aynı zamanda aşırı tutuculuğa da meydan okumalıyız çünkü terörün kaynağını oluşturan ideolojidir. | TED | يجب أيضاً أن نتحدى الأصولية، لأن الأصولية هي الفكر الذي يغذي هذا الإرهاب. |
Fonksiyonu olan bir nesnenin aynı zamanda sanatsal bir eser olabilmesine de. | Open Subtitles | و كيف تكون أداة لفعل شيء يمكن أيضاً أن تكون تحفة فنية |
İncil'de öyle yazıyor. aynı zamanda Yehova'nın, sevgi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | هذا مايقوله الكتاب المقدس يقول أيضاً أن الله هو الحب |
ayrıca insan beyni kullandığı enerji miktarı bakımından da özel görünüyor. | TED | يبدو أيضاً أن دماغ الإنسان يتميز أيضاً بكمية الطاقة التي يستهلكها. |
ayrıca, aldığımız kararların bize daha güvenli bir ortam sağlayıp sağlamadığını anlamak istedim. | TED | و أردت أيضاً أن أفهم إن كنا نتخذ القرارات بطريقة تجعلنا أكثر أماناً. |
ayrıca Tanrı'nın onun için bir planı olduğunu da anlıyordu. | Open Subtitles | و كان يدرك أيضاً أن الربّ قد أعدّ له سبيله |
Konunun sizin için para olmadığını biliyorum öte yandan şu anki yıllık gelirinizin 185 bin olduğunu da biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن الأمر لا يتعلق بالأموال بالنسبة إليك لكنني أعرف أيضاً أن معاشك السنوي الحالي يبلغ 185 ألف دولار |
bir de o gece bir kadın, plajda fener ışıkları gördüğünü söylemiş. | Open Subtitles | قال أيضاً أن ثمة إمرأة رأت أنواراً على الشاطئ في تلك الليلة. |
Benim çocuk Mahoney'ye baktığınız için de ayrıca teşekkür ederim. | Open Subtitles | أريد أيضاً أن أشكرك لإنتباهك إلى ولدي مهوني |
aynı zamanda danışman, öğretmen ve hepsinden öte arkadaş da olabilirim. | Open Subtitles | يمكنني أيضاً أن أكون مستشارة مدرسة، لكنني من كل هذا صديقة |
Onu mutlu ettim ve aynı zamanda seni de oğlum olarak sevmeyi seçtim. | Open Subtitles | و حرصت على جعلها سعيدة وقد اخترتُ أيضاً أن أحبّك كابنٍ من صلبي |
aynı zamanda kumarhanedeki geçen haftaya ait... kamera kayıtlarına da bakmam gerek. | Open Subtitles | عليّ أيضاً أن ألقي نظرة على تصوير الكاميرا العلوية من الأسبوع الفائت |
aynı zamanda varlığımız ve ebeveynlerinin cinayeti hakkındaki tüm araştırmalarını durduracaksın. | Open Subtitles | نطلب أيضاً أن توقف كل التحقيقات عن تواجدنا وعن مقتل والديك |
Yerel olarak çalışmalıyız ama aynı zamanda okyanus havzası genişliğinde de çalışmalıyız. | TED | . نحتاج لأن نعمل محلياً لكننا نحتاج أيضاً أن نعمل على عرض المحيط |
Önce anlamamız lazım ama aynı zamanda yönetmemiz ve korumamızda gerekiyor. | TED | نحتاج لأن نفهم ولكن نحتاج أيضاً أن نبدأ بالحماية والادارة |
ayrıca bunun korkunç bir hata olduğunu, ve pişmanlık duyduğunu da söyledi. | Open Subtitles | و قد أخبرنى أيضاً أن ذلك كان غلطة شنيعة غلطة يندم عليها |
ayrıca mezuniyet kraliçesi olarak sana oy verdiğini bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | وأريدكِ أيضاً أن تعلمي أني صوت لك للقب ملكة الحلفل. |
İnsanların birbirlerine çok benzer olduklarını sanıyorum, fakat yine bunu kavrama da bazı sorunlarımızın olduğunu da zannediyorum. | TED | أعتقد أن الناس متشابهون جداً، لكني أعتقد أيضاً أن لدينا مشكلة في رؤية ذلك. |
Ancak, bunun yanında evrenin tuhaf, muhteşem ve engin olduğunu da fark ettim. Bir uzay gemisiyle keşfedilemeyecek kadar uçsuz bucaksızdı. | TED | ولكنني تعلمت أيضاً أن الكون غريب، رائع وشاسع، وفي الحقيقة واسع جداً على أن يتم اكتشافه من خلال مركبة فضائية. |
Benim hakkımda. İlk defa olduğunu da sanmıyorum. | Open Subtitles | ولا أعتقد أيضاً أن هذه كانت المرة الأولى |
bir de, ataçı almanızı ve paraya takmanızı istiyorum. | TED | أريد منك أيضاً أن تأخذ المشبك الورقي وأن تضعه حول الدولار. |
ayrıca sorunumuzu konuşmak için de iyi bir zaman olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أيضاً أن هذا سيكون وقتاً مناسباً للتحدث عن مشكلتنا |