hayatın size haksızlık yaptığını düşünüyorsunuz, ve böylece dünya ile ödeşiyorsunuz. | Open Subtitles | تشعر أن الحياة خانتك و الآن تريد أن تتعادل مع العالم |
Lil Sait' in ölümü sana hayatın çok kısa olduğunu anlatamadı mı? | Open Subtitles | ألم يجعلك فقدان ليل سانت تدرك أن الحياة قصيرة للغاية لكلّ هذا؟ |
dış uzaydan dünyamıza baktığımızda, sadece kendimizin değil hayatın nekadar değerli olduğunu anlayacağız fakat gerçek şu ki dünyevi uygarlaşma faydalı olacak. | Open Subtitles | عندما ننظر من الفضاء على كوكب الأرض إلا أننا سندرك كيف أن الحياة ثمينة ولكن الحقيقة أننا ننتمي إلى حضارة كوكبية بحق |
Şuan bildiğimiz şey,hayat bazı sihirli maddelerde ya da kıvılcımın içinde değil, devam eden biyolojik bir sürecin içerisinde tutuluyor. | TED | ما نعرفه الآن أن الحياة ليست محتواة في بعض المواد السحرية أو في شرارة، لكن ضمن العمليات البيولوجية الجارية بنفسها. |
Ona göre hayat kısa ve acılarla dolu. Ağzına geleni söylüyor. | Open Subtitles | يرى أن الحياة قصيرة جداً و مؤلمة لذا فيقول ما بذهنه |
Bunun sebebi, bu gezegendeki yaşamın ve tarihin ezber bozucuların tarihi olması. | TED | وذلك بسبب أن الحياة وتاريخها على هذا الكوكب صنعها مَن خالفوا القواعد. |
Bilmelisin ki yalnız yaşam günümüz toplumunun ürettiği bir durumdur. | Open Subtitles | ..يجب أن تعلموا أن الحياة الانعزالية وضع انتجه المجتمع المعاصر |
Eğer Carolyn'in ölümünden bir şey öğrendiysem o da hayatın kısa olduğudur. | Open Subtitles | ان كان هناك شيء تعلمته من وفاة كارولين هو أن الحياة قصيرة |
Jane herkese plan yapmakla meşgul olurken hayatın geçip gittiğini falan söyledi. | Open Subtitles | أن الحياة تمضي حين يكون المرء مشغولاً بالتخطيط لها وما إلى ذلك |
Son olarak, sosyal medyasız hayatın gerçekten olumlu yönleri var. | TED | وأخيراً أوضحت، أن الحياة بدون وسائل التواصل الاجتماعي مصحوبة بإيجابيات حقيقية. |
Bizim için en önemli olan şeyleri gözden kaçırır olmuşuz, ve en ilginci ise herkesin hayatın aslında bu olduğunu ve bununla bir şekilde başa çıkmamız gerektiğini sanması. | TED | ونحن نفوت على أنفسنا الأشياء الأكثر أهمية بالنسبة لنا، و من الجنون أن الجميع يفترض أن الحياة هكذا، إذ وصلنا لحالة من السلام والتوافق مع هذه الحالة المضطربة والمشوشة |
Ailemin inanılmaz desteği ile sonunda hayatın hala yaşamaya değer olduğuna karar vermem yıllarımı aldı. | TED | أخذ منى الأمر عدة سنوات لكن بمساعدة عائلتى التى دعمتنى بشكل مذهل، قررت أخيرًا أن الحياة لا تزال جديرة بالعيش. |
Yani, eğer anneniz size hiç hayatın adil olmadığından bahsettiyse anlatmaya çalıştığı işte tam da bu tür bir şeydir. | TED | الآن، إذا تذكرت أمك تقول من قبل, أن الحياة ليست عادلة، فهذا هو الشيء الذي كانت تتحدث عنه. |
Ona göre hayat kısa ve acılarla dolu. Ağzına geleni söylüyor. | Open Subtitles | يرى أن الحياة قصيرة جداً ومؤلمة لذا فيقول ما في ذهنه |
hayat adil değil, bunu onlara bir an önce öğretelim dedik. | Open Subtitles | إننا نعتقد أن الحياة ليست عادلة, فدعونا نعلمهم ذلك من البداية |
Zor olacak. Babam derdi ki, "hayat bir boynuzdan bal yapmaya benzer." | Open Subtitles | لطالما كان يقول والدي أن الحياة مثل لعق العسل من شجرةٍ شائكة. |
Biliyorsunuz ki, oradaki tüm vaktimi intihar etmeye harcayarak heba ettim ama sizi ölümle cebeleşirken görünce bu hayat yaşamaya değer be dedim. | Open Subtitles | أتعلمون، لقد أمضيت كل الوقت محاولا قتل نفسي ولكن كان علي رؤيتكم يا رفاق على وشك الموت لأن أدرك أن الحياة تستحق العيش |
Lee Cronin: Birçok insan yaşamın başlaması için milyonlarca yıl gerektiğini düşünüyor. | TED | لى كرونين: كثير من الناس يعتقدون أن الحياة احتاجت إلى ملايين السنين لتبدأ. |
yaşamın onlarla tamamen rahat olduğunu söylemek isterim. | TED | ويجب أن أقول أن الحياة كانت سهلة تماماً معهم |
Belli ki, yaşam bize eğlence bölümünde bir şeyler öğretebilir, değil mi; yaşamın bize öğretecek çok şeyi var. | TED | ومن الواضح أن الحياة تستطيع أن تعلمنا شيئاً في مجال التسلية، حسناً. الحياة لديها الكثير لتعلمنا اياه. |
O Hayatı eve gelmek, ailemle olmak için savaş alanında bıraktım. | Open Subtitles | تركت أن الحياة في ساحة المعركة الى الوطن، يكون مع عائلتي. |
hayatın tamamı acı çekmektir. Bu hayatının tamamının olumsuz olduğu anlamına gelmez. | TED | أنه كون الحياة كلها معاناة ، لايعني أن الحياة كلها سلبية |
Böyle olabileceğini hiç tahmin etmiş miydin? | Open Subtitles | هل فكرت يوماً أن الحياة ستتغير بهذا الشكل؟ |