبتَ عليّ |
Duydum ki bu gece büyük bir eğlence hazırlamışsın. | Open Subtitles | حضرة القائد ، سمعتُ أنّكَ ستقبض ستقبض على أحدهم الّليلة |
Beni tanıyamadın galiba? Ama senin de böyle düşünmene çok sevindim. | Open Subtitles | هل قابلتني من قبل ؟ لكنني سعيدة جدًا أنّكَ تظن هذا |
Aradaki 50 yılı çıkarırsak senin için değişen bir şey yok. | Open Subtitles | فيما أنّكَ فوتَّ آخر 50 عاماً، لم يتغيّر شيئاً بالنسبة إليكَ. |
Cenaze suratlı uşağını peşime takmışsın. Tam sana göre bir davranış. | Open Subtitles | أرى أنّكَ جعلتَ خادمكَ ذلك يتّبعني، يالها من بادرة نموذجيّة. |
Dikkatli olun, Bay Rango. Sadece küçük bir kertenkele olduğunuzu unutuyorsunuz. | Open Subtitles | يبدو أنّكَ نسيتَ أنّكَ مجرّد سحليّةٍ واحدة. |
Çünkü senin azılı bir katil olduğuna inanıyorlar. | Open Subtitles | لأنّهم يعتقدون أنّكَ قاتلٌ صلبٌ، أليس كذلك؟ |
Ve yıllıkta, zaman kapsülü komitesinin fakülte danışmanı olduğun yazıyor. | Open Subtitles | أنّكَ كنتَ مستشار هيئة التدريس للجنة الكبسولة الزمنيّة |
Onu evine kadar takip ettiğini söylediğinde orada olmak isterim. | Open Subtitles | ولابدّ أن أكون هناك حينما تخبرها أنّكَ تتبّعتها إلى منزلها |
Çalıştığınızı biliyorum fakat bir ara vermek istersiniz diye düşündüm. | Open Subtitles | أعلم بأنّكَ تعمل، ولكن ظننتُ أنّكَ قد ترغب بأن تستريح |
Asıl acınası olan, kendini kötü hissetmek için yardım almıyor olman. | Open Subtitles | ما يدعو للشفقة أنّكَ لم تتلق مساعدة، لأنّكَ تريد الشعور بالإستياء |
Sadece geleceklerini bana söylememiş olmana inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تصديق أنّكَ لم تخبرني أنّهما سيأتيان |
Bunu sana söyledi mi yoksa sen okudun mu? | Open Subtitles | أأخبرتكَ هذا أم أنّكَ قرأت ما يجول في خاطرها؟ |