Her türden fikir aldık. Evet, hayır ya da bilmiyorum. | TED | حصلنا على كل أنواع الآراء. نعم، لا أو لا أعرف. |
Ya kaseti buluyorsun, ya da seni bir daha görmek istemiyorum. | Open Subtitles | إما أحصل على الشريط أو لا أرئك أبدا ً مرّة ثانية |
İster inanın ister inanmayın, aslında araç filosu için -- (Gülüşmeler) aile tarifesi aldık çünkü en uygun tarife buydu. | TED | صدقوا أو لا فقد اشتريناها بعرض التوفير العائلي جميع مركبات هذا الأسطول لأن هذه هي طريقة الحصول على أفضل الأسعار |
İster inan ister inanma ama bu hantallığına rağmen o bir model. | Open Subtitles | إنها عارضة أزياء ، صدق أو لا تصدق ، و بحمل هائل. |
Sadece evet veya hayır diyeceksin. Başka ne var ki? | Open Subtitles | لابد أن تقول نعم أو لا فحسب، أهناك شيء آخر؟ |
Dinle, eğer istediğin şeyi hiç sormazsan o zaman cevabın evet mi hayır mı olacağını bilemezsin. Bu riski göze alman lazım. | Open Subtitles | إستمعي ، إذا لم تسعي وراء مبتغاكِ ، لن تعرفين إطلاقاً إذا كانت الإجابات ستكون نعم أو لا ، يجب عليكِ المخاطرة |
Gördüğün gibi, ya beraber çalışırız, ya da hiç çalışmayız. | Open Subtitles | اسمعى, نحن إما نعمل معاً أو لا نعمل على الإطلاق |
En iyi sizsiniz, hiçbir şey ya da hiç kimse sizden iyi olamaz. | Open Subtitles | كل شيء ينعكس عليك أنت لذا لا شيء أو لا أحد جيد بنظرك |
Bu gibi şeylere de ihtiyacım yok. Telefonda yakalayacağız ya da hiç yakalamayacağız. | Open Subtitles | لا أحتاج إلى ذلك، إما أن نمسك به عبر المراقبة الصوتية أو لا |
Öyle bile olsa, merhametini ya da affetmeni haketmediğimi biliyorum. | Open Subtitles | صدقى أو لا أعلم أننى لا أستحق رحمتك أو عفوك |
Ve ya da inanmıyorum, bunu yapmak için yeterince güçlü. | Open Subtitles | وصدقي هذا أو لا أنت قوية بما يكفي لتفعلي هذا |
İster inan ister inanma, bunun için gereken malzemelerimiz var. | Open Subtitles | صدقوا أو لا تصدقوا، ماري، لدينا مقومات هذا الحق هنا. |
İster inan ister inanma, ben de dört saat boyunca canavarı oynamaktan hoşlanmıyorum ama bunu onlar için yapıyorum. | Open Subtitles | صَدِّق أو لا تًصَدِّق، أنا نفسي لا أَجِدُ لعب الوحشِ لأربع ساعاتِ كُلّ ذلك التَحفيز أمّا. لَكنَّه لَيسَ عنيّ. |
İster inan ister inanma, yukarıda bir gözetleme gösterisi sunuyor. | Open Subtitles | صدّقي أو لا تصدّقي، إنها مشتركة في عرض خلاعي بالأعلى |
Ama ister inan ister inanma, çoğu insan mahkemeden önce ortalıkta görünmez. | Open Subtitles | لكن، صدّق أو لا تصدّق، معظم الناس لم تظهر أبدأ أمام المحكمة |
Sadece evet veya hayır diyeceksin. Başka ne var ki? | Open Subtitles | لابد أن تقول نعم أو لا فحسب، أهناك شيء آخر؟ |
Sadece "evet" veya "hayır" cevabını veriyor, o kadar basit değil. | Open Subtitles | انظري، إنه يجيب بنعم أو لا فقط، الأمر ليس بتلك البساطة |
Dolayısıyla, soru şu: Bu fotoğrafı ister misiniz? Evet mi, hayır mı? | TED | حسناً؟ إذاً السؤال هو، هل تريد تلك الصورة؟ نعم أو لا. |
Hey şişemi geri ver! Evet mi hayır mı? Sonra içersin. | Open Subtitles | أعطني الزجاجة نعم أو لا ثم ستحثل علي المشروب |
Onları asman için iki günün var. Soğuk veya değil. | Open Subtitles | لـديك مهلةٌ لـيومين لـتنشقهم , ثمة موجة بردِ أو لا. |
Bilmiyorum ilkokul çocuğu! Sonradan görme olsun olmasın seni ne ilgilendirir? | Open Subtitles | أنت طفل بالأبتدائية لماذا تهتم إذا هي غنية أو لا ؟ |
Bu olayın milenyumun şafağında başlaması şart. yoksa hiç olmayacak. | Open Subtitles | هو يجب أن يبدأ بالفجر الألفية، أو لا على الإطلاق. |
Ama biliyor musun, ister inan ister inanma, ben de araba süremiyorum. | Open Subtitles | ولكن أنت تعرف ما، صدقوا أو لا تصدقوا، أنا لا تدفع سواء. |